22 Nisan günü Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ile İçişleri Bakanlığı arasında “2021 Afet Eğitim İşbirliği” protokolü imzalandı. 1 Mayıs’ın ön günlerinde Süleyman Soylu ile yapılan toplantıya DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Genel Sekreteri ve Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, DİSK Yönetim Kurulu üyesi ve Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Seyit Aslan katıldı.
İçişleri Bakanlığı’nın Twitter hesabından duyurduğu görüşmenin ardından DİSK’in sosyal medyada yaptığı paylaşımda Soylu’ya 1 Mayıs süreci ve sendikal sorunların aktarıldığı ifade edildi. Yapılan bu paylaşıma sosyal medyada çok sayıda tepki gelmişti.
Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) İstanbul Temsilciliği de konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, Bakırköy ve Kadıköy’de eylemlere yapılan saldırılara değinerek “Bir avuç işçinin yiğitçe göğüslediği saldırılara karşı direnişleri yalnız bırakanlar kimlerin yanında poz veriyor?” diye sordu. TOMİS’in açıklaması şu şekilde:
“‘Umut Yan Yana’ diyenler Süleyman Soylu’nun yanında!
1 Mayıs’ı kutlatmamak için yıllardır yasak, engelleme, baskı ve gözaltı emri verenler ile sözde devrimci gerçekte sendika bürokratları yan yana durmuşlar.
Pandeminin ve krizin faturası işçilere kesilirken, salgının merkezi fabrikalar olmuşken ve yasalar işçi sınıfına karşı çıkarılırken ‘umut’ kimin yanında?
En temel hakkımız olan sendikalaşma hakkı, anayasada yer almasına rağmen diğer birçok yasa ile engelleniyorken, Kod 29 ile işçiler ahlaksızca cezalandırılıyorken, bir avuç işçinin yiğitçe göğüslediği saldırılara karşı direnişleri yalnız bırakanlar kimlerin yanında poz veriyor?
Ne adına yan yana gelindiği fark etmiyor. Konu Afet Eğitim İşbirliği Protokolü de olsa Soylu'ya “ülke çapındaki 1 Mayıs programımızı aktardık” da ne demek! Özüne uygun olmayacak bir şekilde, gayet de pasifist bir tutumla “1 Mayıs'ı balkonlarımızdan kutlarken lütfen TOMA ile su sıkmayın, gaz atmayın” mı dediniz? Önceki gün (21 Nisan) direnenler Bakırköy'de bir aradayken Soylu'nun emri ile gözaltı yaşandı. Siz 1 Mayıs'ı salona sığdırmakla meşguldünüz! Öncesinde olduğu gibi sonrasında da sessiz kaldınız!
Bir yandan fabrikalarda pandemi için ciddi önlemler alınmıyor ve işçiler koronavirüsle baş başa çalıştırılıyor, diğer yandan da Sağlık Bakanı işçileri hedef gösteriyor. Bir yandan işçiler kısa çalışma ve ücretsiz izinle açlığa mahkûm ediliyor diğer yandan da ihracat rekorları kırılıyor.
Ayrıca kazanılmış hakkımız olan 1 Mayıs'ı “gününde fabrikalarda kutlayacağız” demek, bu hakkı gasp ettirmek demektir. Patronların aşırı kâr hırsı için o gün çalışmak, tarihimize ihanet olacaktır. Balkonlarda olacağız diyenler de bu ihaneti balkondan haykıracaktır!..
2021 yılının 1 Mayıs'ına damga vuracak olan direnen işçilerin dik duruşlarıdır. Pandemi için gerçek önlem alınması isteniyorsa, krizin faturası ödenmemek isteniyorsa, Kod 29'un kaldırılması isteniyorsa, 1 Mayıs'ta birleşik ve kitlesel bir şekilde alanlarda olmak gerekiyor.”