BTS üyesi emekçiler:

"Siz gideceksiniz biz kalacağız!"

İzmir'de BTS üyesi emekçiler 42. kez sürgünleri ve demiryollarının özelleştirilmesini protesto etti.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 02 Kasım 2021
  • 09:05

Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) İzmir Şubesi, sürgünlere ve demiryollarının özelleştirilmek istenmesine karşı eylemlerinin 42. haftasındaydı.

Alsancak Garı’nda dün saat 18.00’de bir araya gelinen eyleme BDSP, ESP, HDK, Kaldıraç da destek verdi. Basın açıklamasından önce ajitasyon konuşmaları eşliğinde oturma eylemi yapıldı. Oturma eyleminden sonra basın açıklaması okundu. Açıklamayı BTS İzmir Şubesi Başkanı Erdal Akyol okudu.

İktidarın sözde “ileri demokrasi”si!

“Demokrasi”nin anlamına dair genel ifadelerle başlayan açıklamada, AKP-MHP iktidarının ve uzantısı kurumların muhalif duruşa tahammülsüzlüğü teşhir edilerek “Onlara göre demokrasi bu düşüncelerin baskı altına alınmasıdır, bu baskıya boyun eğmeyenlere saldırmaktır. Bunun adı da sözde ‘ileri demokrasi’ olmaktadır” dendi.

BTS ve KESK bileşenlerinin geçmişten bugüne anti-demokratik uygulamalarla karşı karşıya kaldığına değinilen açıklamada “Baskılar, soruşturmalar, sürgünler adeta kurumların sopası haline gelmiştir. Sendikal haklar, insanca yaşam, demokratik ve barış içinde yaşanılan bir Türkiye gibi talepler için mücadele veren kamu alanında örgütlü sendikalarımıza yönelik baskılar her geçen gün artırıldı” ifadeleri kullanıldı. Sürgün edilen sendika yöneticisi ve üyeler hatırlatılıp, verilen cezalara ve yaptırımlara değinildi. TCDD’nin ve iktidarın sürgün kararlarının mahkemeden geri dönmeye başladığı ifade edilerek “Bütün sürgün edilenler görev yerlerine geri dönecekler” dendi.

“Savaşa değil; eğitime, sağlığa bütçe!”

AKP-MHP iktidarının iç ve dış politikada yaşanan gelişmeler, ekonomik krizde dibe doğru gidişin, döviz kurundaki rekor üstüne rekor yükselişlerin ve zam fırtınasının yaşandığı bir ortamda TBMM’de görüşülmüş olan savaş tezkerelerine değinilen açıklamada, “Tezkere bölge halkına, ülkeye kan, gözyaşı, ölüm, kriz ve yoksulluktan başka bir şey getirmeyecektir. Savaşa değil, eğitime, sağlığa bütçe ayrılmalıdır” vurgusu yapıldı.

Sermaye devletinin emeği ucuzlatarak daha fazla kâr etmesi adına başlatılan taşeron çalıştırmanın yaygınlaştığına değinilen açıklamada, bunun sonucunda demiryollarında trafik güvenliğinin tehlikeye atıldığı belirtildi ve “Son bir hafta içerisinde üç kez vagon ve tren kaçma hadisesi, bir kez karambol yaşandı” diye eklendi. Tüm bu olanların eksik personel ile yorgun olarak çalışmanın, bir çok işin dışarıdan hizmet alımıyla taşeronlara yaptırılmasının ve liyakatsiz atamaların sonucu olduğunun altı çizildi.

“Ancak kamusallaşmayla kendi ayakları üzerinde durabilir”

Bu yaşananlara rağmen demiryollarının özelleştirilmesinin yol açacağı sonuçların çok daha ağır olacağı vurgusuyla “Daha fazla personel eksiltilerek, neredeyse on işin bir kişiye yaptırılmak istenmesinin ve birçok işin taşeronlara yaptırılmak istenmesinin getireceği vahim sonuçları düşünmek bile istemiyoruz” dendi. Açıklamada özelleştirmelerin ülke ekonomisinde yol açtığı faturaya dair şunlar ifade edildi:

“Türkiye ekonomisi üretimden kopmuş, özelleştirme ile kamunun birikimleri tasfiye edilmiş ve sıcak para girişine bağlı zayıf bir ekonomi haline gelmiş, TL dünyada en çok değer kaybeden para haline gelmiştir. Doların tahakkümünden kurtarılabilmek için kendi ayakları üzerinde durabilen bir ülke olabilmek ancak kamusallaşma eksen alınarak oluşturulan bir politikanın sonucu olarak gerçekleşebilir. Özelleştirmeler ve kamu hizmetlerinin küçültülmesi girişimleri derhal durdurulmalı, güvenli bir kamusal ulaşım, eğitim, sağlık ve sosyal güvenliğe ayrılan paylar arttırılmalıdır.”

Açıklamada “Kamu emekçilerinin hak ettikleri, özlemini yaşadıkları bir ülkeye ve dünyaya kavuşacakları günü yakınlaştırma mücadelesini kararlıkla sürdürecekleri” vurgusuyla eylem son buldu.

Kızıl Bayrak / İzmir