Türkiye’nin Güney Kürdistan’ın Zaxo kentindeki Perex Köyü'ne yönelik gerçekleştirdiği bombardımanda 9 kişi yaşamını yitirdi, 22 kişi ise yaralandı. Türkiye’nin yaptığı katliama HDP gerçekleştirdiği eylem ve düzenlediği basın toplantısıyla tepki gösterdi.
Barolardan tepki
Diyarbakır Barosu, Zaho katliamına dair yaptığı açıklama sonrası hedef gösterildi.
Daiyarbakır Barosu tarafından yapılan açıklamada şunlar ifade edildi:
“Kürdistan Federe Bölgesi'nin Zaho ilçesinde TSK’nın bombardımanıyla, içlerinde çocukların da olduğu siviller hayatını kaybetmiştir. Roboski’de olduğu gibi söz konusu Kürtler olunca insancıl hukuk değersizleşiyor. Yaşamını yitirenlerin ailelerine ve Kürdistan’a başsağlığı diliyoruz.”
Açıklama sonrası hedef gösterilmeleri üzerine ise şunlar ifade edildi: “Diyarbakır Barosu tehditlere boyun eğmeyecektir”. Açıklamanın devamında şunlar vurgulandı:
“Diyarbakır Barosu yerel haber merkezlerinden söz konusu haberi teyit etmiş, merkezi ve yerel hükümet yetkililerinin resmi açıklamalarını da esas alarak geçmişte benzer durumların yaşandığı gerçeği ile, yaşam hakkını ihlal edici bu fiile yönelik sorumlular hakkında gerekli yargısal yollara başvuruda bulunulacağı bilgisini ve yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlı dileğini resmi twitter hesabından kamuoyu ile paylaşmıştır. Söz konusu paylaşımdan sonra geçmişten aşina olduğumuz tarz ve üslupta gerek basın yoluyla gerekse sosyal medya hesapları üzerinden Diyarbakır Barosu’nun kurumsal kimliğine yönelik tehdit ve hedef gösterici saldırılar başlamış ve halen devam edilmektedir.”
Açıklamanın devamında “Savaşa, çatışmaya ve şiddete karşı barışı savunmaya devam edeceğiz” denildi.
Diyarbakır Barosu’nun yanı sıra Urfa Barosu, Şırnak Barosu, Van Barosu, Mardin Barosu, Dersim Barosu açıklama yaptı.
Silopi
HDP Silopi İlçe Örgütü önünde gerçekleştirilen eyleme, HDP Şırnak il ve ilçe örgütleri, Barış Anneleri Meclisi ve HDP Şırnak milletvekilleri katıldı.
Eylemde basın açıklaması metnini HDP Şırnak İl Eşbaşkanı Abdullah Güngen okudu. Güngen, Zaho’daki katliamı kınayarak şunları söyledi:
“Bu genel saldırı sivil halka karşı gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle Kürt parti, kurum ve kuruluşlarını bu saldırıya karşı tek yürek ve tek ses olup acilen Türk devletinin Kürdistan Bölgesi'ndeki askeri varlığına karşı güçlü bir şekilde tepki vermeye çağırıyoruz. Uluslararası kamuoyunu, Avrupa Birliği'ni, Birleşmiş Milletleri ve İnsan Hakları İzleme Örgütü'nü ve tüm Türkiye halkını, sivil örgütleri ve siyasi partileri bu saldırılara karşı seslerini yükseltmeye ve bu katliamlara ortak olmamaya çağırıyoruz.”
Ankara
HDP Ankara İl Örgütü de, il binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda ilk olarak söz alan HDP Ankara İl Eşbaşkanı Pakize Sinemillioğlu, Zaho’da gerçekleştirilen katliamın arkasında Kürt düşmanlığı olduğunu bildiklerini belirterek, “Zaxo’da işlenen insanlık suçunu lanetliyoruz. Bu katliam uluslararası hukuk yok sayılarak halkların bir arada ortak yaşamına bir saldırıdır” dedi.
Sinemillioğlu’nun ardından konuşma yapan DBP Ankara İl Meclis Sözcüsü Murat Kayataş ise, katliama dair şunları söyledi:
“Federe Kürdistan’daki bütün siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, kurumları bütün olarak bu saldırıları sert bir dille kınamalı ve Türkiye’nin askeri varlığına karşı durmalıdır. Uluslararası kurum ve kuruluşlar ile Türkiye halklarına, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarına da ses çıkarmaları çağrısı yapıyoruz ve diyoruz ki bu suçun ortağı olmayın.”
HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları ise “Katliam görüntülerini izlediğimizde aklımıza Roboskî geldi” dedi.
İHD Genel Merkez’inden açıklama
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi’nin yaptığı açıklamada Türk sermaye devletinin söylediklerinin gerçekliği yansıtmadığı vurgulandı.
Meclisin devreye girerek “sınırdışı operasyon” tezkeresinin iptal edilmesi talep edilen açıklamada, asker cenazelerinin arazide bırakıldığı iddiaları hatırlatıldı. İHD açıklamasında şunlar ifade edildi:
“Irak’ın kuzeyinde Federe Kürdistan Bölge Yönetim topraklarında Türkiye sınır hattında Nisan 2022’den bu tarafa yürütülen askeri operasyonlar hakkında oldukça ciddi iddialar bulunmaktadır. Bu iddiaların başında birçok yerleşim yerinin bombalamalar yolu ile halkın korkutulup boşalttırıldığı ve böylece binlerce insanın zorla yerinden edildiğidir.”
BM’ye de çağrı yapılan açıklamada, saldırıya karşı Türkiye’de ilk demokratik tepkiyi veren Diyarbakır Barosu’na ve diğer bölge baroları ile aktivistlere yönelik ırkçı/nefret söylemleri de kınanarak, “Nefret saldırısında bulunan kişilerin tespit edilerek haklarında etkili soruşturma ve kovuşturma yöntemlerine başvurulmasını, Diyarbakır Barosu'nun yalnız olmadığını ve başta Barolar Birliği olmak üzere diğer baroların ve insan hakları örgütlerinin Diyarbakır Barosu ile dayanışma içerisinde olması gerektiğini vurgulamak isteriz” denildi.
HDK: Zaxo Katliamı’nı lanetliyoruz!
HDK yaptığı açıklama ile “Zaxo Katliamı’nı lanetliyoruz” dedi. Açıklamanın devamında şunlar vurgulandı:
“Zaxo katliamıyla bir kez daha görülmüştür ki hukuk, insanlığın ortak değerleri etrafında soykırım ve katliamlarla yüzleşmenin, hesaplaşmanın değil; tersine egemenin çıkarına, halkların aleyhine kullanılan bir silaha dönüştürülmüştür. Zilan, Dersim, Roboski, Afrin, Qamışlo ve daha nice katliamların hesabını görmeyen-göremeyen “ulusal-uluslararası hukuk” düzeneği de Zaxo katliamının baş müsebbiplerindendir. İşte kendi varlığını bu sömürü düzeninin politik-hukuki nizamına borçlu olan yüz yıllık ulus devletçi militarist yapılanmayla karşı karşıya olduğumuzu tekrardan en sarsıcı haliyle gösterdi Zaxo katliamı. Kurucu kodlarını inkâr, imha, tebdil siyasetiyle yoğuran Türkiye, AKP-MHP iktidarı döneminde de aynı politikalarında ısrar etmektedir. Bırakalım ısrar etmeyi, mevcut iktidar öncülüğündeki yayılmacı politikalarla bu durumu daha üst bir aşamaya tırmandırmaktadır. AKP “eski Türkiye” diyedursun an itibariyle o Türkiye’nin kodlarının bugün en büyük güncelleyicisi, geliştiricisi ve temsilcisidir. Bu vesileyle iktisadi ve siyasi egemenlik çıkarları için halkları katletmekte bir an için bile tereddüt etmeyen soykırımcı zihniyeti bir kez daha lanetliyor; Irak ve Federe Kürdistan halklarına başsağlığı diliyoruz.”
HDP: İkinci Roboski
HDP saldırının tekil değil de sınır ötesi saldırıların bir devamı olduğu vurguladığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Bilindiği üzere daha önce de aynı yöntemlerle Şengal, Maxmur gibi sivil yerleşim bölgelerinde siviller katledilmişti. En son 26 Mayıs’ta Bamernê’ye yönelik saldırıda 2’si çocuk 3 kişi yaşamını yitirmişti.
CPT Irak Kürdistan Bürosu'nun hazırladığı rapora göre, 2015’ten bugüne Mahmur ve Şengal başta olmak üzere bölgenin birçok kentine yönelik AKP iktidarının gerçekleştirdiği hava saldırılarında, çocuk ve kadınların da aralarında bulunduğu en az 112 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştı.
Sivil yerleşim alanlarını bombalamak insanlık ve savaş suçudur. Türkiye, bunu yasaklayan uluslararası sözleşmelere de doğrudan taraftır.
Tarihe ikinci Roboski katliamı olarak geçecek olan bu katliamdan iktidar siyasi ve hukuki olarak sorumludur. Bu katliam aynı zamanda başka bir ülkenin egemenlik alanına da saldırı anlamına gelmektedir.”
Açıklamanın sonunda bu saldırılara zemin hazırlayan tezkerenin Meclis’te geri çekilmesi istendi.