Bugün Sinbo ve SML etiket önünde yükselen anonslarda “dikkat dikkat polis konuşuyor” denilerek sonrasında “Avcılar Kaymakamlığının aldığı karar gereği”, “Beylikdüzü kaymakamlığının aldığı karar gereği” denerek keyfi yasak anons ediliyor. Direnişçi işçiler de keyfi yasağa karşı “Pandemi önlemi adı altında bizlere dayatılanlar önlem değil işçi ve emekçilerin hak mücadelesinin keyfi biçimde engellenmeye çalışılmadır” diyorlar. Devamında ise “tüm çalışanlara ücretsiz izin verilerek tam kapanma ilan edilmediği durumda yasaklarınız meşru değildir, tanımayacağız” deniyor. Bu iki tutum iki sınıfın tutumudur. Keyfi yasakları koyanlar sermayeye hizmette sınır tanımayanlardır. Direnen işçiler ise bugün korku, baskı, zorbalıkla bastırılan işçi sınıfının sözcüleridir.
Avcılar, Beylikdüzü Kaymakamları fabrikaları da kapayacaklar mı?
Yapılan anonstan tebliğ edilen kararlardan kaymakamların keyfi tutum sergilediği açık. Direnişleri yasaklama kararı aldıklarına göre pandemi önlemleri almak konusunda yetkiye de sahipler demektir. Gerçekten kaymakamlar (Mülki Amirler) samimi iseler bir karar da kendi alanlarındaki sermayedarların keyfi tutumlarına karşı alırlar. Sinbo ve SML önünde, buraların yönetimine pandemi önlemleri çerçevesinde “tüm işçilerin ücretli izne çıkartılması, fabrikaların üretimi durdurması kararı alınmıştır” anonsu yaparlar. Bu kararları almadıkları müddetçe keyfi yasakları gayrimeşrudur. Keza karar olarak sundukları belgede de yer aldığı gibi “ticari amaçlı bildiri dağıtmak, el ilanı asmak, stant açmak…” serbesttir! Bu bile “nasıl bir karar” dedirtmeye yetmektedir. 1 Mayıs ön günlerinde alınan bu karar baskı ve zorbalıkla sindirilmiş işçi ve emekçilere yol gösteren direnişleri bastırmak ve 1 Mayıs’ın mücadele coşkusunu, kararlılığını engellemek içindir. Çabaları nafiledir, 1 Mayıs SML, SİNBO direniş alanları başta olmak üzere şimdiden her yerde işçi sınıfının taleplerini daha gür ve güçlü haykıracağı bayram gününün ön hazırlığına dönüşmüştür.
“Direnişçiler konuşuyor”
Sermayeye hizmette sınır tanımayan iktidar ve hizmetindeki tüm kurumlara sesleniyoruz. Hizmette kusur etmediğiniz patronlar bizlerin emeğini çalıyor. Siz de bu hırsızlığın baskı aygıtları olarak hareket ediyorsunuz. Bu ülke biz işçilerin, emekçilerin emekleri ile var oldu. Bizim emeğimizi, alınterimizi çalanlar ise azgın sömürü, doğa talanı, rant uğruna uygulanan politikalarla ülkeyi karış karış yağmalamaktan başka bir şey yapmıyorlar. Biz emeğimize, onurumuza, geleceğimize sahip çıktığımız kadar rant ve talanla yağmalanan doğamıza, akarsularımıza, milyonların olan tüm zenginliklere de sahip çıkıyoruz. Bizim karşımızda olanlar tüm zenginliklerimizi yağmalayan, birilerine peşkeş çekenlerin safındadır. Bizim sözümüz budur.
İşçi sınıfına dönük saldırılara dur demek için, tüm çalışanlara ücretli izin ve tam kapanma talebimizi haykırmak için mücadelemizi sürdüreceğiz. Patronlar adına hayata geçirilen, işçi ve emekçileri yıkıma sürükleyen, demokratik hak ve özgürlüklere saldıran keyfi ve sermayeden taraf yasaklarınızı tanımayacağız.
DEV TEKSTİL İstanbul Temsilciliği
TOMİS İstanbul Temsilciliği