Sakarya’nın Hendek ilçesinde, 7 işçinin hayatını kaybettiği, 128 işçinin yaralandığı Büyük Coşkunlar havai fişek fabrikasında gerçekleşen patlamaya ilişkin davanın ikinci duruşmasına Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediliyor. Üç gün süren dava dördüncü günde görülmeye devam edecek. Duruşmada müştekiler, avukatları ve patron Yaşar Coşkun savunma yaptı. Müşteki ve patron Yaşar Coşkun’un ifadelerinde fabrikadaki kölece çalışma koşulları ve iş cinayetindeki ihmalin boyutları ortaya çıktı.
Duruşmanın ayrıntıları “Hendek için Adalet” sosyal medya hesabında paylaşılıyor. Fabrikada çalışan işçilerden Vildan Yiğit işçi güvenliği önlemlerinin alınmadığını ve işçiler üzerindeki baskıyı vurgulayarak “Üzerimizde hep baskı vardı. Çalışabileceğimiz kapasitenin üstünde ürün çıkarmamız için bizi zorluyorlardı” dedi.
Başka bir çalışan işçi Yeliz Şahin ise “Ürünlerin patlayacağını biliyorduk. Patlama muska bölümünde oldu. İş yerinde her yerimiz ilaçtı. Mesleki bir eğitim almadık. Sadece ince bir önlük ve bileklik giyiyorduk” ifadelerini kullandı.
İşçi Kadriye Yaşar iş cinayetlerinin gizlendiğini ifade ederek “Muska üretilen yerin simsiyah çatır çatır patladığını gördüm. Patlama oradan çıktı. İş yerinde ufak tefek yaralanmalar olduğunda 'hastaneye gittiğinde düştüm, yaralandım diyeceksin' diye çok fazla baskı oluyordu” dedi.
Ömrüye Çakıcı işçiler üzerindeki baskıyı “Çalıştığımız bölümde makine sürekli torpil sıkıştırıyordu. Ali Rıza Bey, 60 koli çıkardıysak 70 çıkaracaksınız diye baskı yapardı. Önlük ve maske kullanıyorduk. Koruyucu ekipman yoktu. Patlamadan kaçarken bile ayağımdaki terlik fırladı, çıplak ayakla koştum” diyerek anlattı.
Merve Nur Yılmaz, “Bu salonda dalga geçer gibi savunmalar yapılıyor. Saygınlıktan bahsediliyor. 'İşin doğasında vardır' diyorlar. Hiçbir işin doğasında ölüm yoktur, risk ve önlem vardır. Önemli olan yaşam hakkıdır. Kaybedilen canlar bu kadar basite indirgenemez. Herkesin yaşam hakkı vardır. Bu kadar göz göre göre ihmaller vardır bu işyerinde. İhmal bir kere iki kere olur Sayın Başkanım. Biz sadece abimi değil babamın da dediği gibi tüm ailemizi kaybettik” dedi.
“Davadan vazgeçmemiz için para teklif ettiler”
Kadriye Cinoğlu “Merhum Sabahattin Tepeçınar'ın kardeşiyim. Kaçak olarak muskaların kağıtlarını yapılması için eve gönderiyorlardı. Kâğıt bitince, Yaşar Coşkun abimin kağıtları çaldığı imasına bulunmuş ve siz şerefsizsiniz çalarsınız demiş. 500.000,00-TL teklif ettiler davadan vazgeçmemizi istediler. Üç ay sonra benim diğer abim Covidten öldü. Biz kardeşimizi asla satmayız dedik. Biz bu davadan asla vazgeçmeyiz. Ölümüne kadar bu davadayız” dedi.
Coşkun: “Biz işçileri çalıştırmayı hayır olarak görürüz.”
Sanık Yaşar Coşkun ise yaptığı savunmada İSG eğitimlerinin bölüm bölüm yapıldığı söyleyerek şunları ifade etti:
“MÜSİAD Başkanı olarak kriz zamanında bile ben işyerime işçi aldım. Savcı olay yerine geldiğinde patlama devam ediyordu, kaç kişi çalıştığını sordu. Bilmiyorum dedim. Süleyman Soylu bana bu olayın nasıl olduğunu sordu. Sanki bir şeye basılmış gibiydi. Sonra patlamalar olmuş gibiydi dedim. Ayrıca bir astrolog da havai fişek fabrikalarında patlama olacak demiş. Biz işçileri çalıştırmayı hayır olarak görüyoruz 80-90 yaşına kadar çalıştırmak isteriz. Bunun da dikkate alınmasını istiyorum.”
Sanık Yaşar Coşkunun savunmasının ardından duruşma yarın saat 10.00’a bırakıldı.