Kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı eylemlerini sürdürüyor. Bir haftadır yapılan eylemlerin ardından Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelen kadınlar “İstanbul Sözleşmesi bizim. İstanbul Sözleşmesi hala yürürlükte ve her satırını uygulatana kadar mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
“Kadınlara değil katillere barikat”
İstanbul Sözleşmesi'ni Uygula Kampanya Grubu'nun Kadıköy'deki eylemi için bir araya gelen kadınlar polis ablukası ve dayatmaları ile karşı karşıya kaldı. Eylemde ses cihazının içeri alınması ve LGBTİ+ bayrakları polisler tarafından engellenmek istenildi. Polisin engelleme girişimini aşan kadınlar sloganlarla haykırdılar: “Kadınlara değil katillere barikat”
Polisin saldırısı sırasında DEV TEKSTİL üyesi SML Etiket direnişçisi Seçil Arı’nın parmağı kırıldı.
Ses cihazlarının ve bayrakların alana alınması ile başlayan eylemde kadınlar “Tek bir adamın kararıyla, Meclis’e sormadan, kimseye sormadan, kadınlara sormadan gecenin bir yarısı hayatlarımızı koruyan İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmeye çalışmaları yetmedi, bir de buna “eşcinselliği normalleştiriyor” diye homofobik bir açıklama bulmaya kalktılar. Buna sessiz kalıyor muyuz?” dedi.
Sessiz kalmayacaklarını haykıran kadınlar kadına yönelik şiddette, hakların gasp edilmesine, LGBTİ+’ya dönük saldırganlığa, kadın cinayetlerine, artan baskı ve saldırganlığa dair ve gözaltılara karşı sloganlar attı.
“Çünkü gücümüz birbirimizden”
Kadın eylemlerinin her yerde olduğuna dikkat çeken kadınlar şunları söyledi:
“İstanbul Sözleşmesi bizim” çağrımız dünyanın her yerine ulaştı. Almanya’da kızkardeşlerimiz İstanbul Sözleşmesi için, bizim için sokaklara taştı. Şili’den, Las Tesis’ten mücadelemize ses geldi. Biliyoruz: Gücümüz birbirimizden! İşte bu yüzden biz de bugün Yunanistan’da hükümetin kazanımlara saldırılarına karşı mücadele eden kadınlara selam gönderiyoruz. Çünkü gücümüz birbirimizden! Yaşasın Kadın Dayanışması”
Yapılan konuşmaların ardından açıklamaya geçildi. Açıklamada ilk olarak şunlar ifade edildi:
“Aylardır yürütülen kadın ve LGBTİ+ düşmanı, dinci ve muhafazakâr kampanyalar sonucunda 19 Mart gecesi İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanı Kararı ile tek taraflı olarak feshi ilan edildiğinden beri sokaklardayız. Şimdi bir de bu hukuksuz kararın Avrupa Konseyi’ne alelacele bildirilmesiyle 3 aylık “çekilme” süresi başladı. Bu kararı verenler, Türkiye’nin kadına yönelik şiddeti engelleyen uluslararası bir sözleşmeden, adı İstanbul olan, İstanbul’da imzaya açılan sözleşmeden İLK çekilen ülke olmasını istiyorlar. Ama hatırlatıyoruz: İstanbul Sözleşmesi bizim. İstanbul Sözleşmesi hala yürürlükte ve her satırını uygulatana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
İstanbul Sözleşmesi kararının tesadüf olmadığı belirtilen açıklamada saldırıların bir bütün olduğu vurgulanarak şunlar söylendi:
“İstanbul Sözleşmesi yetmez, kadına karşı ayrımcılığı önleyen CEDAW’dan da, çocukları istismardan koruyan Lanzarote Sözleşmesi’nden de, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden tek adamın imzasıyla çıkıveririz; Anayasa’dan eşitlik ilkesini kaldırırız; kadınları nafakadan mal paylaşımına tüm ekonomik haklarından eder böylece kendimize mecbur ederiz” diye umutlananlara kötü bir haberimiz var.”
“İstanbul Sözleşmesi’nden de, tek bir hakkımızdan da vazgeçmiyoruz”
Kadına yönelik artan şiddette iktidarın payına dikkat çekilen açıklamada “Devlet bugün sizin yanınızda, kadınların karşısında olabilir; ama siz çoktan kaybettiniz. Biz var olduğumuz için, birbirimizin yanında olduğumuz için, cesaretimizi bugün tek kalemde üstünü çizmeye kalktığınız haklar için yüzyıllardır mücadele etmiş kadınlardan aldığımız için kaybettiniz. Kendi adımıza karar vermekten, eşitlikten, özgürlükten ne olursa olsun vazgeçmeyeceğimiz için kaybettiniz. Biz “hayır” dediğimiz andan itibaren kaybettiniz. Çünkü bunun geri dönüşü yok” denildi.
Açıklama şunlar vurgulanarak sonlandırıldı:
“Açıkça söylüyoruz: Ya görevinizi yapın ya da istifa edin, çünkü bizim bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok. Yaşama hakkımızın güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi’nden de, tek bir hakkımızdan da vazgeçmiyoruz. Herkesi toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanana kadar mücadelemizi birlikte büyütmeye çağırıyoruz.”
Eylem boyunca “Boşanmayı değil, cinayeti engelle!”, “Eşitlik olmadan adalet olmaz!”, “Erkek-devlet şiddetine son!”, “İstanbul sözleşmesini bir gecede feshedenlere karşı ses çıkar”, “Kadın cinayetleri politiktir / Trans cinayetleri politiktir”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!”, “Geceleri de, sokakları da, meydanları da terk etmiyoruz”, “Erkek vuruyor devlet koruyor”, “Kadınları değil, katilleri yargıla!”, “Kadınlar artık susmayacaklar, susmayacaklar, susmayacaklar” sloganları atıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul