İnşaatlarda çalışmanın devam etmesi nedeniyle koronavirüsün yayılma riski her geçen gün artıyor. Bunun bir örneği de Kırşehir’de yaşandı. Kırşehir E Tipi Hapishanesi inşaatında çalışan 186 işçi tek lavabo ve banyonun bulunduğu şantiyede koronavirüs (covid-19) salgını şüphesiyle koğuşlarda karantinaya alındı.
Mezopatamya Ajansı’nda yer alan habere göre, çoğunluğu Diyarbakır, Mardin, Van ve Batman’dan gelen inşaat işçileri içerisinde 5’inin virüs nedeniyle hastaneye kaldırıldığı belirtildi. İnşaatı yürüten firma yetkilileri tarafından koğuşlarda karantinaya alındıklarını belirten işçiler, ölüme terk edildiklerini söyledi.
Şantiyede karantina mı olur?
Diyarbakır’dan Kırşehir’e gelen inşaat işçisi Mustafa Gülaydın, 2 gün önce cezaevi şantiyesi önüne iki doktorun geldiğini ve ateş ölçümü yaptığını, bazı işçilerin ateşlerinin yüksek çıktığını söyledi. Dün sabah yüksek ateşi olan işçilerin ambulansın önünde bekletildiğini ifade eden Gülaydın, “Hepimiz endişelendik ve kapılara gittik. Polisler bize ‘burada vaka var hepiniz karantinadasınız. Biz burayı da karantinaya aldık ve siz bir yere çıkamazsınız’ dedi. Valiliğe ulaşmaya çalıştık ama kimse cevap vermiyor. Yani biz burada mağduruz ve sesimizin duyulmasını istiyoruz. İnşaat şantiyesinde karantina mı olur? Burada kalmak istemiyoruz” şeklinde konuştu.
İşçiler kaderine terkedildi
Kaldıkları koğuşların banyo ve lavabolarının kullanılmayacak durumda olduğunu ifade eden Gülaydın, şantiye yetkililerinin ise kendilerine yönelik herhangi bir önlem almadığını söyledi. Eldiven, maske ve dezenfektanın işçilere verilmediğinin belirten Gülaydın, “Biz her koğuşta 4-5 kişi kalıyoruz. Karantina böyle mi olur? Sosyal mesafe kesinlikle yok. Yemekhanede yemek yemeye gidiyoruz ve yemek yapan kişinin elinde eldiven var ama bizim hiçbirimizin yok. Dün sabah bütün görevliler, şantiye şefleri ve iş güvenlikçileri hepsi burayı terk etmiş. Biz işçiler kaderimize terk edildik. Şantiye kapısında bekçi ve polis var ve biz hapis durumdayız. En azında bir yurda ya da bir otele yerleştirsinler. Yani bir an önce buradan gitmek istiyoruz" diye tepkisini dile getirdi.
Şefler karantinada değil
Kepçe ve şap ekibinde çalışan bazı işçilerin istifalarını vermelerine rağmen çıkışlarına izin verilmediğini aktaran Mahsum Yıldız isimli işçi de, 14 Mart tarihinden itibaren cezaevi inşaatında çalıştığını belirtti. Yıldız, 186 işçinin tek lavabo ve banyo kullandığını vurgulayarak, "Bir buzdolabı var ve bütün işçiler aynı dolaba dokunuyor. Yemekhaneler de ise sadece sandalyeler çapraz bırakılıyor. Karantina denilen şey bir kişilik odada olur, toplu kalınarak olmaz. Burada virüs yok ise o şefler ve yetkililer neden burada kalmıyor. Neden biz işçiler buna zorlanıyoruz veya neden karantinadayız?” sorularını sordu.
Sesimizi duyun
Yaklaşık bir ay önce Diyarbakır’ın Kulp ilçesinden çalışmaya gelen Erdal Özkaplan ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “İnşaatta karantina mı olur? Dalga mı geçiyorlar bizimle. Bu durumda bile yetkililer bize çalışın diyorlar. Herkes kendini geriye çekmiş işler ortada kalmış. Şu an yaşadığımız yerde hayvandan farkımız yok. İnşaata karantinada kalınmayacağını devlet aklı bilmiyor mu? Yoksa bilerek mi yapıyor. Hepimiz burada hasta olalım ölelim ya da Kürt olduğumuz için mi bu muameleyi görüyoruz. Ben buradan bütün yetkililere sesleniyorum bizim de sesimizi duyun biz de buradayız.”