2015 Metal Fırtınası zamanında hepimizin bildiği gibi TM, BOSCH fabrikasında farklı bir sözleşme imzalamıştı. Renault, Tofaş ve diğer fabrikalara nazaran daha yüksek bir zam almıştı. Ondan dolayı da eylemler başlamıştı. Bunu doğal olarak kabul etmemiştik. Diğer fabrikalar da Tofaş ve Reno’ya ayak uydurarak TM’den istifa etmeye başlamıştı. Ben de Tofaş’ta çalışıyordum tabi. Yani bizim bu TM’den istifa etmemizin sebebi bize üvey evlat muamelesi göstermesiydi. Farklı bir fabrikaya yüksek zam alıp bize eski sözleşmedeki daha düşük zammı dayatmasıydı. Aramızda 400-500 lira fark vardı. Tofaş’ta o zaman 5 bin 5 yüz civarında işçi çalışıyordu. 3 bine yakın işçi birlikte istifa edip TM’ye geri adım attırmıştık. Ücretlerde az da olsa iyileştirme yaptırmıştık.
TM yıkılmadı ama sarsıldı; temsilciler ve şube başkanları değiştirilmek zorunda kalındı!
Birçok temsilci ve Şube başkanın değişmesini sağlamıştık. Tabi bu, birlikte mücadele etmemiz sayesinde olmuştu. Reno ve diğer fabrikalarda aynı yolu izledi. İstifalar her yerdeydi.
Bugün olduğu gibi o zaman da TM bizim hakkımızı savunmuyordu. Bugün de işçi arkadaşların TM’ye karşı birlik beraberlik içinde olması gerekiyor. Açıklanan taslak zaten yükselmeyecek daha aşağıya doğru çekilecek. Zaten düşük bir taslak, pazarlıklar ile aşağı çekilecek. Bu şartlarda maksimum 200-300 lira alınır. Bu taslağın kabul edilmemesi gerekiyor. İşçilerin, TM’ye “biz bu taslağı kabul etmiyoruz” demeleri ve dişlerini göstermeleri lazım. “Bu taslağı kimle hazırladınız, kime sordunuz demeleri” ve sendika odalarına gidip temsilcilere sormaları lazım. Bu, işçilerin en doğal hakkıdır. Tabi bunları birlikte hareket ederek yapmaları gerekiyor.
TM-BMİS-Çelik-İş; Fırtına sonrası hepsi pratikte aynılaştı!
Sendikanın tutumlarını kabul etmiyorlarsa istifa etmeleri bile en doğal hakları. Kendileri özgürce başka bir sendikaya geçebilirler. Bu işçilerin kendi kurduğu TOMİS var ona geçebilirler. Biz Çelik-İş’i tercih etmiştik ama yanlış yaptık. Ama bu adımı atarken işçilerin karşılarında TM-MESS-AKP Hükümeti olduğunun farkında olmaları lazım. Bunları bilerek birliklerini kursunlar. Bunları başarmak için her şeyden önce güven ortamını sağlamak önemli. Metal Fırtınası öncesi kimse birbirini doğru düzgün tanımıyordu bile. Güven ortamı sağlayacak hiçbir paylaşımımız da olmuyordu.
Güvensizlik hareket ve eylemle kırıldı, arkadaşına güvenmek için harekete geçmelisin!
Biz güvensizliği eylemlerle birlikte kırdık. Bu iş duyulmaya başlayınca, işçilerde yıllardır biriken bir tepki açığa çıkmaya başladı. Hiç kimse bir birini doğru düzgün tanımıyordu. Ama Herkes tepkiliydi. Sendika odalarına giderek, TM’ye gidip orda baskı yaparken, temsilcileri sağda-solda sıkıştırıp soru sorarak, imalattaki yöneticilere, operatörlere kadar gidip konuşarak bu işin artık böyle gitmeyeceğini söylerken birbirimizi tanımaya, birbirimize güvenmeye başladık. Bireyler olarak başladık, birer birer tepki gösterdikçe böylece topluluk olmayı, örgütlü davranmayı başardık.
O süreçte bir komite oluşturmuştuk. İstifalar da oluyordu, biz bunları biliyorduk. Ama önceden belirlediğimiz bir liderimiz ya da komitemiz yoktu. Tamamen kendi kendine gelişen eylemler içinde öncü işçiler ortaya çıkmaya başladı. Öncüler o anın sıcaklığında hareket içinde kendiliğinden ortaya çıkıyorlardı. Çünkü o zaman bağrışlar, çağırışlar, gürültüler içerisinde konuşma yapanların öncü kimliği belirginleşiyordu.
Birlik TM işbirlikçilerini etkisiz hale getirir!
TM, atacağımız adımları takip etmesi için aramıza kendi adamlarını da yerleştirmiştir. Ama onlar ilk zamanlar belirleyici olmuyordu. Ama biz, bugün bile içerde çalışan güvendiğimiz, haksızlığa karşı dik duracak arkadaşlarımızı tanıyoruz. Bizim oluşumlarımız aynen bu şekilde oldu. Biz o süreçte TM’nin önüne otobüs kaldıracak güce kavuştuk. 4-5 otobüs kaldırdık.
Güveni kazanmak için işçi sayfanı takip et, öğren, deneyim kazan! Toplantılarda yan yana gel!
Güven ortamı için bilincin gelişmesi çok önemli. Bunun için sosyal medyayı, işçiyi ilgilendiren sayfaları takip etsinler. Biz MİB sayfasını takip ederek birçok şeyi gördük. Simdi ise 2015’i yaşayan çok fazla işçi kalmadı. Sosyal medyayı taraflı tarafsız takip etsinler. Sadece Bursa için değil diğer fabrikalarda yaşanan olumsuzlukları da görsünler. Gazetelere ulaşamazlar belki ama internet üzerinden sayfa var, görüşü ne olursa olsun sağcı-solcu-dinci olsun, ne olursa olsun bu sayfaları ilk etapta takip etsinler. Neler yazılıyor bu sayfalarda, neler anlatılıyor, neler çiziliyor bu sayfalarda, kendi fabrikalarıyla ilgili neler yapılıyor… İlk yapmaları gereken şey budur. TM ne yapmış, dışarıda bunları bir karşılaştırsınlar.
Tofaş’ı Reno’yu kapsayan ama Türkiye işçi sınıfına hitap eden Metal İşçileri Birliği sayfası da var. Hatta Tofaş’ta bizde sayfa açmıştık. Takip etsinler. Atacakları adımları da bu sayfalar üzerinden kendileri de belirlerler. Ondan sonra toplantı yapsınlar, küçük gruplar halinde. Tanıdıkları güvendikleri arkadaşları ile.
Attığın her adım meşru, yeter ki birliğini ve gücünü koru!
İşçilerin yapacakları her şey tamamıyla yasal ve meşrudur. Korkmalarına, çekinmelerine gerek yok. Toplanmaları yasal, istifa etmeleri yasal, sayfaları takip etmeleri yasal… Toplanmaya karşı, sayfaları takip etmeye karşı yönetim, TM, hükümet baskı yapabilir. Bizim zamanımızda yaptıkları gibi. Ama buna boyun eğmesinler. Baskı ile korkutmaya çalışacaklar. Dışarıda toplansınlar, tanıdıkları, işten atılan deneyimli işçilerle irtibata geçsinler. Halen içerde az da olsa 2015 deneyimini yaşamış işçiler var, onlarla irtibata geçsinler, bizimle irtibata geçsinler. TOMİS üyeleri var onlarla irtibata geçsinler. Planlasınlar yapacakları şeyleri. Korkmasınlar, çekinmesinler. İşten atılmış olabiliriz ama biz de halen yaşıyoruz.
Sözleşmenin şuan iki yıl olacağı söyleniyor ama Pevrul’un da söylediği gibi 3 yıl olabileceğini tahmin ediyorum. Bizim zamanımızda 3 yıllık yapmışlardı. Eylemler ve istifalar sonucu iki yıla indirmek zorunda kaldılar. Ama aradan zaman geçti, ortam duruldu. Halen işçiler arasındaki havadan korkuyor olabilirler o yüzden şimdilik iki yıl diyorlar. Ama sessizlik artarsa 3 yıla çıkabilirler. İki yıla düşürülmesi işçilerin birlikte mücadelesi sayesinde olmuştu. Biraz daha işçiler birlik beraberlik olsa bir yıla bile düşebilir, istenen zam ise yüzde 25’lerden 50’lere kadar çıkar. Bu işçilerin birlikte mücadelesine bağlıdır. 3 yıllık sözleşme söylenti olsa bile kesinlikle kabul edilmemeli. Sözleşme istedikleri gibi sonuçlanmazsa sendikadan istifa edip dayanışma dilekçesi de verebilirler. TM, 3 yıla imza atsa dahi işçiler kesinlikle kabul etmemeli. 2015’i iyi araştırsınlar. Tanıdıklarını bulsunlar, MİB sayfasıyla irtibata geçip o zamanın deneyimlerini iyi araştırsınlar.
TM’nin yalanlarına aldanma, grev iradesine sahip çık!
TM’nin çok fazla bir rolü yok. Neye anlaşıldı, ne bitti şuan senaryo çoktan çizilmiştir. Sadece göstermelik tartışmalar, gitmeler, gelmeler, zam pazarlıkları yapacaklar. TM’nin kağıt üzerinde ufaktan yapacağı grev tehdidi işçiye şirin gözükmek için olacaktır. “Bak grev yaparız ha” diyecek. Ondan sonra bir gece gidip imzayı atacaklar.
Bu işin perde arkasında TM-MESS-AKP iktidarı var, bunu bil!
Metal işçilerinin karşısında TM-MESS-AKP hükümeti var. Bunların hepsi zaten birbirinin içerisinde, yani senaryoyu daha önceden birlikte yazmışlar diyeyim. Dolayısıyla istenen zam oranları muhtemelen 10-12 arasına çekilecek. Önceden çizilmiş bir senaryo var. Göstermelik tartışmalar olacak, masaya oturulacak, masandan kalkılacak, rest çekilecek her dönem yaptıkları oyun yani. “Grev tehdidi” gündeme getirilecek, işçiye diyecek ki “greve hazırlanın”. Ondan sonra da alttan alta “greve çıkarsak sonumuz şöyle kötü olur, maaş alamayız, iki ay-üç ay sonra fabrika bizi işten çıkartır” gibisinden işçiler arasında yaygara kopartacaklar. Bu şekilde zam oranı beklentilerini iyice düşürüp yüzde 10-12’ye imza atıp geri gelecekler, olup olacağı bu.
TM-Yönetim baskısına birliğinle cevap ver!
Bizim zamanımızda da o kadar süreç sorunsuz yaşanmadı. TM’den istifa için yasal olan hakkımızı kulandık, istifa ettik ve dayanışma dilekçelerini doldurduk. Ama yönetim istifamızı engellemek için elinden geleni yaptı. Dilekçelerimizi kabul etmedi. Ama o zaman 3 bin 500 civarında istifa oldu. Sonucunda yönetim bize yer değiştirmeler, tehditler yaptı. Ama o dönemde işten atma yapamadılar. Çünkü birlik ve beraberlik içerisindeydik. Ta ki bizi kırıp bölmeyi başarana kadar...
Orda tabi bizim de tecrübesizliğimiz vardı, eksikliklerimiz oldu. İki vardiyaydık, vardiyalar arası kopukluklar, anlaşmazlıklar oldu. Bunların hepsini TM ve yönetim bize karşı kullandı. Ancak o zaman işçi çıkarmayı başardılar. İşten atmaların önüne kısmen geçebildik, ama saldırıyı püskürtemedik. Bütün fabrikaların yönetimleri TM’yi desteklediler. Çünkü hepsi kendi adamları ve hiçbir patron yüksek zam vermeyi, işçisinin hakkını ödemeyi istemez. Bu yüzden de TM’yi destekliyorlar. Nihayetinde de yönetim tekrardan arkadaşlarımızı TM’ye geçirdi. Tekrardan TM’ye geçmek zorunda kalan arkadaşlarımız da ilerleyen senelerde yavaş yavaş işten çıkardılar. Yani TM’ye dönmek işten atılmaya engel olmadı.
Hazırlanmak için fırtına gelmesini bekleme, şimdiden fırtına için hazırlan! Birliğini örgütle, komiteni kur!
Bütün bunları yaşarken 2015’den önce hazırlığımız yoktu. Hepimiz 6-10 yıl arası işçiydik. Bantlarda ve imalatlardaydık, birbirimizi doğru düzgün tanımıyorduk. Kimsenin kafasında istifa gibi şeyler yoktu. 3 yıllık sözleşme ve Bosch’a verilen fazla zamdan sonra birbirini tanımayan insanların birden bire sendikaya tepki vermesi ile bu işin böyle gitmeyeceğini söylemesiyle oluşan bir topluluktu. Kendiliğinden gelişen bir süreçti aslında
Çalışan arkadaşlar tamamen işin içerisinde olsunlar. Sendika odalarında her gün tartışsınlar, sorsunlar, hesaplasınlar. Birlik olsunlar. Kendi gözleri ile alacakları parayı görsünler. Daha pazarlık olacak, düşüş olacak bunların hepsinin farkında olduklarını göstersinler. TM’ye şunu düşündürtmeleri lazım; “Bu işçi artık uyandı, yeni bir Metal Fırtınası kopabilir.” İşçiyi birlik ve beraberlik içinde gördükleri zaman durum değişir. Sendika ağaları basınç altında kalır zam oranları artar. İşçiler bölüm bölüm, kısım kısım, tut tut; artık nasıl çalışıyorlarsa ona göre birlik olsunlar. Bağlı oldukları şubelere gitsinler, temsilciliklere gitsinler, şube başkanlarına çıksınlar. Zam oranlarını ve taslağı onlarla tartışsınlar ki, işçinin uyandığını sendika anlasın. Çünkü sorgulamaya başladıkları andan itibaren sendikanın ve yönetimin karşılarında bir tehdit oluşturuyorlar. Bunu gerçekleştirsinler. 2015’i yaşayanlardan iyice araştırsınlar, incelesinler. O zamanki tecrübeleri iyi öğrensinler. Sosyal medyayı takip etsinler. Şuan öncelikle yapılması gerekenler bunlardır.
Zam oranı açıklandı ama bunu daha önce yapmaları gerekiyordu. En azından şuan işçiler birlik olursa bu işi sorgularlarsa bu düşük zammı birazcık da olsa yükseltme şansları var. Böyle yaparlarsa, sorgularlarsa “işçi birleşti, artık sorguluyor dedirtip değiştirme şansları yakalayabilirler. Unutulmasın, işçiler ancak birlik olup mücadele ettikleri zaman kazanabilirler.
(Ara başlıklar tarafımızca kullanılmıştır.)