25 Şubat 2020 Sabahattin Ali’nin 113’üncü doğum günü. Bulgaristan sınırında Istranca dağının doruklarında tutunan karlara değiyor parmaklarımız. Meskeni olan dağlarda Sabahattin Ali’yi bir kez daha anıyoruz.
Mezarı yoktur Sabahattin Ali’nin. Kızı Filiz Ali, Istranca dağlarında bir kayayı mezar taşı yaptı babasına. Mezarının üstünde şu sözlerini kazıdı: “Başım dağ, saçlarım kardır. Benim meskenim dağlardır.”
“İnsan bu dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.”
Sabahattin Ali’nin çocukluğu yokluk ve yoksulluk içinde geçer. Balıkesir’de bir öğretmen okuluna gider. Yozgat’ta, Aydın’da, Konya’da öğretmenlik yapar. Atatürk’ü eleştirdiği ve TKP ile ilişkisi olduğu gerekçesi ile 1931 yılında tutuklanır. Bu ilk tutuklanmasıdır, sonrasında tekrar tutuklanacaktır. İktidarın baskısını üzerinden hiç eksiltmediği isimlerden biridir Sabahattin Ali. İki kere askere götürülür.
Şiirler, öyküler yazar ancak siyasal olarak hedef haline geldiği romanı ‘İçimizdeki Şeytan’dır. 1940 yılında yayınlanan roman Turancıları konu eder. Bu sebeple Nihal Atsız’la mahkemelik olur.
İktidarın beslemesi faşist çeteler tarafından tehdit edilir, baskıya maruz kalır, hakkında dava açılır. Sabahattin Ali boyun eğmez. İstanbul’da iktidarı eleştiren “Marko Paşa” isimli bir dergiyi Aziz Nesin ile birlikte çıkarırlar. Tekrar, tekrar tutuklanır. Ardından Sabahattin Ali yurtdışına çıkmak ister ancak izin verilmez.
Yurt dışına çıkabilmek için kamyonla yük taşımacılığı yapmaya başlar. Kendisine kılavuzluk eden kişi tarafından Bulgaristan sınırında katledilir.
Sabahattin Ali bu topraklardaki ilk toplumcu gerçekçilerden biridir. Eserleri hayatın içinden, sıradan insanların günlük sorunlarını işler. Yalnız bununla kalmaz, sorunların arkasındaki toplumsal meselelere de işaret eder. Sabahattin Ali için Nazım Hikmet şöyle söyler:
“Bana öyle geliyor ki, Türk hikayesinde Sabahattin Ali, sosyalist realizmin ilk habercisidir. Ve kendisinden sonra, edebiyatımızda sosyalist realizmin eserlerini yaratacak olanlar, ona çok borçlu olacaklardır.”
G. Umut