Hendek Katliamı davasında 3. duruşma

Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 7 kişinin hayatını kaybettiği, 128 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin açılan davanın 3. duruşması görüldü. Mahkeme heyeti 4 tutuklu sanıktan ikisinin tahliyesine hükmetti ve "sabotaj" iddiasıyla ilgili suç duyurusunda bulunulmasına karar vererek davayı 13 Eylül tarihine erteledi.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 10 Haziran 2021
  • 15:46

Sakarya’nın Hendek ilçesinde, 7 işçinin hayatını kaybettiği, 128 kişinin yaralandığı havai fişek fabrikası patlamasına ilişkin açılan davanın 3’üncü duruşması Sakarya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Hakkında dava açılan 7 sanıktan 4’ü tutuklu bulunuyor. Duruşmada tanıklar ve müştekiler dinlendi.

Duruşma öncesi aileler ve davanın avukatlarının yaptığı açıklama Av. Can Atalay şunları ifade etti:

Türkiye'nin dört bir yanında Hendek'te davamız kimse ekmeğini kazanırken öldürülmesin diyedir. Hendek Davası, Türkiye'de en ucuz maliyet kalemi olarak işçi canı kabul edilmesin diyedir.”

Açıklamanın ardından duruşmaya geçildi. Patron Yaşar Coşkun ikinci duruşmada, fabrika hakkında 2008-2009 yılları arasında “Sabotaj iddiası”nı öne sürmüştü. Hatta ihbarda bulunduğunu ifade etmişti. Hendek Kaymakamlığı ve Sakarya İl Emniyet Müdürlüğüne bu iddia soruldu. Böyle bir sabotaj iddiasının bildirilmediği söylendi.

Ardından tanık ve müştekilerin ifadelerine geçildi. Müşteki Emel Şengül şunları ifade etti:

Volkan bölümünde çalışıyordum. Patlama anında oradaydım, sol kolumdan yaralandım. İlk patlamada içerideydim, ikinci patlamada kendime geldim. İkinci patlamanın ardından kendimi dışarı attım. Yaşar Coşkun, Ali Rıza Coşkun ve Erşan Öztürk'ten şikayetçiyim.”

Müşteki Hülya Erdil söz aldı ve şunları söyledi:

“Fabrikada 14 ay çalıştım. Volkan bölümünde torpil paketleme işi yapıyorum. Patlama anında Volkan bölümündeydim, yaralandım, masanın altına saklandım. Ve kendi çabalarımla çıkabildim.”

“Sayı baskısı çoktu”

Müşteki Kıymet Narat şunları belirtti:

Patlamanın gürültüsüyle çatı üstümüze indi. Oradan uzaklaştık, ormanlık alana gittik. Emirleri Erşan Öztürk'ten alırdık. Onun dışında Hasan Ali Velioğlu yetkilisi her şeyde söz sahibiydi. Erşan Öztürk'e talimatları o verirdi. Ali Rıza Coşkun her zaman fazlasını isterdi, bizim yaptığımızı beğenmezdi. 100 koli istiyordu, yapamayacağımızı söylüyorduk 80 koli olsun diyordu.”

Son dönemde çok baskı olduğunu belirten Narat, “Hasan Ali Velioğlu istenileni yapamadığımızda 'Ali Rıza Ergenç Coşkun'a cevabını verirsin' diye bizi tehdit ediyordu. Son zamanlarda çok bulanmıştım. Öncesinde bu kadar yoktu. Hasan Ali Velioğlu ve Ali Rıza Ergenç Coşkun'un baskısı çoktu” dedi.

“Mallar kızışıyordu”

10 yıldır fabrikada çalışan işçilerden Emine Baycan şunlar ifade etti:

“Fabrikada en son çıkanlardan biriyim. Bir şeyler yapabilirim diye son ana kadar kaldım. Yıllık izni bile Hasan Ali Velioğlu'ndan isterdik. Karışımlarla alakalı Erşan Öztürk sürekli uyarırdı. Muskayı Erşan Öztürk ilk bana getirdi, 'Ne kadar üretiriz' dedi. Ben çok korkuyordum o kimyasalı kullanırken. Hatta psikolojik destek almaya başladım. Mallar kızışıyordu. Bazı arkadaşlar 'Korkuyoruz, söyledik oralı olmadılar' dedi. Muskalar kuruması için güneşe serilmişti. Depoda buhar oluşmuş, tekrar kuruması için güneşe serildi.”

Pandemi de üretim devam etti… “Denetimciler Çin Mahallesi’ne hiç girmedi”

Müştekilerin ardından tanık Tuğba Karabulak dinlendi, Karakulak şunları söyledi:

Pandemi döneminde de üretim devam ediyordu. Patlayıcıların bir iki hafta açıkta serilip bekletildiği oluyordu. Erşan Öztürk’ün aylıktan kesme yetkisi yoktu ama bazı durumlarda işten çıkarma talebinde bulunduğu oluyordu.”

Tanık Ayfer Cerrah şunları söyledi:

"Koliler elimi yakacak kadar sıcaktı ve özellikle salı günü çok kokuyordu. (Patlama Cuma günü gerçekleşti.) Kurutmak için dışarıya çıkarıp serdiler.”

Tanık Fikret Çuvalcıoğlu denetimler sırasında ekiplerin patlamanın olduğu Çin mahallesine hiç girmediklerini söyledi.

“Hangi sıfatla buradasınız?”

Patlamada oğlu Halis Yılmaz'ı kaybeden Muammer Yılmaz Sakarya Baro Başkanının patrondan ve MÜSİAD’dan yana tutum almasına tepki gösterdi: “Hangi sıfatla buradasınız? Ben de soruyorum hangi sıfatla geldiniz buraya?”

Duruşma sanıklar ve avukatlarının beyanlarıyla devam ederken, patlamanın "sabotaj" olduğu iddiası bir kez daha öne sürüldü. İşçi ailelerini ve avukatlarını hedef gösteren katliam failleri, pişkince saldırgan tavırlar sergiledi. MÜSİAD kapitalisti tutuklu Yaşar Coşkun, “Hangi davaların avukatlığını yapıyorlar, araştırdık, gördük. Bu dava başka, diğerlerine benzemez” diyerek avukatları hedef alırken, el kol hareketleriyle üste çıkmaya çalıştı.

İki tahliye

Duruşmada savcı tutuklu sanıkların tutukluluğunun devam etmesi talebinde bulunurken, Ali Rıza Ergenç Coşkun’un tutuklanması talebinin reddedilmesini talep etti. Verilen aranın ardından sanıkların avukatları tahliye talepleri üzerine beyanlarda bulundu ve tekrar ara verildikten sonra mahkeme heyeti kararını açıkladı.

Yaşar Coşkun ile Hasan Ali Velioğlu’nun tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Asiye Angın ve Erşan Öztürk’ün tahliyesine karar verdi. Ayrıca sabotaj iddiası ile ilgili suç duyurusunda bulunulmasına karar veren mahkeme heyeti davayı 13 Eylül 2021 tarihine erteledi.

Hiç yüzleri kızarmıyor çünkü adalet yok

Duruşmanın ardından işçi aileleri ve avukatları adliye önünde yaptıkları açıklamada 2 sanığın tahliyesine tepki gösterdi.