Haftalardır sürdürülen fabrika önlerinde, servis duraklarında, mahallelerde, şantiyelerde yapılan çağrıların sonucunda İşçi ve Emekçi Buluşması bugün gerçekleşti.
İşçi ve emekçilerin Bornova Cumhuriyet Meydanı’nda saat 14.00’te toplandığı buluşmaya katılan kurumlar kürsüden tek tek selamlanarak sloganlar ile alana girdi. Kısa bir giriş sunumunun ardından emek mücadelesinde hayatını kaybedenler adına saygı duruşunda bulunuldu. Bir işçinin “Bıçak kemikte” şiiri kitleyle birlikte okunduktan sonra basın açıklamasına geçildi.
Bileşenler adına okunan ortak açıklama “Yağma, rant, talan, savaş ekonomisi üzerine kurulu bir düzende yaşıyoruz. Bu düzen muazzam bir ekonomik çöküşün yaşandığı; açlığın, yoksulluğun, güvencesiz çalışmaya bağlı emek sömürüsünün zirve yaptığı, sosyal çelişkilerin giderek daha fazla derinleştiği bir ekonomik ve politik krizde ifadesini buluyor” denilerek başladı. “Milyonlarca emekçinin bu haklı öfkesinin her türlü baskı, tehdit, manipulasyon ve şiddete karşı örgütlü bir mücadeleye dönüşmesi ise yönetenlerin korkulu rüyası olmaya devam ediyor” vurgusunun yapıldığı açıklamada ekonomik ve politik krizin giderek daha fazla keskinleştiği bu dönemde asgari ücret ve bütçe görüşmeleri sürecinden geçildiği ifade edildi. Devamında ise şunlar ifade edildi:
“Asgari ücret görüşmeleri öncesinde, 30-40 bin liralık maaşıyla işçi-emekçiler adına masaya oturan sendikacılardan Türk-iş başkanı, ‘45 yılın acısını çıkaracağız’ diye esip gürlemiş, keza iktidar sözcüleri de, geçinemeyen milyonların kulaktan kulağa dillendirerek istediği rakam beklentisini peşinen düşürmek adına, önceki yıllara nazaran daha yüksek bir asgari ücret zammından söz etmek zorunda kaldıkları ifade edilerek; Türk-İş temsilcileri, hükümet, işveren ve çalışanların ilk defa ortaklaştığını söyleyerek sözde asgari ücretin enflasyon oranının yukarısında olacağını ve vergi oranlarının da indirileceğinin sinyalini vermişti.”
“Bir avuç asalağın yaşamını milyonlarca işçi ve emekçinin yaşamının üstünde tutanların böylesi bir teklifte bulunmasına elbette ki şaşırmıyoruz . İşçi ve emekçilerin yaşam koşullarına dair acil eylem planı yerine, işveren ve siyasi iktidarla gürültü patırtı koparmadan uzlaşmayı esas alan temsilcilerle de hakkımızı alamayacağımızı biliyoruz ve biz bu nedenle bir aradayız ,buradayız!”
Açıklamada vergide adaletsizlik, yandaş sermayedarların vergi affı gibi konular işlendi. Ardından aşağıdaki talepler sıralanarak mücadele çağrısı ile basın açıklaması şöyle bitirildi:
“- İnsanca, yaşanabilir, vergiden muaf asgari ücret!
- Dolaylı vergilerin kaldırıldığı ve artan oranlı vergi uygulamasına geçilmesi
- Sendikal örgütlenmenin önündeki engelin kaldırılması
- Kod29’un kaldırılması
- Herkesin iş ve gelir güvencesinin garanti altına alınmasını
- Sermayeye değil emeğe bütçe ayrılması
- KHK’lı ihraçların geri alınmasını
- Parasız eğitim, parasız sağlık!
“Elbette biliyoruz ki bu talepler kendiliğinden gerçekleşmeyecek. Ne patronlar ne de onların çıkarları uğruna işçi ve emekçileri siyasi zor ile terbiye etmeye çalışan iktidar, bize kendi rızası ile haklarımızı ve emeğimizin karşılığını vermeyecekler. İşte bu yüzden, işçi ve emekçiler olarak hakkımız olanı almak için mücadele etmeli, üretimden gelen gücümüzü kullanarak genel grev genel direnişe yönelmeli ve işçi ve emekçilerin parçalı mücadelesini birleşik bir mücadeleye dönüştürmemiz gerektiğini bugün bir kez daha buradan ifade ediyoruz. Sermaye sınıfı ve iktidar, işçi sınıfına karşı tüm gücüyle savaş açmış durumdadır. Sosyal ve ekonomik yönlü bu savaşta işçilerin birliğini sağlamak yaşamsaldır. Fabrikalarımızda, işyerlerimizde, mahallelerimizde ve havzalarda daha fazla yan yana gelme çabasını artırmalıyız. Büyük küçük demeden tepkimizi büyütüp örgütlü bir güce dönüştürecek her türlü eylem ve etkinliğin bugünkü anlamı her zamankinden daha önemlidir.”
İşçi kürsüsü
Açıklamanın okunmasının ardından farklı sektörlerde çalışan işçiler söz aldı. İlk olarak bir market işçisi, market çalışanlarının çalışma koşullarına değinerek “Biz kurtarıcı beklemiyoruz mücadele etmeye devam edeceğiz” diyerek işçileri selamladı. İkinci olarak taşerona bağlı çalışan bir belediye işçisi kürsüye geldi. Taşeron işçilerin çalışma koşullarına, ücretlere değinerek bu düzende işçilere kurtuluş olmadığını, işçilerin kurtuluşunun sosyalizmde olduğunu söyledi. Ardından motokurye işçisi söz aldı. Özellikle kurye işçilerinin çalışma koşullarının ağır olduğunu aktararak çok düşük ücretlerde çalıştıklarını bu yüzden örgütlenmek gerektiğini vurguladı. Bir diğer konuşmacı işçi, 25 yıllık tekstil işçisi olduğunu uzun çalışma saatlerinin ve düşük ücretlerin en yoğun olduğu bir iş kolu olduğu, sendikalaşmanın ise az olduğunu söyleyerek bu koşulları değiştirecek olanın işçiler olduğunu belirtti ve fabrikalarda komiteler kurarak mücadele etme çağrısı yaptı. Tekstil işçisinin ardından ayakkabıcı işçi sektörlerinde sigortasız çalıştırma ve düşük ücretlerin kural haline geldiği, göçmen işçilerin çok yoğun olduğu ve bundan kaynaklı ırkçılığın tırmandırıldığı üzerinde durdu ve birlikte yan yana olmak gerektiğini vurguladı. Ardından kadın bir işçi işyerinde kadın olmaktan kaynaklı yaşadığı sorunları anlattı ve mücadele vurgusu yaptı. Son konuşmayı ise bir petrokimya işçisi yaptı. Sendikal bürokrasiye değinerek, işten çıkarmalarda davalar kazanılsa bile hukuk sistemindeki çarpıklıkların yol açtığı engellerden bahsetti. Bütün iş yerlerinde koşulların benzer olduğunu söyleyen işçi “Sorunlarımız ortak ise mücadelemiz de ortak olmalı, yan yana gelmeliyiz, fabrikalarda komiteler kurmalı ve mücadele etmeliyiz” diyerek örgütlenme çağrısı yaptı.
Kürsüde Türkiye’de ve dünyada emekçilerin direndiği aktarıldı, işçi direnişleri selamlandı. Bir çok kentte hayat pahalılığı ve insanca yaşamaya yetecek asgari ücret talepleriyle eylemlerin gerçekleştirildiği vurgulandı. 18 Aralık’ta KESK’in Gündoğdu Meydanı’nda gerçekleştireceği mitinge çağrı yapıldı. Sağanak yağmur nedeniyle program hızlandırılmak durumunda kaldı. Eylem kitlenin hep birlikte söylediği Avusturya İşçi Marşı’nın ardından yağmur altında halaylarla son buldu.
Eylemde sık sık “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek”, “İnsanca Yaşamak İstiyoruz”, “Köle değil işçiyiz örgütlüysek güçlüyüz”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni”, “Direne direne kazanacağız”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Genel Grev Genel Direniş” sloganları atıldı.
İşçi Emekçi Buluşması’na; Dostluk ve Dayanışma Derneği’nin yanı sıra PARTİZAN “Bütün fırtınalar bir damlayla başlar! Damlaları fırtınaya çevirelim, emek mücadelesini büyütelim!”, EKMEK VE ONUR “ Bıçak kemikte çözüm örgütlü mücadelede!”, DEV TEKSTİL “ Bu düzen dikiş tutmaz! Sömürürüz bir dünyayı biz dokuyacağız!”, ESP “Krize, açlığa, yoksulluğa artık yeter! Tek yol devrim”, KÖZ “İşçilerin ekmeğe değil iktidara ihtiyacı var!”, SOSYALİST KADIN HAREKETİ “Şiddete yoksulluğa, sömürüye karşı; direniş saflarına örgütlenmeye!”, KALDIRAÇ “Bugün işçi sınıfının iktidarı mümkün; Birleşik emek cephesini örgütlemeye!”, EGE İŞÇİ BİRLİĞİ “Sermayenin yıkım saldırılarına karşı, Genel grev genel direniş!” , BDSP “Krizin faturasına ,sömürüye, baskıya, savaşa karşı; Sınıfa Karşı Sınıf!” şiarlı pankartlarla katıldı.
Kızıl Bayrak / İzmir