Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2019 Ekim ayı işsizlik rakamlarını açıkladı. TÜİK tarafından açıklanan son verilere göre işsizlik oranı ekimde %13,4 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakiler arasında işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 608 bin kişi arttı. İşsizler ordusu ekim ayı itibariyle 4 milyon 396 bin kişiye çıktı. Genç işsizlik %25 seviyelerine yükselirken, geniş tabanlı işsiz oranı %19-20 oldu. Gelinen yerde işsizlik oranının iki haneli rakamda sabit kalma eğiliminde olması, kapitalizmin yapısal sorunu olan işsizliğin Türkiye’de tümden kangrene dönüştüğünün göstergesidir.
Şubat 2019 tarihinde ekranların karşısına çıkan Maliye Bakanı Berat Albayrak, işsizlikte toparlanma tarihi olarak eylül-ekim aylarını işaret etmiş, “2019 yıllında 2,5 milyon yeni istihdamı hayata geçireceğiz” demişti. Yılsonuna doğru işsizlik oranının tek haneye ineceğini vurgulamıştı. Fakat TÜİK’in açıkladığı rakamlar 1 yılda istihdam sayısının 527 bin düştüğünü gösteriyor. Damat Albayrak’ın sarf ettiği sözlerin su katılmamış yalandan ibaret olduğunu, iktidarın manipülasyon aparatına dönüşen TÜİK rakamları bile çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
İşsizlik oranının yüksek çıkmasına AKP şefi Tayip Erdoğan’ın getirdiği açıklama ise evlere şenlik. AKP şefi oranın yüksekliğini, önceki yıllara göre işgücüne katılımın daha da artmasını bağlıyor: “İşsizlik oranımız yüzde 14 gibi yüksek bir seviyededir. Eskiden ülkemizde çalışma çağına gelen nüfusun bir kısmı iş aramadığı veya aile şirketlerinde çalıştığı için istihdam istatistiklerine girmiyordu. Şimdi eğitim düzeyinin de yükselmiş olmasının da etkisiyle çalışma çağına gelen hemen her kadın ve erkek vatandaşımız iş arıyor. (İşsizlikte artışın) Sebebi bizim istihdam oluşturamamamız değil. Mesele işgücüne katılım oranının eskisine göre fevkalade yükselmiş olmasıdır.”
Ortaya çıkan veriler de gösteriyor ki işgücüne katılım oranı geçen yıllara göre daha düşük seviyelerdedir. İşsizlik sorunu artık gizlenemez duruma geldiğinde sorunun kaynağını kendi dışında gören AKP şeflerinin, sorunu “eğitim düzeyinin yüksek olmasına” bağlaması, durumun vahametini gösteriyor.
Sorunu erteleme politikası güden AKP şefleri, işçi ve emekçilerin umutlarını hep başka bahara bıraktılar. Yalan ve demagojilerle yolunu bulan iktidar mensuplarının, gelinen yerde başvuracakları bir yalan da kalmadı. AKP şeflerinin işsizlik sorunuyla ilgili manipülasyonlarının bile istatistiklerle boşa çıkması sistemin iflasına ayna tutuyor.
Kapitalizmin yapısal sorunlardan biri olan ve ekonomik krizin daha da derinleştirdiği işsizliği ağır şekilde yaşayan işçi ve emekçiler, içinde bulundukları çıkmazlardan kurtulmak için intiharlara başvuruyorlar. Son dönemde Türkiye’de sık sık yaşanan intiharlar toplumun depresyon halinin yansımasıdır. Bu içler acısı durumun herkes tarafından kanıksanması da ayrı bir sorun alanıdır.
İşçi ve emekçiler bir an önce silkinip mücadeleyi seçmedikleri sürece, onları daha ağır koşullar bekliyor. AKP şeflerinin işsizlik konusunda kör göze parmak sokarcasına yalanları orta yerdeyken, bu yalanları meydanlarda, fabrikalarda, kısacası mücadele sahnesi olan her yerde yalancıların suratına çarpmak gerekiyor. Krizin ağır sonuçlarını işçi ve emekçilere ödetmeyen çalışan kapitalistlere ve onların yalancı iktidarına verilecek en iyi cevap mücadeledir.