Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ekonomik krize karşı insanca yaşama yetecek asgari ücret için “Artık yeter! Geçinmek istiyoruz!” şiarıyla Kartal Meydanı’nda yapacağı miting için Başak İstasyonu önünde toplanıldı.
Kartal Meydanı'na doğru yürüyüşte, "Hükümet istifa" sloganları eşliğinde "insanca yaşam" talebi haykırılırken, metal işçileri öfkeli sloganlarla MESS'e tepki gösterdi. Kitlesel ve coşkulu sloganlar eşliğinde gerçekleşen yürüyüşün ardından işçiler miting alanını doldurdu.
Alana girişler devam ederken, kitleyi Lastik-İş üyesi bir işçi okuduğu şiirle karşıladı, aynı zamanda İlkay Akkaya da sahnede seslendirdiği şarkılarla coşkuyu büyüttü.
"Ekonomisi şahlanan bir tane işçi arkadaşım var mı?"
Mitingde çekilen halayların ardından sahnede DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu konuşma yaptı. TÜİK'in verilerine gönderme yapılan konuşmada şunları vurguladı:
"Biz geçinemiyoruz diyoruz, onlar ekonomi şahlanıyor diyorlar. Şimdi bu meydan yanıtlasın enflasyonun yüzde 21 olduğuna inanan var mı? Hayır. İşsizliğin azaldığını gören var mı? Hayır. Ekonomisi şahlanan bir tane işçi arkadaşım var mı? Evet arkadaşlar göz göre göre yalan söylüyor. Yalan söyleyince gerçeklerin değişeceğine inanıyorlar. Ama gerçekler bu meydanda."
Kim kazanıyor, kim kaybediyor...
"Bizim aklımızla dalga geçmeyin!" diye sözlerini sürdüren Çerkezoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz sizin gibi para makinelerinde dolar saymıyoruz. Biz Türkiye işçi sınıfı Türk Lirası kazanıyoruz. Döviz kuru arttıkça iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Türk Lirası değer kaybettikçe her gün daha da yoksullaşıyoruz.
Biz sizin ayrıcalıklı 3-5 müteahhit şirketiniz değiliz. Döviz geliri garantili ihaleleri biz almadık. Evet döviz yükseldikçe onlar kazanıyor. TL değer kaybettikçe onlar elini ovuşturuyor.
TL değer kaybettikçe başka kim kazanıyor. Ülkenin kaynaklarını ucuza kapatmaya gelen petrol prensleri kazanıyor. Her gün bir yenisi geliyor. Memleketin taşını toprağını kelepire kapatmak üzere anlaşmalar yapıyorlar.
Kazananlar bunlar. Peki kim kaybediyor. Türk Lirası değer kaybettikçe, biz kaybediyoruz. Emeğimiz ucuzluyor, satın alma gücümüz azalıyor. Paramız değer kaybettikçe bu ülke daha yoksul ve daha bağımlı hale geliyor."
"Bu ülkenin işçi sınıfı satılık değildir!"
AKP şefi Tayyip Erdoğan başta olmak üzere iktidarın sözcülerinin "kurtuluş savaşı" verdikleri demagojilerini teşhir eden DİSK Genel Başkanı, "Biz de lafı eğip bükmeden söyleyelim. Bunların Kurtuluş dedikleri koltuklarının kurtuluşu. Savaş dedikleri bize karşı savaş!" ifadelerini kullandı.
Devamında "Açık açık söylüyorlar. Türk Lirası değer kaybedince ücretler azalacak diyorlar, rekabet gücümüz artacak diyorlar, yabancı sermaye Türkiye’ye akacak diyorlar." sözlerini kullanan Çerkezoğlu, DİSK açıklamasındaki şu vurguyu yineledi: "Yok öyle yağma! Bu meydandan bir kere daha haykırıyoruz: Bu ülke, bu halk, bu ülkenin işçi sınıfı satılık değildir."
"Bu ülkeye işçi baharı şart"
Açıklamanın devamında, sermaye iktidarının hesaplarını bozacaklarını vurgulayan Arzu Çerkezoğlu şunları belirtti:
"TL ucuzlasın, emek ucuzlasın, memleketin taşı toprağı ucuzlasın tezgahını and olsun ki bozacağız!
Kara kışı işçi baharına çevireceğiz.
Evet baharı özledik. Bu ülkeye bir işçi baharı şart.
Sadece ekmeğimiz için değil, sadece geçinebilmek için değil, adalet için, demokrasi için de işçilerin ayağa kalkması şart."
"Kırmızı çizgi 5200 TL"
"Gelir kaybı telafi edilmeli"
"Grev ve sendika hakkı sağlanmalı"
Düzenin adaletsizliğine değindiği konuşmada "Adalet yoksa ekmek olur mu, barış olur mu, demokrasi olur mu?" diye soran Çerkezoğlu, "Bu adaletsiz düzeni değiştirmek hepimizin boynunun borcudur." diyerek taleplerine dair şu vurgularda bulundu:
"Bugün için işçi sınıfının kırmızı çizgisi 5200 TL’dir.
TÜİK hesaplamaktan kaçınmış ya biz kaçınmadık. Dört kişilik bir hanede iki kişi çalışırsa, ancak 5200 lira ile yoksulluk sınırı aşılmaktadır.
Asgari ücretin ve tüm ücretlerin asgari ücret tutarı kadar bölümünde vergi ve kesintiler kaldırılarak tüm ücretlere 1000 lira iyileştirme yapılmalıdır. Devlet sorumluluk almalı tüm çalışanlara 1000 lira ek destek sunmalıdır.
En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine çekilmelidir.
Elektrik, su, doğalgaz faturalarındaki ve temel tüketim maddelerindeki vergiler sıfırlanmalıdır.
Ama tüm bunlar acil önlemlerdir. Asıl olan şudur. İşçi sınıfının yaşadığı gelir kaybını telafi etmesinin en önemli yolu, sendika ve grev hakkıdır. Bu hakların kullanımı önündeki tüm yasal ve fiili engelleri kaldırılmalıdır. Onlar kaldırmazsa, işçi sınıfı direne direne o engelleri kaldırmayı bilecektir."
"Bir daha söylüyoruz. Türkiye işçi sınıfı uluslararası ucuz emek tezgahınızda satılacak bir mal değildir. Emeğiyle, doğasıyla, insanıyla Türkiye uluslararası pazarlarda şahıstan satılık bir ülke değildir. O tezgahları bozmak boynumuzun borcudur" diyen Çerkezoğlu'nun "Emeğin kurtuluşu savaşı" çağrısı yaptığı konuşmayla miting son buldu.
Kızıl Bayrak / İstanbul