Denizli’de Şebnem Şirin’in katledilmesini lanetleyen kadın örgütleri, 6284 sayılı yasaya dayanarak kendine öğrencilerden koruma kararı çıkarttıran kayyım rektör Naci İnci’yi protesto etti.
Kadıköy Beşiktaş İskelesi’nde toplanan kadınlar yaptıkları konuşmalarda kadınları korumayan 6284 sayılı yasanın kayyım rektör Naci İnci’nin öğrencilerden korunması için kullanılmasını teşhir etti. Eylemde “Naciler şahsında İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin hukuksuzca çekilmesinin ardından çarpıtılmaya çalışıldığını görüyoruz” denildi.
BÜ Müdahilleri Grubu, İlerici Kadınlar Derneği (İKD), İÜ Dayanışması, Kadın Meclisleri, Koç üniversitesi kadın dayanışma kulübü, İTÜ Kadın Dayanışması, Kadın Komiteleri, Kırmızı Gazete, Sosyalist Kadın Hareketi (SKH), Yeditepe Kadın Dayanışması, Yıldız Dayanışması ve Bilkent Kadın Dayanışması Topluluğu adına okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Şebnem Şirin, 27 Ekim tarihinde Denizli’de ölü bulundu. Katilin adı Furkan Zıbıncı.
27 Ekim’den sonra Furkan Zıbıncı’nın cinsel istismar dahil altı suçtan sabıkalı olduğu ortaya çıktı. Bu suçlarla ilgili etkin bir soruşturma yürütülüp yürütülmediği ise hala meçhul.
28 Ekim’de Ömer Çelik ‘Şebnem Şirin’in cinayeti politik bir tartışma değildir’ ifadelerini kullandı.
29 Ekim’de ise Şebnem Şirin’in ailesinin avukatı Osman Tabu; ‘Maalesef ciddi bir hata ihtimali söz konusu. Polis ekipleri, dairenin kapısına kadar gelerek, misafir gibi kapıyı çalıyorlar. Zanlı ve maktulün içerde olmasına karşın, ‘herhangi bir ses yok’ deyip hiçbir tedbir almadan veya yandaki bir dairenin kapısını dahi çalmadan, oradan ayrılıyorlar’ açıklamasını yaptı.
“Buradan bir kez daha söylemek isteriz. Kadın cinayetleri politiktir. Politik değil gibi göstermeye çalışıldığı her durumda yetkililer kendilerini görevsizleştiriyor.
“Buradan bir kez daha söylemek isteriz. Şebnem Şirin’in öldürülmesinden; İstanbul Sözleşmesi’nden çekilenler, etkin soruşturma yürütmeyenler, cezasızlık politikalarını uygulayanlar, ihmali olan tüm kamu görevlileri sorumludur.”
Açıklamanın devamında Ayşe Tuba Arslan, Sevtap Şahin, Aleyna Çakır, Fatma Altınmakas, Pınar Gültekin, Azra Gülendam Haytaoğlu, Esra Hankulu ve İpek Er cinayetleri hatırlatılarak yargıya “Neden korumadınız?” diye soruldu.
“6284’ten vazgeçmeyeceğiz!”
Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi:
“Biz kadınlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ortadan kalksın istiyoruz. Eşit ve özgür bir yaşam için mücadele ediyoruz. Biliyoruz ki istediğimiz dünyayı kurmanın yolu yan yana gelmemizden, birlikteliğimizden geçiyor. Haklarımıza, hayatlarımıza yapılan saldırılara karşı örgütlü gücümüzle direnmeye, sokakta olmaya devam edeceğiz.
“6284 Naciler için değil, Şebnemler için uygulansın demeye devam edeceğiz.
“Sokaklardan da meydanlardan da İstanbul Sözleşmesi’nden de 6284’ten de vazgeçmeyeceğiz.
“Kazanılmış haklarımızı kendi çıkarınıza kullanmanıza izin vermeyeceğiz.
“Yasaları etkin bir şekilde uygulatacağız.
“Birlikteliğimizle, yan yanalığımızla, gücümüzle eşit ve özgür bir yaşamı kuracağız.”
Kızıl Bayrak / İstanbul