İşgal fabrikasında coşkulu ve kitlesel devrimci 8 Mart!

Greif işçileri eylemlerinin 28. gününde Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliği gerçekleştirdiler. Hadımköy'de bulunan fabrikada yapılan coşkulu etkinliğe bine yakın işçi, emekçi ve genç katıldı.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 10 Mart 2014
  • 00:33

• Greif direnişi 8 Mart etkinliğinden kareler...

 

İşçiler dün gece sabaha kadar etkinliğe hazırlandılar. Çizdiği karikatürler ile  işgalin simgelerini yaratan Ertuğrul'un 8 Mart konulu çizimleri fabrikanın farklı noktalarına asıldı. Günler öncesinde başlayan hazırlıkların ardından erken saatlerden itibaren fabrika içerisinde düzenlemelere başlandı. Fabrikada girilmemesi gereken noktalar kapatıldı. Etkinliğin yapılacağı yemekhane hazırlandı. Masalar kaldırıldı, sandalyeler düzenlenmeye başlandı. İşçilerin kendi elleriyle hazırladıkları “Yaşamın yarısından kavganın yarısına! Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!” pankartı yemekhanenin duvarına asıldı. İlerleyen saatlerde bir yandan hazırlıklar tamamlanırken diğer yandan da etkinliğe katılmak için gelenler karşılandı.

 

Karşılama...

İlk olarak Bursa'dan Greif İşçileriyle Dayanışma Platformu bileşenleri bir otobüsle fabrikaya geldi. Yaptıkları çalışmalarla Greif işçilerinin sesini metal işçilerinin diyarına taşıyan devrimci, ilerici güçler 8 Mart'ta da işçileri yalnız bırakmayarak saatlerce yol katederek Hadımköy'e geldiler. Greif işçileri Bursa'dan gelen misafirlerini karşılayarak etkinlik başlayana kadar dinlenme yerlerinde ağırladılar.

Fabrikanın önünde hazır bulunan bir grup Greif işçisi yaktıkları ateşin başında gelenleri karşıladı.

Sanatçı Ekrem Ataer, Grup Emeğe Ezgi, ÇHD İstanbul Şubesi, Direnişçi Punto Deri ve Feniş işçileri, Emekçi Kadınlar, İMD, Adalet Arayan İşçi Aileleri, İnşaat İşçileri Sendikası ve Alınteri de etkinliğe katılım sağladılar. Greif işçileri ziyaretçilerini sloganlarla karşılayarak içeri aldılar. Çarşı grubu üyeleri de etkinliğe katılarak getirdikleri pankartı salona astılar.

 

Komünistlerden kitlesel katılım

Anayoldan fabrika giriş kısmında araçlardan inen komünistler pankart ve flamalarla kortej oluşturdular. Kortejde Emekçi Kadın Komisyonları (EKK), Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) pankartları açıldı. Devrimci Liseliler Birliği (DLB) de kendi pankart ve flamalarıyla katıldı. En önde TKİP üyesi ve Ölüm Orucu şehidi Hatice Yürekli’nin fotoğrafı taşındı.
 Sloganlarla fabrika girişine yürüyen sınıf devrimcilerini işçiler de coşkulu sloganlarla karşıladılar.
 Kapı önünde sloganlarla bir süre beklendikten sonra BDSP'nin İstanbul Bağımsız Sosyalist Belediye Başkanı adayı Burcu Deniz bir konuşma yaparak Greif işçilerini selamladı. Ardından DLB adına da bir konuşma yapılarak liselilerin direnişin yanında olduğu belirtildi. DLB'liler topladıkları bir günlük harçlıklarını Greif işçilerinin Baştemsilcisi Orhan Purhan'a teslim ettiler. Purhan yaptığı konuşmayla gelenleri selamladı. Direnişin sesini bulunduğu her alana taşıyarak maddi ve manevi destekle işçilerin yanında olan BDSP, DLB ve EKK'ye teşekkür etti.

Direnişçi Feniş işçileri de pankartlarını açarak sloganlarla fabrikaya geldiler.
 Kapı önünde atılan sloganların ardından etkinlik salonuna geçtiler.

 

“Bu yolda daha önce yürüyenler için...”

Greif işçileri kendi öz güçleri ile gerçekleştirdikleri etkinliğin açış konuşmasında gelenleri, “Greif’ten yükselttiğimiz direniş bayrağı göklere vurmuşken, bizler tüm karanlığa, köleliğe, baskıya rağmen 28 gündür göz göze ve yan yana duruyorken hepinize hoş geldiniz diyoruz” sözleriyle selamladılar.

“Bizler yola çıkarken biliyorduk bu yolu bizden önce yürüyenler de vardı. Bundan 157 sene önce dokuma işçisi kardeşlerimizin mücadelesinden bugüne bu yolda uğruna can verenler için herkesi saygı duruşuna davet ediyoruz!” denilerek saygı duruşuna geçildi.

“New Yorklu dokuma işçilerinden Greif’in çuval işçilerine yani bizlere uzanan bu süreçte 8 Mart’ı yaratanlara duyduğumuz saygı ile yürüyoruz” sözleriyle sahneye davet edilen Sevim Öztürk, Greif Emekçi Kadın Komisyonu adına bir konuşma yaptı.

Öztürk, fabrikalarda emekçi kadınların yaşadıkları sorunlarına değinerek, kadının çifte ezilmişliğine dikkat çekti. Yürüttükleri mücadelenin Bursa'da yanan kadın işçilerin, Küçükçekmece'de servis içerisinde boğulan işçilerin, kölece çalıştırılan binlerce kadının mücadelesi olduğunu ifade etti. Eşit ve özgür bir yaşam için mücadeleye devam edeceklerini belirterek tüm işçileri yeni Greifler yaratmaya çağırdı.

Öztürk'ün konuşması “Kadın erkek el ele örgütlü mücadeleye!” sloganıyla karşılandı.

 

Greif'te kadın olmak...

Ardından kadın işçilerin yaşadıkları sorunlar konusunda konuşmak üzere Kader Cıvak çağrıldı. Cıvak, kadın işçilerin erkek işçilere göre daha büyük bir baskı altında çalıştığına vurgu yaparak şunları anlattı:

“Bizler zorla mesaiye bırakılıyorduk. Korkumuzdan sesimizi çıkartamıyorduk. Taşeron patronları bizi işten atmakla tehdit ediyorlardı. Bizi hem zorla mesaiye bırakıyorlardı, hem de servislerimizi iptal ediyorlardı. Yol parası vermiyorlardı. Erkek işçilerle konuşmamızı dahi engelleyenler, 'edebinle çalış' diyenler için nedense gece vakitlerinde servissiz kendi başımıza eve gitmemiz sorun olmuyordu. Erkek işçilerle kadın işçiler arasında yapılan ayrımcılık aldığımız ücretlere de yansıyordu. Bizler erkeklerle aynı işi yapmamıza rağmen daha az maaş alıyorduk. İş kıyafetlerimizi de kendimiz almak zorunda kalıyorduk. Kıyafetlerimiz parçalanıyordu. Fabrikanın verdiği kıyafetleri taşeron patronları bize satıyorlardı.”

Cıvak, sendikalaşma sürecinde de baskı gördüklerini ifade ederek sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Ben burada gurbetteyim, ablamlarla kalıyorum. Hasta babama bakmak, iki kardeşimi okutmak için çalışıyorum. Ama tüm bunlara rağmen ben direnişe çıktım. Direnişe çıkan tüm arkadaşlarım da bir çok sorunla boğuşuyorlar, ama direnişten vazgeçmiyorlar. Çünkü artık bu sömürü, kölelik son bulsun istiyoruz. Hakkımız olanı istiyoruz, hakkımızı alana kadar da vazgeçmeyeceğiz. Yaşasın sınıf dayanışması!”

Cıvak'ın konuşması alkış ve sloganlarla karşılandı. Bu sırada yeni gelenlerle salon ağzına kadar doldu.

 

Purhan: “Ya kazanacağız ya kazanacağız!”

Greifi işçileri adına baştemsilcisi Orhan Purhan örgütlenme sürecini anlatmak için sahneye çağrıldı. Purhan salondan yükselen “İşgal grev direniş!" sloganıyla sahneye çıktı.

Purhan direnen Greif işçisinin sendikaları tarafından sahiplenilmediğini ifade etti. Sendikanın yaptığı açıklamalarla direnişçileri hedef göstermesini ve "TİS sürecinde tek yetkili yönetim kuruludur" sözünü eleştirerek, kendi komitelerinin asil söz sahibi olduğunu ifade etti. “Sendikalara çöreklenmiş hain bürokratlardan bunların hesabını soracağız” diyen Purhan'ın konuşması “Kahrolsun sendika ağaları!” sloganıyla kesildi.

Fabrikada komitelerle sürecin devam ettiğini belirtti. Taleplerinin sendikaları tarafından ‘hayalperestsiniz’ şeklinde karşılanmasını teşhir ederek, yaptıkları işin ve emeklerinin karşılığını istediklerini ifade etti.

“Bugüne kadar işçi sınıfının elinden alınan hakları kazanmak için mücadeleyi sürdürüyoruz, yeni kazanımları da işçi sınıfına armağan etmek boynumuzun borcudur” dedi. Kadın direnişçilerin sergiledikleri kararlı duruşu selamlayan Purhan, kazanmaya olan inancını “Ya kazanacağız ya kazanacağız” sözüyle gösterdi.

Purhan, mücadelede birliğin önemine işaret ederek, direnişte kadınların az olmasına rağmen katkılarının yüzde 50 olduğunu, Greif'in diğer fabrikalarına gidildiğinde erkek işçilere "Cesaret cesaret daha fazla cesaret!" diyenlerin direnişçi kadınlar olduğunu vurguladı. Purhan, sendikanın tutumuna değinerek, sendikaların gerçek sınıf örgütlerine dönüşmesi için daha fazla fabrikada örgütleneceklerini belirtti. Purhan son olarak, çıkarılan dedikodulara, direnişi kırmaya yönelik söylentilere değinerek “Ya diz çökecekler ya diz çökecekler. Ya kazanacağız ya kazanacağız" sözleri ile konuşmasını bitirdi.

 

Sahne kolektif emeğin...

Etkinlik Emeğe Ezgi'nin sunduğu müzik dinletisi ile devam etti. Yüzlerce kişi Emeğe Ezgi grubunun söylediği şarkılar eşliğinde halaylar çekti.

Emeğe Ezgi’nin ardından BDSP ve Emekçi Kadın Komisyonları'nın mesajı okundu.

EKK’nın mesajı şu çağrıyla son buldu: “Düzenin tüm bu zorbalıklarına, saldırılarına karşı bizlerin emekçi kadınlar olarak vereceğimiz tek yanıt var. O yanıt bugün Greif'te yükseliyor. Emekçi Kadın Komisyonları olarak tüm emekçi kadınları Greif işçilerinin yolunda ilerlemeye, kadın erkek el ele mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.”

İşçilerden Sevda Akyürek'in kızı Tuğçenur da bir konuşma yaptı. 8 Mart'ı ve direnen kadınları içten konuşmasıyla selamlayarak "Yaşasın onurlu mücadelemiz!" sloganıyla sahneden indi.

Direnişçi Hüseyin Güvenç'in eşi Meral Güvenç de konuştu. Konuşmasında direnişte olan eşinin kendi gelecekleri için mücadele ettiğini ve sonuna kadar yanında olacağını belirtti. 8 Mart'ın tarihini hatırlatarak, emekçi kadınlar gününün önemine değindi.

Direnişçi Punto Deri işçileri ve Alınteri'nin destek mesajları okundu. "Yaşasın sınıf dayanışması!" sloganı hep birlikte haykırıldı.

Ekrem Ataer ezgileriyle kitleyi coşturdu. Tekstil Sendikası Bölge Temsilcisi Engin Yılgın, etkinliğe katılan kadınlara işçiler adına çiçek verdi. Direnişçi işçilerden Yunus ve Emel, birlikte hazırladıkları türküleri söyleyerek katılımcılara destekleri için teşekkür ettiler.

İşçilerden Gönül ve Sevda'nın sunduğu şiir dinletisi, “Ekmek ve gül” şiiriyle başladı. Ardından işçilerden Ahmet Mekin Demir'in yazdığı "Ben bir kadınım" şiiri Sevda tarafından okundu.

Ümraniye Emekçi Kadın Komisyonu şiirlerini okumak için sahneye çıktı. Şiir dinletisi grubun, "uzlaşma yok" şiiriyle sonlandırıldı. Şiir "İşgal, grev, direniş!" sloganıyla bitirildi.

Eski Sinter direnişçisi Lale Balta konuşma yaptı. Kendisinin de bir direnişçi olduğunu, kadınların daha önde mücadele etmesi gerektiğini, erkek sınıf kardeşlerinin, eşlerinin, çocuklarının mücadele etmesi için onlara öncülük etmesi gerektiğini vurgulayarak konuşmasını bitirdi.

 

Halaylarla kapanış

Etkinliğin sonunda mesajlar okundu. Eski Kiğılı direnişçisi bir kadın, Militan Liseliler, Ve Sanat Topluluğu, Ekim Gençliği, Siyasi Tutsaklara Özgürlük Çalışma Grubu, Umut Sen, UİD-DER Kadın Komisyonu, İnşaat İşçileri Sendikası Girişimi,  İsviçre Basel'de IGA sendikası üyesi bir işçi, Devrimci Liseliler Birliği tarafından gönderilen mesajlar okundu. DLB, gelecekleri için mücadele eden annelerini, babalarını selamladı.

“Kadın erkek elele örgütlü mücadeleye!”, “İşgal grev direniş!” sloganları atılarak halaylarla program bitirildi.

Dayanışma masalarında toplanan paralar etkinlik sonrası işyeri temsilcilerine teslim edildi. Bursa Greif işçileri ile Dayanışma Platformu 275 TL, Bursa BDSP 200 TL, Ümraniye BDSP 455, Kiğılı'da çalışan işçiler 50 TL, Eğitim Sen 6 No'lu Şube kongresinde toplanan 1200 TL, harçlıklarını toplayan DLB 158 TL katkı yaptı. Ayrıca etkinlikte açılan yardım kutusunda 1035 TL toplandı.

Etkinliğe Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu kitlesel bir katılım gerçekleştirdi. İşçi ailelerinden çocukları ile birlikte katılım sağlayanlar oldu. İşgalci işçilerin mücadele ruhunun bir kez daha kendini dışa vurduğu etkinlik baştan sona coşkulu, kararlı ve sınıfın tarihsel anlamına uygun bir içerikle kutlandı.

Kızıl Bayrak / İstanbul