Kamu emekçilerine yönelik baskı, soruşturma, sürgün saldırılarına ve demiryollarının özelleştirilmesine karşı KESK’e bağlı Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası üyesi emekçilerin eylemleri 26. haftasındaydı.
Alsancak gar önünde saat 18.00’de başlayan oturma eyleminde basın açıklamasını BTS İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol yaptı. Akyol basın açıklamasından önce, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Bağımsız Maden-İş Sendikası başkanını ve maden işçisini andı. Yaşananın bir trafik kazası olmadığının altını çizerek, devrimci işçilerin yaşamından olmalarının sorumlusunun yıllardır haklarını vermeyen sermaye sahibi patron ve iktidar olduğuna dikkat çekerek “Bu bir cinayettir, bu cinayetten Soma maden patronu da iktidar da sorumludur” dedi. Ardından basın açıklamasına geçildi.
Gündemin çok yoğun olduğu bir dönemden geçildiği ifade edilen açıklamada, halkın ve emekçilerin sorunlarının gündem olmadığı, olamadığı gerçeğine işaret edildi. “Pandemi, İstanbul Sözleşmesi, üniversiteler, yargı paketi, özelleştirmeler derken halkın ve emekçilerin yoksulluğu giderek artıyor” denilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Yıllardır bir yandan sahte demokrasi paketleri hazırlanırken, öte yandan işkolu düzenlemeleri, yetki prosedürleri vb. yöntemlerle sendikal mücadele engellenirken, işveren artık sendikal örgütlenme ve sendikal faaliyetlere de tahammül edemiyor. En doğal hakkı olan örgütlenme hakkını kullanmak isteyen çalışanlar baskı altına alınıyor, disiplin cezalarına çarptırılıyor, lojmanlarından atılıyor, sürgün ediliyor kapalı kapılar ardında tehdit ediliyorlar. Bırakın sendikal faaliyette bulunmayı, yasadan kaynaklı maddi haklarını dahi mahkeme yoluyla almaya çalışanlar bile geçici görevlendirme adı altında sürgün ediliyor. Bugün dışa bağımlı ekonomimizde yaşanan her türlü olumsuzluk emekçilere fatura edilmekte, yasalarda tanınan haklarını bile kullanmalarına izin verilmemektedir.”
Akyol TCDD’de yaşanan sürgünlere değinerek “Bütün arkadaşlarımız kendi görev yerlerine dönene kadar mücadelemiz devam edecek, bizleri baskılarla korkutamayacaklar” ifadelerini kullandı. TCDD’deki torpille sınav kazandırmaların, mülakat ile liyakatsiz işe alımların eleştirildiği açıklamaya, TCDD’nin özelleştirilmesine değinilerek şöyle devam edildi:
“TCDD’nin özelleştirme çalışmaları çok gizli ve hızlı bir şekilde devam ediyor. Bu anlamda tüm TCDD çalışanlarının, emekten yana, halktan yana olanların uyanık olması, özelleştirmeye karşı duran, burada ‘Demiryolu halkındır satılamaz’ diyen emekçilere destek vermesi sahip çıkması gerekmektedir. Çünkü sahip çıkacağınız şey bu ülkenin geleceğidir, çocuklarınızın geleceğidir, güvenli kamusal bir ulaşımdır, cebinizden daha fazla alınacak vergilerdir.”
“Bir kere daha ilan ediyoruz ki; baskılara, sürgünlere, liyakatsiz atamalara karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. İşimize, aşımıza, çalıştığımız kuruma sahip çıkmaya devam edeceğiz. Hukuku, adaleti, barışı, laikliği, demokrasiyi kazanmak için sokak sokak, meydan meydan, işyeri işyeri kol kola, omuz omuza demokratik mücadele hakkımızı kullanacağız.”
Basın açıklamasının sonrasında oturma eylemi yapıldı.
Kızıl Bayrak / İzmir