Asgari ücrete gelen zam ile sendika üyesi ve sözleşme kapsamındaki metal işçileri de asgari ücretli oldu. MESS Grup TİS’lerinde yetkili 3 sendikanın birlikte imzaladığı sözleşme çöptü, daha da çöp oldu. “Yüzyılın sözleşmesiydi”, “tarihi sözleşmeydi”, “ortak mücadeleydi” dediler. Metal işçisinin ne talepleri karşılandı ne de imzalandığında metal işçisine soruldu. Sonuç, metal işçisini açlık sınırında ücretlere mahkum etmek oldu. MESS, kârına kâr kattı. Metal işçisi sefaletine sefalet kattı.
Artık, bıçak kemiğe dayandı.
Sefalet ücretine imza atanlar, oturdular mı kalkmayı bilmedikleri koltuklarını korumak için susmaya devam edecek mi?
Her ay yüz binlerce metal işçisinin bir yevmiyesine aidat adı altında çökenler, harekete geçmek için daha neyi bekliyor?
2023-2024 TİS’lerinin imzalanmasına en az bir yıl daha var.
TÜİK gibi tek bir işçinin bile güvenmediği bir kurumun Mart'ta açıklayacağı 6 aylık enflasyon oranına bel bağlamak açıkça ihanet değil midir?
Sabır dileyenlere, halimize şükretmemizi bekleyenlere tokat gibi cevap verme zamanı geldi de geçiyor.
Metal işçisini üç kuruşluk ücretlere mahkum etmek kimsenin hakkı değildir.
Düşmanını hazırlıksız yakalamaya çalışan MESS ve koçbaşı Koç sermayesi, metal işçisine ilk saldırılarını hayata geçirdi bile… Ankara Arçelik Fabrikası’nda ek zam talebini yükselten işçilere yönelik kıyım politikasını devreye soktu.
MESS'in korkusu, metal işçisinin üretimi durdurma kararını almasıdır.
MESS'in korkusu, yeni bir fırtınanın kopmasıdır. 2015 yılında dersini alan MESS, yine böl-parçala-yönet taktiği uyguluyor. İşçi kıyımlarını da bu saldırının bir parçası olarak uyguluyor.
Birçok fabrikada MESS kartları, mart ayı enflasyon zammının öne çekilmesi gibi söylentiler ile metal işçilerini ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor.
Metal Fırtına'nın gölgesinden korkuyorlar.
Bugüne kadar defalarca mücadele gündemimiz olan ek protokol veya ek zam talebimizi görmezden geldikleri gibi, kırıntılarla günü kurtarmaya çalıştılar.
Metal işçisi, sadaka istemiyor. Metal işçisi, dilenci değildir. Metal işçisi, tek yürek oluyor, haklı ve onurlu bir mücadelenin ilk adımlarını atıyor.
Türk Metal çetesi ve Öz Çelik-İş bürokratlarının, yükselen ek zam talebine kulaklarını tıkaması, ihanetçi kimliklerini bir kez daha ortaya koyuyor.
Birleşik Metal-İş ise yıllardır, imzalanan sözleşme değiştirilemez derken, şimdi %20 ek zam talebinde bulunuyor. Hani, ek zam talep edilemezdi? Yıllarca metal işçisine bunu söylemediniz mi? Demek ki, bugün metal işçilerinin yükselen ek zam talebine kulaklarınızı tıkayamaz oldunuz. Ancak, %20 metal işçisini sefaletten kurtarmayacaktır. Kendilerinin de dile getirdiği üzere %20’lik ek zamma rağmen ücretleri, asgari ücretin altında kalmaya devam edecek binlerce metal işçisi olacaktır.
Yetersizliği bir yana hala bir mücadele programı da açıklanmadı. Öncelikle üretimden gelen gücümüzü kullanacağımız bir mücadele programı ortaya konmalıdır. Ardından taleplerimizin ve programımızın arkasında kararlılıkla durmalıyız. Bekaert grevinde, grev yasağına karşı alınması gereken tutumu gördük. Çok daha fazla örgütlü, kenetlenmiş bir şekilde tüm saldırılara, yasaklara, tehditlere karşı gücümüze güvenmeliyiz.
Fırtınayı özleyen, yeni fırtınaların mimarı olacak metal işçisi kardeşler,
Emeğimizi gasp eden kan emici sermayeden, MESS'ten, bizden çaldıklarını geri alma zamanı geldi.
Yetti artık. Bıktık, usandık ayak bağı olan sendika ağalarından. Metal işçisinin emeğini sermayeye peşkeş çekenler, hayatımızı zindana çevirenlere hesap sorma zamanı geldi.
Kendi göbek bağımızı, kendimiz keseceğiz.
Kaderimizi elimize aldık, yola çıkıyoruz.
Senin soluğun, senin sesin olan MİB ile iletişime geçelim. Fabrikalarda, bölümlerinde ek zam komiteleri kuralım.
Hakkını koparıp almak için eller şaltere uzanmadan, güneş bizim için doğmayacak. Güç bizde, sizde, Metal işçilerinin birliğinde...
Metal İşçileri Birliği (MİB)
10 Ocak 2023