DİSK'in Greif ziyaretinden yansıyanlar...

Greif işçilerinin taşeronluğa ve kölece çalışma koşullarına karşı direnişlerinin 10. gününde DİSK ve bağlı sendikaların yöneticileri direniş alanını ziyaret etti.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 19 Şubat 2014
  • 19:54

İşçilerin yoğun baskısı sonucunda nihayet DİSK merkezi olarak ziyaret kararı alarak Hadımköy'deki fabrikaya gitti. Ziyarete DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve Genel Sekreter Arzu Çerkezoğlu'nun yanı sıra, bir dizi DİSK yöneticisi ve çalışanı katıldı. DİSK'e bağlı sendikalardan Genel-İş Sendikası 1,2,3 No'lu şubelerin yönetici ve üyeleri, Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Merkez ve 2 No’lu Şube yöneticileri, DİSK Tekstil Merkez ve İstanbul Şube yöneticileri, Dev Sağlık-İş yöneticileri, Gıda-İş, Lastik-İş ve Toplu Konut İşçileri Sendikası’nın yöneticileri katıldı.

Greif işçileri ziyaretçilerini fabrika girişinde sloganlarla karşıladılar. Ardından hep birlikte fabrika bahçesine geçildi.

Burada ilk olarak Greif fabrika baştemsilcisi Orhan Purhan bir konuşma yaptı. Purhan, örgütlenme sürecini özetledikden sonra sendikal üyelikleri tamamlayarak yetkilerini aldıklarını belirtti ve TİS görüşmesi sürecini anlattı.

DİSK’in tarihi değerlerini savunduklarını ve bu nedenle DİSK’te örgütlendiklerini, DİSK'in “Direnişçi” dediğini, kendilerinin de bugün direndiğini söyleyerek, DİSK’in kendi yanlarında yer almasını ve net bir tutumla direnişlerine destek vermesini beklediklerini söyledi.

Ardından Engin Yılgın, işgalci Greif işçileri adına hazırlanan açıklamayı okudu. Yılgın, Greif işçilerinin patronun çeşitli saldırılarına rağmen direnişlerini 10. gününde kararlılıkla sürdürdüklerini ifade etti.

 

“Sınıf mücadelesinin yasalarını işçiler belirler”

Fiili meşru mücadelenin önemine değinen Yılgın şunları söyledi: “Gücümüzü birliğimizden, işçi sınıfının mücadele deneyim ve birikimlerinden aldık. Kavel, Sungurlar, Alpagut... bizler için önemli deneyimlerdir. İşçi sınıfı mücadelesini patronların yasalarına sıkıştırmaya çalışanlara karşı bu deneyimler ışığında fiili-meşru mücadeleyi tercih ettik. Yasal süreç denilerek sermayenin örgütlülüğümüzü dağıtmasına izin vermedik. Bir kere daha gördük ki, sınıf mücadelesinin yasalarını emeği, onuru ve geleceği için haklı ve meşru mücadele veren işçiler belirler.”

Açıklamanın devamında, Greif işçilerinin işgale başlama nedenlerine dair şunları ifade etti: “Bizler tek başına toplu sözleşme süreci tıkandığı için işgale başvurmadık. Eğer öyle olmuş olsaydı burada 700 kişi değil 300 kişi olurduk. Çünkü toplu sözleşme hakkı kazanan 300 kişiyiz. Fakat kadrolu ve taşeron ayrımı yapmadan birliğimizi sağladık. Öz örgütlülüklerimizi kurduk. Bize ‘taşeronu bırakın önce sözleşmeyi yapalım sonra taşerona bakarız’ diyenlere inat sınıf birliğimiz temelinde hareket ettik. Greif patronuna başta taşeronluğun kaldırılması olmak üzere bütün taleplerimizi ilettik. Greif patronunun taleplerimizi karşılamaması üzerine ortak kararımızla işgalimizi başlattık.”

 

“Greif’in zaferi tüm işçi sınıfının ve DİSK'in kazanımı olacaktır!”

Açıklamanın devamında DİSK/Tekstil'in TİS ve işgal sürecinde izlediği geri tutumu teşhir eden Yılgın, DİSK'in Greif işçilerinin direnişleri karşısında alması gereken tutumu şu sözlerle dile getirdi: “DİSK yönetiminin direnişimize sahip çıkmak için attığı adımı olumlu görüyoruz. Fakat yeterli görmüyoruz. Bunun için DİSK ve bağlı sendikaların direnişimiz karşısında atması gereken somut adımlar olduğunu düşünüyoruz. Taşeron köleliği başta olmak üzere tüm kölelik uygulamalarına karşı verdiğimiz fiili-meşru mücadele DİSK'in onuru olarak kucaklanmalıdır. Greif işgalinin kazanmasının tüm işçi sınıfının ve DİSK'in kazanımı olacağı görülmeli ve buna göre hareket edilmelidir. Bu doğrultuda dayanışma ve destek sadece erzak yardımı ve ziyaretlere indirgenmemeli gerçek bir eylemli sınıf dayanışması ve sahiplenme sergilenmelidir.”

Son olarak, sekiz maddeden oluşan ve işçilerin DİSK'ten beklentilerinin yer aldığı talepler sıralayarak, DİSK ve üye sendikaların Greif işgalini net bir tutumla sahiplenmesini, direnişin kazanımı için üzerine düşeni yaparak üyelerini fiili eylemliliklerle dayanışmaya yönlendirmesini ve bu konuda adım atmasıni istedi.

 

“İşçiler olmadan sendika olmaz!”

Açıklamanın ardından söz DİSK Genel Başkanı Kani Beko'ya bırakıldı. Beko konuşmasında sık sık DİSK'in tarihi mücadele sürecinden bahsederek örnekler verdi. DİSK'in değerlerinden söz etti. Greif işçilerinin sürdürdükleri direnişin haklı ve meşru olduğunu söyleyerek, işçilerin yanında olduklarını ve desteklerini sunacaklarını ifade etti. Fakat işçilerin somut taleplerine dair net bir tutum ortaya koymayarak aslında işçilerin duymak istedikleri konuşmayı yapmamış oldu. Bunun yerine bu taleplerin değerlendirileceğini ve DİSK olarak neler yapılabileceğine bakılacağını ifade etti. Beko, TİS surecinde DİSK/Tekstil ile görüştüğünü ve süreci takip ettiğini belirtti.

Beko konuşma devam ederken işçiler "Sendika işçiye sahip çık!" ve "İşçiler olmadan sendika olmaz!" sloganlarını haykırdılar. Ayrıca işçiler Beko'nun konuşmasını alkışlamadıkları gibi DİSK yöneticilerinin attırmaya çalıştığı “İnadına sendika inadına DİSK!” sloganına da eşlik etmediler.

Ardından DİSK/Tekstil İstanbul Şube Başkanı Kazım Doğan konuştu. Doğan, uzun ve zorlu bir sürecin ardından işçilerin sendikada örgütlendiğini, şimdi bunu sonuca ulaştırarak taşeron sorununun çözülmesi gerektiğini ifade etti.

Doğan'ın konuşmasının ardından işçiler ziyaretçilerini fabrikada dolaştırdı.

 

Net bir program yok!

Ziyarette ayrıca Kani Beko, Arzu Çerkezoğlu ve DİSK Tekstil yöneticilerinin olduğu ayrı bir görüşme yapıldı. Yemekhanedeki görüşmede Kazım Doğan süreç hakkında bir bilgilendirme konuşması yaptıktan sonra Kani Beko konuştu.

Beko, işçilerin direnişlerini desteklediklerini, haklı ve meşru mücadelelerinde yanlarında olduklarını belirtti. Fakat Kani Beko'nun konuşmaları içerisinde geçen "fabrikanın kapanmasını istemeyiz" söylemi ve asgari ücretle çalışılan yerlerde sendika geldikten sonra geriden başlandığı ifadeleri, aslında işçilerin mevcut TİS talepleri noktasında esnemesine dair öğüt vermek demekti.

Arzu Çerkezoğlu ise DİSK kuruluş gecesinde işçilerin protesto eyleminden dolayı duydukları rahatsızlığı ifade etti. Daha önce işçilerin ziyaretine gelmeyi planladıklarını, fakat yoğunluklarından kaynaklı gelemediklerini söyledi.

Görüşmede bulunan DİSK/Tekstil yöneticisi Muzaffer Subaşı ise kısa konuşsa da sözleşme sürecinde işçilerin aldığı tavrı suçlamaya kalktı.

Sonuç olarak Greif'teki örgütlenme ve sendikalaşma süreciyle birlikte gerekli bilgilendirme yapılarak, sendikaların açıktan destekleyen tutum ve pratik içerisinde olması istendi. Fakat DİSK tarafından "-eceğiz, -acağız" sözlerinin dışında somut birşey ortaya konulmadı. Kendi değerlendirmeleri sonucunda, yapılabileceklerin planlanacağı ifade edildi.

Toplantı sırasında işçiler söz alarak, sendikaların kendilerini yalnız bırakmasından duydukları rahatsızlıklarını DİSK yöneticilerine iletti.

DİSK yöneticileri karşılaştıkları taban örgütlülükleri ve işçi inisiyatifi karşısında şaşırdılar. Greif işçileri taban örgütlülükleri ve sınıf bilinçli kimlikleri sayesinde sendika bürokratlarının karşısında herşeyi onaylayan değil, sorgulayan ve hesap soran disiplinli bir duruş sergilediler.

Kızıl Bayrak / İstanbul