Hendek Katliamı'nda 2. bilirkişi raporu:

Kapitalistler "asli kusurlu" bulundu

Hendek davasının ikinci bilirkişi raporu tamamlandı. Raporda, iş yerinde güvenli çalışmanın sağlanması, çalışanların sağlık ve güvenliklerinin temininin patronun görev ve sorumluluğunda olduğu aktarıldı.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 21 Eylül 2021
  • 16:27

3 Temmuz 2020’de Sakarya'nın Hendek ilçesinde 7 kişinin yaşamını yitirdiği, 127 kişinin yaralandığı Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası patlamasına ilişkin davanın 2. bilirkişi raporunda patronları asli kusurlu bulundu.

Aralarında makine, kimya, inşaat, bilgisayar, elektrik ve elektronik mühendisleri ve aynı zamanda iş güvenliği uzmanlarından oluşan 7 kişilik bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 127 sayfalık ikinci bilirkişi raporu, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Raporda, fabrikada dört patlamanın meydana geldiği ve Çin Mahallesi diye adlanldırılan yerde gerçekleştiği, ilk patlamanın misket üretim laboratuvarında gerçekleştiği, ikinci patlamanın kimyasal madde deposunda, üçüncü patlamanın misket depolarında gerçekleştiğinin anlaşıldığı belirtildi. Patlamaya sebep olabilecek unsurların ateş, kıvılcım, statik elektrik, sürtünme, darbe, sıcak yüzeyler ve benzeri olduğu kaydedildi.

Sağlıklı ve planlı takip sistemi oluşturulmadı

Misket laboratuvarına günlük olarak giren patlayıcı maddelerin türü ve miktarı ila çalışacak işçi sayısına ilişkin herhangi bir kayıt, iş emri ve benzeri belgenin bulunmadığı belirtilen raporda şu ifadelere yer verildi:

“İlk bilirkişi raporunda patlama çukurlarının çapları dikkate alınarak bu çukurlara neden olan patlayıcı miktarlarının hesaplandığı ve yapılan hesaplamalar ve dosya kapsamında yer alan depo kayıtlarının karşılaştırılması neticesinde Çin Mahallesi'nde tüzüğe aykırı şekilde üretim ve depolama yapıldığı belirtilmiştir. Dosya kapsamında yer alan bahse konu rapor, ifadeler ve diğer belgeler dikkate alındığında üretilen malzeme bileşenlerinin ilgili üretim alanında olması gereken miktardan daha fazla miktarda bulundurulmuş olduğu, üretim alanları ve depolarda yasal sınırın üzerinde patlayıcı malzeme bulundurulduğu ve bu malzeme miktarına ilişkin sağlıklı ve planlı bir takip sisteminin oluşturulmadığı anlaşılmaktadır.”

Raporda, fabrikanın bazı bölümlerinde elektrik tesisatının mevzuata aykırı şekilde yapıldığı, statik elektrik ihtimalinin göz ardı edildiğinin anlaşıldığı belirtilerek, risk değerlendirmelerinin yapılmadığının anlaşıldığı aktarıldı.

Depoların inşasında en az güvenlik uzaklıklarının dikkate alınmamış, duvarların yanmaz, sızdırmaz şekilde tasarlanmamış, etraflarının sütre, duvar, tel örgü ve benzeri şekilde çevrilmemiş, statik elektriğe karşı gerekli önlemlerin alınmamış olduğunun anlaşıldığı belirtilen raporda, iş sağlığı ve işçi güvenliği önlemlerinin eksiksiz şekilde alınıp ve alınmadığının kontrol edilmemesi, emniyetsiz çalışmayı önleyecek gözetimin sağlanmaması hususlarının dava konusu olayın gerçekleşmesinde etkili olduğunun değerlendirildiği anlatıldı.

Fabrika patronları asli kusurlu

Raporda, iş yerinde güvenli çalışmanın sağlanması, çalışanların sağlık ve güvenliklerinin temininin patronların görev ve sorumluluğunda olduğu aktarılarak şunlar vurgulandı: 

“Dava konusu olayda patlayıcı madde üretimi gibi çok tehlikeli işlerin yapıldığı iş yerinde güvenli çalışmayı sağlamak üzere gerekli organizasyonun yapılmaması, patlama tehlikesine karşı gerekli önlemlerin alınmamış olması nedeniyle fabrika sahipleri Yaşar C. ve Ali Rıza Ergenç C.'nin asli kusurlu oldukları değerlendirilmiştir.” 

Diğer sanıklar Hasan Ali V, Asiye A, Ahmet Ç, Aslı B. ve Erşan Ö'nün tali kusurlu olduklarının değerlendirildiğin kaydedildiği raporda şunlar vurgulandı: 

“Davaya konu olayın meydana gelmesinde raporda bahsedilen iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri alındığında yaşanan olayın meydana gelmeyeceği dolayısıyla meydana gelen olayın önlenebilir nitelikte bir olay olduğu, bu durumda kaçınılmazlıktan söz edilemeyeceği değerlendirilmektedir.”