Koronavirüsün yayılmasını engellemek adına “Evde kal” çağrıları yapılırken, “gerekli önlemleri aldıklarını” iddia eden sermaye ve AKP iktidarı işçileri fabrikalarda çalıştırmaya halen devam ediyor. Geçtiğimiz haftaya kadar kesintisiz üretim devam ederken, temel fabrikalar başta olmak üzere, bir dizi fabrika ancak üretimi durdurabildi. Aynı zamanda başlıca işyerlerinde bir dizi “önlemler” alınmak zorunda kalınsa da, işçi sağlığı ve emekçiler için yaşamsal tedbirler yeterince alınmıyor.
Bursa’da otomotiv sektörünün başında gelen Renault, Bosch üretimi durdururken, Tofaş, yarı yarıya üretimi düşürmüş durumda. Bu temel fabrikalara bağlı çalışan yan sanayi de büyük oranda izne çıkmış durumda. Valeo, Mako, Coşkunöz, Tredin, TKG, Delphi-Aptiv, Erkunt, Diniz Aident, Rollmech, Ototrim, Nobel bu fabrikaların başında geliyor. Aynı zamanda çok sayıda orta-küçük ölçekli işletme de izne çıktı. 3 fabrikada üretimin düşmesi doğrudan yan sanayiyi de etkilediği için bir dizi fabrikada da duruşlar yaşandı. Buna rağmen, azımsanmayacak sayıda fabrikada üretim devam ediyor.
Temel fabrikalardan başlayarak, izinler hiç de koronavirüse önlem almak amacıyla gerçekleşmiyor. Üretimin durması da aslında işçileri korumak amacıyla alınmış bir önlem değil. Koronavirüsün küresel bir salgın olduğu koşullarda, pek çok uluslararası tekel bu süreçten doğrudan etkilendiği için, malzemelerin gelmemesi ve siparişlerin olmaması, üretimin durmasının temel nedeni oluyor.
Öte yandan, bu süreci en az kayıpla atlatmaya çalışan kapitalistlerin yardımına da AKP iktidarı yetişmiş durumda. Pek çok işyeri şu an kısa çalışma ödeneğine başvurdu. Önümüzdeki 3 ayı güvenceleyerek, işçilerle ilgili ödemelerden kurtulmuş oldular. Kısa çalışma ödeneğinin yanısıra, yıllık izinler, yarı yarıya ödemeler gibi uygulamalar gündeme getirildi.
Bunun yanısıra, geçtiğimiz haftadan bu yana, işçilerin basıncı ve huzursuzluğunun da etkisiyle birtakım önlemler almak zorunda kaldılar. (Servis düzenlemeleri, yemekhane düzenlemesi, fabrika dezenfektasyonu, koruyucu malzemelerin temini vs.) Ancak bu önlemler, virüsün bulaşmasını engelleyici bir yerde durmuyor. Zira yüzlerce hatta binlerce işçinin iç içe çalışması, aynı havayı soluması, ayrıca yapılan işler gereği aynı ürüne onlarca işçinin temas etmesi riskleri anbean arttırıyor.
Büyük ve orta ölçekli metal işletmelerinin yanısıra, çok sayıda küçük ve orta ölçekli işletme üretime devam ettiği gibi, duruşa geçenler de var içlerinde. Ancak sendikasız olan bu işletmelerde, hem duruşlar, hem de işyerlerinde alınan önlemler için daha kötü bir tablonun olduğunu söyleyebiliriz.
Önümüzdeki birkaç hafta metal fabrikalarında, patronların ifadeleriyle “hem patrondan, hem işçiden” yapılan kesintilerle izinler yaşanacak. Ancak sonrası tam anlamıyla belirsizlik taşıyor. Yine büyük ölçekli işletmeler için 3 ay, kısa çalışma ödeneği ile “güvencelenmiş” olsa da, küçük ve orta ölçekli yerlerde işsizlik korkusu bugünden başgöstermiş bulunuyor.
Tekstilde kuralsızlık hakim
Tekstil işkolunda ise daha ağır bir tablo var. Dizginsiz ve kuralsız sömürünün olduğu tekstilde, pek çok firma gerekli önlemleri almadan, en sağlıksız ve olumsuz koşullarda çalışmaya devam ederken, bir dizi firma da üretimi durdurdu. İşçiler bu durumda da hak gaspıyla karşı karşıya kaldı. Fabrikaların büyük çoğunluğu, yıllık izinlerinden düşecek şekilde izne gönderdi. Yeşim, İpekiş, Boyteks, Penelope, Barutçu, Confetti, Acarsoy, Aksem, Türkün, Öztekstil, Polyteks gibi işletmelerin büyük çoğunluğu yıllık izinleri kullandırdı. Yıllık izin hakkına sahip olamayan işçilere ise ücretsiz izinler verildi. Halen, pek çok işletme gerekli önlemleri hiçe sayarak, yoğun bir şekilde işçi çalıştırmaya devam ediyor.
Pek çok işçi, işyerlerinde salgının yayılması tedirginliğini yaşadığı gibi, önümüzdeki günlerin belirsizliği karşısında gelecek kaygısını da daha yoğun taşıyor.
Kızıl Bayrak / Bursa