Dünya Sağlık Örgütü, 8 Ekim günü bütün dünyada virüs bulaşanların sayısının 338 bin 779’a ulaşarak rekor kırdığını ilan etti. Sermayenin ihtiyaçları uğruna milyonlarcamızın hayatı hiçe sayılıyor. Hiçbir önlem alınmadan üretim devam ettiriliyor. Sağlık sistemini kapitalist piyasaya açarak tedavi olma hakkımızı gasp ettiler. Sistemin krizi derinleştikçe tüm dünyada savaş ve saldırganlık tırmandırılıyor, kapitalizmin krizinin faturasını da işçi-emekçilere ödetmeye çalışıyorlar.
AKP-MHP iktidarı ise, pandemiden hastalanan ve ölenlerin sayısını saklayarak halkı aldatırken, kirli savaşların parçası oluyor, sermayenin imdadına yetişip, bütün yükü işçi-emekçilerin sırtına yıkıyor. Milyonlarca işçinin fabrikalarda, işletmelerde, madenlerde virüsle iç içe çalışmasını sağlık için bir risk saymıyor. Ama Şişecam’ın Mersin ve Adana’daki fabrikalarında Petrol-İş sendikası tarafından alınan grev kararı, uygulanacağı gün AKP şefi T. Erdoğan’ın imzaladığı bir belgeyle, “genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte görüldüğü” yalanının arkasına sığınılarak yasaklanıyor.
YEP iflasın ilanıdır!
Sarayın bakanı B. Albayrak’ın açıkladığı Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile iflas tablosu netleşirken, devletin bütün imkanlarını sermaye için seferber edeceği de ilan edildi. İşsizlik ve enflasyon rakamlarının değişmeyeceği iddia ediliyor. Oysa günlük olarak yükseliyor. Damadın 2022 yılı için öngördüğü dolar kuruna sadece üç gün içinde ulaşıldı. Hal böyleyken toplamda 494 milyarlık kaynak “pandemi desteği” adı altında sermayenin hizmetine sunuluyor. Pandemi ile baş başa bırakılan işçi sınıfı ile emekçilere ise göstermelik vaatlerden öte bir şey diyemiyorlar.
“Yeni sürüm” saldırı paketi mecliste
Mecliste “Yeni Sürüm İstihdam Paketi” ile “Esnek Çalışma Modelleri” adlı iki kapsamlı saldırıyı gündemlerine alacaklar. Bu pervasız hamle ile pandemi döneminde başlattıkları kölelik uygulamalarını kalıcılaştırma hedefindeler. İş-Kur programlarından kısa çalışmaya, taşeron çalışmadan sözleşmeli işçiliğe, yarı zamanlı çalışmadan uzaktan çalışmaya kadar zaten uygulanan birçok “esnek model”, artık “temel çalışma sistemi” haline getirilerek, sermayenin isteklerini yasal hale getirecekler. Bu modellerin her biri işçilerin kıdem tazminatı hakkına yönelik saldırıdır aynı zamanda. Kıdem tazminatı almamızı engellemek için bin bir oyun çeviren AKP-MHP iktidarı, yaşam standardı her gün düşen emekçilere adeta histerik bir hücum başlatıyor.
Kıdem tazminatı hakkımızı savunalım!
Sözde istihdam paketi ile zaten kuşa çevrilmiş olan ‘iş güvencesi’ hakkımızı elimizden almak, kıdem tazminatlarımızı gasp etmek istiyorlar. Çalışma yaşamındaki köklü değişikliklerle 19. yüzyılın vahşi kapitalizmini dayatıyorlar.
Yapmamız gereken şeyler nettir: Sermayenin ve onun vurucu gücü olan AKP-MHP rejiminin saldırılarına karşı çalışma ve yaşam hakkımızı örgütlü mücadele ile savunmalıyız! Pandeminin ve kapitalizmin krizinin faturasını ödemeyi reddetmeliyiz. Fabrikalarda birliklerimizi kurmalı, kenetlenip mücadeleyi her alanda yükseltmeliyiz.
Metal İşçileri Birliği
Ekim 2020