DİSK'in 47. yılında Greif'ta coşkulu etkinlik

Greif işçileri gerçekleştirdikleri etkinlikle DİSK'in 47. yılını selamlarken fiili, meşru ve militan sınıf mücadelesinin bugün fabrika işgaliyle sürdürüldüğünü dosta düşmana gösterdi.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 15 Şubat 2014
  • 21:34

DİSK’i kuran ruh Greif’ta!

Greif işçileri direnişlerinin 6. gününde DİSK'in kuruluş yıldönümü vesilesiyle “Kavel'den Greif'e işgal, grev, direniş!” şiarıyla coşkulu bir etkinlik gerçekleştirdi.

Etkinlik öncesinde destek için gelenler sloganlarla fabrikaya geldiler. Sınıf devrimcileri de sokak girişinde toplanarak açtıkları Direnişçi Greif İşçilerini selamlıyoruz-İşgal grev direniş!/BDSP" pankartı ve flamalarıyla fabrika girişine yürüdüler. Sınıf devrimcilerinin sloganları işçiler tarafından coşkuyla haykırılan “İşgal grev direniş!” sloganıyla karşılandı.

Saat 16.00'da Hadımköy'deki fabrikanın yemekhanesinde gerçekleştirilen etkinlik yapılan açılış konuşması ve destekçilerin selamlanmasıyla başladı. İşçi sınıfının kurtuluş mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşu yapıldı.

Saygı duruşunun ardından DİSK Esenyurt Bölge Temsilcisi Engin Yılgın konuşma gerçekleştirdi. Fabrikadaki mücadele sürecini aktaran Yılgın, toplu iş sözleşmesinde yaşanan uyuşmazlığın ardından üretimi durdurarak, fabrikayı işgal ettiklerini söyledi. Yılgın bu süreçte yasal sınırlamalara uymadıklarını, meşru mücadele yolunu seçtiklerini ancak sendika bürokratlarının mücadelelerini gayrı-meşru göstermeye çalıştığını kaydetti. Mücadelelerinde kararlı olduklarını vurgulayan Yılgın, işçilerin “sendika biziz” dediğini belirtti.

 

“Gerçek DİSK'in sahibi bizleriz”

İşyeri baştemsilcisi Orhan Purhan ise fabrikada tek yumruk olduklarını, yaşanan tablonun işçilerin birlik olması durumunda neler yapabileceğini gösterdiğini ifade etti.

Greif'ın büyük bir Amerikan tekeli olduğuna vurgu yapan Purhan, 1500 işçinin çalıştığı fabrikada, onlarca taşeronun olduğunu, işçilerin iliklerine kadar sömürüldüğünü belirtti. Daha önce örgütlenme çalışmaları sırasında bir arkadaşlarının işten atıldığını, bu şekilde örgütlenmelerine saldırı yapıldığını anlatan Purhan, bunun karşılığında üretimi durdurarak fabrikayı işgal ettiklerini, arkadaşlarını tekrar işe aldırdıklarını söyledi. Purhan daha sonra da toplu iş sözleşmesi için komiteler kurduklarını ve taslaklarını işçilerin kendilerinin hazırladığını ifade etti. Bu taslağın hayalparast bir taslak olmadığını kaydeden Purhan, isteklerini sendikaya karşı da savunmaları gerektiğini dile getirdi.

Toplu iş sözleşmesinde 66 maddeleri olduğunu söyleyen Purhan, 10 madde üzerinde işveren ile anlaşılamadığını ifade etti ve taşeron sisteminin kaldırılmasını istediklerini sözlerine ekledi. İlerleyen süreçte işveren taleplerini kabul etmediklerini vurgulayan Purhan, mücadelelerinde her türlü bedeli göze aldıklarını söyledi.

Daha sonra patronun tehditlerinden bahseden Purhan, “Biz mi onlar mı kapının önünde” dedi. Purhan “Fabrikalar bizim” diyerek, haklarını alana kadar fabrikaya kimseyi almayacaklarını sözlerine ekledi.

DİSK Tekstil ve DİSK'in yanlarında olmadığını ifade eden Purhan, DİSK'in “Direnişçi” adında bir kampanya yürütttüğünü ancak direnen işçilere ise sırt çevirdiğini belirtti. İşçi inisiyatifini savunan DİSK'in yine inisiyatiflerini kullanan Greif işçilerine destek sunmadığını söyledi.

“Gerçek DİSK'in sahibi bizleriz” diyen Purhan, asıl kutlama yerinin Greif fabrikasında yapıldığını kaydetti. Daha sonra işçilerin birliğinin kırılmaya çalışıldığını söyleyen Purhan, bazı işçilerin satın alındığını ancak içeride barınamadıklarını dile getirdi.

Patronun işçilere gönderdiği “eyleminiz yasal değil” ifadeleri kullanılan tebligattan bahseden Purhan, sözlerinin devamında asıl yasadışı olanın fabrika içerisinde bulunan onlarca taşeron firma olduğuna dikkat çekti. Purhan yeni tekliflerin geldiğini ancak işçilerin bu ciddiyetsiz talepleri kabul etmediğini belirterek, taleplerinin ya kabul edileceğini etmeyeceklerse de defolup gideceklerini söyleyerek sözlerine son verdi.

 

"Baskılara ve sömürüye boyun eğmeyelim"

Ardından direnişçi kadın işçilerden Emel Özyön sahneye çıkarak, kadın olarak daha fazla sömürü ve baskıya maruz kaldıklarını, ancak baskılara karşı kadınlı-erkekli direndiklerini ifade etti.

"Tüm kadın arkadaşlara sesleniyorum! Baskılara ve sömürüye boyun eğmeyelim" diyen Özyön, arkadaşlarını hakları ve gelecekleri için mücadeleye çağırdı.

 

"Greif direnişi ile başlayan silkinmenin önüne geçemeyecekler"

Temsilcilerden Ferhat Alsaç da bir konuşma yaptı. Alsaç konuşmasında zorlu bir mücadeleye girdiklerini bu mücadelede Greif patronlarının yanı sıra sendika bürokratları ile de mücadele ettiklerini ifade etti.

Fakat örgütlü mücadelelerinin yenilmeyeceğini, sendika bürokratlarının koltuklarını salladıklarını söyledi.

DİSK bürokratları ve sendika ağalarının direnişlerini bu nedenle görmezden geldiğini belirtti.

Konuşmasının devamında Alsaç şunları ifade etti: "Sermaye sınıfı ve bürokrat sendika ağaları ne yaparsa yapsın Greif direnişi ile başlayan silkinmenin önüne geçemeyecektir. Bizim direnişimiz aynı zamanda sendikaları dükkanlarına çevirmiş bürokratlara karşıdır."

Alsaç son olarak şu ifadelerle konuşmasını sonlandırdı: "Fakat şunu da belirtmek istiyoruz ki DİSK'in başına çöreklenmiş bürokratlar direnişimiz karşısında sessiz kalarak, karalama politikaları yürüterek patronlara hizmet ediyorlar. bu tutumlarını sürdürdükleri durumda Greif patronlarının kaldığı akıbetle karşılaşacaklardır. Buradan ağaları son kez uyarıyoruz.”

Alsaç'ın konuşmasının ardından Gebze İşçilerin Birliği Müzik Topluluğu seslendirdiği işçi marşları ile etkinlik devam etti.

DLB Üç Fidan Şiir Topluluğu sahne aldı. Okudukları şiirleri 8 Mart'ı yaratan dokumacı kadın işçilere ve Greif'ta direnen kadın işçilere şiirlerini adadıklarını ifade ederek şiirlerini okudular.

“Ekmek ve Gül” şiri okuyan DLB'liler "Yolumuz Greif işçilerinin yoludur!" sloganıyla sahneden indiler.

 

"Dilenerek değil direnerek kazanacağız!"

Şiir dinletisinin ardından direnişçi Feniş işçileri adına Mehmet Doğan konuştu. Doğan, konuşmasında yolsuzluğa ve umutsuzluğa karşı Greif işçilerinin başlattıkları işgal ve direnişi selamladı.

Patronları Sedat Aloğlu'nun birikmiş maaşları ve tazminatlarını vermeden kaçtığını buna karşın kendilerinin fabrikayı işgal ederek direnişe başladığını anlattı. Yaptıkları eylemleri de anlattığı konuşmasında Doğan, daha önceki süreçlerde maruz kaldıkları çalışma koşullarının ağırlığı-zorluğunu anlatarak bu süreçte sendikalarının izlediği uzlaşmacı işbirlikçi politikayı teşhir etti.

İş cinayetine kurban giden Feniş işçisi Nizamettin Önelge'nin katilinin Aloğlu olduğunu söyledi.

Greif işçileriyle omuz omuza mücadeleyi sürdüreceklerini ifade ederek "Dilenerek değil direnerek kazanacağız!" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

Pınar Aydınlar sahneye çıkarak sömürü düzeninin işçi ve emekçiler üzerindeki olumsuz etkilerine değindi. Yolsuzluk ve rant düzenini teşhir eden Aydınlar, Alevilere, Kürtlere, Ermenilere tüm ezilen halklara yönelik uygulanan baskı ve katliamları teşhir etti. Roboski'yi andı.

Devrimci, değerlerden bahsederek İbrahim Kaypakkaya'yı andı.

Haziran Direnişi'nin onurlu bir direniş olduğunu söyleyerek Haziran Direnişi sırasında katledilenleri andı ve salondakileri selamladı.

Greif işçilerinin haklı ve onurlu mücadelesini selamlayan Aydınlar, Grup Gölgedekiler ve Grup İsyan Ateşi'ni sahneye çağırarak onlarla birlikte türküleri ve marşları seslendirdi.

Pınar Aydınlar ezgilerini "Yaşasın halkların kardeşliği!" diyerek sonlandırdı. Salondan da "Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!" sloganı haykırıldı.

Ardından Grup İsyan Ateşi de ayrıca seslendirdiği türkülerle etkinliğe katkı sundu.

Ardından OSİM-DER Müzik Atölyesi sahneye çıkarak söylediği şiir ve marşlarla sınıf dayanışmasını yükseltti. Atölyenin seslendirdiği marşlar eşliğinde halaylar çekilirken son  olarak “Avusturya işçi marşı” söylendi.

Etkinlik programı Greif'ın direniş geleneğinin Kavellerden, Paşabahçelerden geldiği, mücadelenin bu yolda kararlılıkla devam edeceği söylenerek sonlandırıldı.

Program bitiminde bir Greif işçisinin söylediği ezgiler dinlendi.

Salon “İşgal, grev, direniş!” sloganıyla boşaldı.

 

Etkinlikten notlar:

* Etkinliğin ön hazırlığı yoğun bir çaba ve birçok işçinin doğrudan katılımıyla yürütüldü.

* İşçiler olası provokasyonlar karşısında son derece disiplinli bir şekilde hareket etti.

* Etkinliğin yapıldığı yemekhaneye "Sendikal bürokrasiye, uzlaşmacılığa geçit yok, DİSK'i yaratan mücadele ruhu Greif'le yaşıyor!", "Kavel'den Greif'e işgal, grev, direniş!" pankartları asıldı.

* Baştan sona coşkulu geçen etkinlikte sıkça “İşgal grev direniş!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları haykırıldı.

* Liman-İş üyesi Kumport Liman işçileri, TÜMTİS üyesi DHL işçileri de Greif işçilerini yalnız bırakmadı. Etkinliğe ayrıca EHP, EMEP, UİDDER, DİP, Alınteri, Sol Cephe, HDP Esenyurt İlçe yöneticileri, YDİ Çağrı, DİH, Kadıköy-Caferağa, Yeldeğirmeni ve Acıbadem dayanışmaları destek verdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul