Bir ihanet şebekesi olarak işleyen DİSK TEKSTİL yine yeni yeniden ihanete imza attı. Tarihi sınıfına ihanet ile dolu olan, Greif Direnişi’nde patronlar ve polisle işbirliği yaparak işgalin polis zoruyla sonlandırılmasına sebep olan DİSK’e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası yönetimi Uğur Tekstil’de de farklı bir pratik sergilemedi.
Uğur Tekstil işçilerinin “direnişi bitirdiğini” duyurduğu ve mücadelenin süreceğini söylediği açıklamasını yayınlıyoruz:
“Bütün kamuoyuna üzülerek duyuruyoruz. Artık eylemlerimize son veriyoruz ve Direnişimizi bitiriyoruz. Kazanamadık. Bundan sonra sadece hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz Ama yenilmedik de. Sonuna kadar haklı ve onurlu bir mücadele verdik.
İşçi sınıfımız için derslerle dolu, tarihin onurlu sayfalarında yer alacak büyük bir direniş gerçekleştirdik. Dostumuzu düşmanımızı tanıdık. Patronların oyunları, Satılmış sarı sendikanın ihaneti ve yalanlarıyla başa çıkamadık, bu bize dert oldu.
Ama biz de onlara boyun eğmedik, bu da onlara dert olsun. Sendikalı olduğumuz için 18 kasım 2021’de 97 işçi jandarma zoruyla işten çıkarıldık. İsimlerimiz kara listeye alınarak bütün fabrikalara dağıtıldı, iş bulmamız, eve ekmek goturmemiz engellendi, sosyal ölüme terk edildik.
Kara liste yüzünden bildiği meslek olan tekstil firmalarında iş bulamayıp çatı işine giden #SedatAslan arkadaşımız çalışırken çatıdan düşerek hayatını kaybetti. 29 yaşındaki Sedat Aslan arkadaşımız geride en küçüğü 7 aylık olmak üzere 3 çocuk bıraktı.
İşten atılmamızda patronla işbirliği yapan sendikamız DİSK TEKSTİL bizim için tek bir açıklama dahi yapmadı, telefonlarımızı açmadılar, hiç bir sendika yöneticisi tek bir eylemimize dahi katılmadı. Bize sahip çıkmak bir yana, işçilere açıktan ihanet ederek patrona destek oldular.
DİSK TEKSTİL genel başkan vekili M. Ali Başak patronun mahkemeye sunduğu tanık listesinde yer alarak işçilere karşı şahitlik yapmaktan bile utanmadı. Sendika genel merkezi mahkemenin istediği üyelik bilgilerini pul parasını bahene ederek uzun süre göndermedi.
Biz artık bundan daha fazla alçalamazlar, cesaret edemezler, sonuçta DİSK’e bağlı bir sendika, DİSK yönetimi buna izin vermez, bu kadarına göz yummazlar diye düşünürken, daha beterini yaptılar. Kazım Doğan ve Genel Sekreterin imzasıyla mahkemeye gönderdikleri yazıda…
İşten atıldığımız tarihte sendikanın 160 üyesi olduğu halde sadece 53 üye olduğunu ve biz atıldıktan sonra üye sayısının arttığını söylediler. Kendi üyesi işçiler davayı kaybetsin diye patronun isteğiyle mahkemeyi yanıltmak için böyle bir yalanı böyle bir alçaklığı bile yaptılar.
Sadece bu mu? Bununla da yetinmediler. Bizler, BİRTEK-SEN genel başkanı Mehmet Türkmen’in ve küresel sendika temsilcisi Kuvvet Lordoğlu’nun yardımıyla işe dönmek için Zara’ya raporlar yazarken, DİSK TEKSTİL genel başkanı Kazım Doğan Zara’ya bizi işe almaması için yazı bile yazdı.
DİSK merkezine, DİSK genel başkanı sayın Arzu ÇERKEZKOĞLU’na, sayın Remzi Çalışkan’a ve DİSK’e bağlı bütün sendikalara bu olanları anlatan dilekçe gönderdik. Ama ne bir geri dönüş ne de tek bir açıklama yapıldı.
Her şeye rağmen verdiğimiz mücadele sonucunda küresel sendika industriall ve Zara markasının da çabasıyla Hayri Uğur Tekstil patronu geri adım atarak işçileri işe alacağını açıkladı. Şu ana kadar işe dönen 65 civarında arkadaşımız bu mücadele sayesinde işe alındılar.
İşçiler işe alınmasın ve davalarını da kaybetsinler diye açıktan işçilere ihanet eden DİSK TEKSTİL şimdi de utanmadan işe dönen işçileri kendi başarısı gibi gösteriyor. Davasından çaresizce feragat edip işe dönen arkadaşlarımıza asla kırgın ve küs değiliz.
En son 31 işçi ile birlikte Uğur Tekstil’in çağrısına, küresel sendikanin ve markanın verdiği garantiye güvenerek 1 Nisan’da fabrikaya gittik. Bazı arkadaşlarımız bu söze güvenip buldukları işinden ayrıldılar. Ama 6 saat kapıda bekletildikten sonra bir kez daha kandırıldık.
Ama biz artık fabrikada çalışan arkadaşlarımızı düşünerek markanın uğur tekstil ile ilişkisini kesmesi ve fabrikanın kapanma ihtimalinin önüne geçmek için eylemlerimize son verdiğimizi, bundan sonra mücadelemizi hukuki anlamda sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla bildirmek isteriz
Mücadelemizde hep yanımızda olan başta BİRTEK-SEN genel başkanı sayın Mehmet Türkmen e, çok değerli parti ve kurum temsilcilerine, sesimizi duyuran çok değerli basın kuruluşlarına, basın emekçilerine, sesimize ses olan bütün dostlara çok teşekkür ederiz. Hakkınızı helal edin.
Biz bir direniş destanı yazarken ihanetin kitabını yazan DİSK TEKSTİL’in ‘Çantacı’ başkanı Kazım Doğan’a ve patrona sonradan ortak olan sözde sol bir partili küçük ortağı ve avukatına arka çıkıp bize sırtını dönenleri de yazdık deftere. Hiç bir şeyi unutmayacağız.”