Aralık ayının gelmesiyle birlikte asgari ücret tartışmaları da başlamıştı. Aslında tartışma demek doğru olmaz. Çünkü yıllardan beri komisyonlar kurulmakta ama aslında bir tiyatro oynanmaktadır. Dünyada en fazla asgari ücretlinin çalıştığı ülke Türkiye’dir. Bu durum bile ülkenin emek sömürüsü açısından geldiği noktayı göstermektedir. Biz işçi ve emekçilere sadece yaşamlarını devam ettirecek ücretler verilmektedir. Biz işçilere işe gidin, eve gidin, gelin ve uyuyun ve tekrar çalışın denmektedir.
Evlerini geçindiremeyen emekçiler her türlü sosyal haktan ve etkinlikten mahrum bırakılıyorlar. Yaşamsal ihtiyaçlarını bile zar zor karşılayan biz işçilere, sadece nefes alın denmektedir. Her gün yeni zamlar yapılırken, hayat günden güne pahalanırken, biz işçilere verilen ücretler hayat ve yaşam standardının çok altındadır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısı sonrasında, Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı “istihdam önemli” derken, biz işçileri tehdit etmiş, aba altından işsizlik sopasını göstermiştir. Alınterini ve emeğini kiralayan biz işçilere yönelik bu tehditkar açıklamalar Bakanlığın kimin yanında olduğunu biz kez daha gözler önüne sermiştir.
İtibardan tasarruf olmaz diyen AKP şefi asgari ücrete itibar aramamaktadır. “Ey, ey, ey…” diyerek esip gürlediği Avrupa ülkelerine baktığımızda, Lüksemburg’da 2.021 euro, İrlanda’da 1.656 €, Hollanda’da 1.626 € ve Belçika’da 1.594 € asgari ücret ödenmekte olduğunu görüyoruz. Hatta Avrupa Birliği’nden krizle boğuştuğu için destek alan Yunanistan 721 € asgari ücret ödüyor.
Toplumsal ve sosyal olaylarla gündeme gelen Şili’de 426 € ve yine ekonomik ve siyasal kriz yaşasan Ekvador’da 386 € asgari ücret ödenmektedir. İtibardan tasarruf olmaz diyenlere, biz işçi ve emekçilere verdikleri asgari ücretle ne kadar itibarı layık gördüklerini göstermektedirler.
Aile, Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanlığı, kendi açıklamasına göre 130 kişinin katıldığı bir yemekli bir davette 1 milyon 163 bin lira harcamıştır. Kişi başına böldüğümüzde 8.950 lira gibi bir miktar çıkıyor ve bu da bir asgari ücretlinin 4 aylık maaşından fazla tutuyor. Bu gerçek bile toplanan komisyonun her şeyinin yalandan ibaret olduğunu göstermeye yeterdir.
Vazgeçtik ejderha meyveli smoothielerden…
Kinoalı salatalardan…
Defne yapraklı levreklerden…
Bin dallı odalı saraylardan, milyonluk yemeklerden…
Biz işçi ve emekçiler, insanca yaşamaya yetecek ücret istiyoruz!
İstanbul Güneşli’den bir DEV TEKSTİL üyesi