Suruç Katliamı 6. yılında…

Suruç'un hesabı sorulacak!

Yeni Suruçlar, yeni Ankara katliamlarının önüne geçilebilmesinin yegane yolu, çürümüş düzen ve çeteleşmiş devletten hesap sormaktan, mücadeleyi büyütmekten geçmektedir.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 20 Temmuz 2021
  • 08:00

Suruç Katliamı’nın üzerinden 6 sene geçti. 2015’in Temmuz’unda onlarca kişi SGDF’nin çağrısı üzerine kitapları, oyuncakları ve dayanışma duygularıyla Rojava’ya doğru yola çıkmıştı. Amaçları, emperyalist devletler tarafından yakılıp yıkılan Rojava bölgesinin inşasına yardım etmekti. Yol boyunca polisler tarafından birden fazla arama gerçekleştirilmesine rağmen, yolcuların türküleri, gülüşleri ve heyecanları hiç eksilmemişti.

Türkiye’nin dört bir yanından harekete geçen çoğu genç onlarca insan, Suruç’ta bulunan Amara Kültür Merkezi’nde, 20 Temmuz 2015’in sabah saatlerinde bir araya geldiler. Rojava’ya hareket etmeden önce Amara Kültür Merkezi’nin bahçesinde bir basın açıklaması yapmak istemişlerdi. Basın açıklaması esnasında eli kanlı IŞİD tarafından bir canlı bomba saldırısı gerçekleştirildi. Katliamda 33 kişi yaşamını yitirdi, 104 kişi de yaralandı…

Suruç’un faili sermaye devleti!

Suruç Katliamı’nın sermaye devleti tarafından planlı bir şekilde gerçekleştirildiği, katliamın hemen ardından olup bitenlerden ve altı yıl boyunca yaşananlardan görülebilir. Patlamanın ardından arkadaşlarına yardım etmek isteyenler polislerce engellenirken, ambulansların gelmesi de özel olarak geciktirildi. Yaralılara yardım etmek isteyen Suruç halkı da polisin TOMA’lı saldırısına maruz kaldı. Oysa daha sonra ortaya çıkan bilgilere göre, canlı bomba olarak kullanılan eli kanlı IŞİD’li, Amara Kültür Merkezi’ne adeta elini kolunu sallayarak gelmiş, polisler Suruç’a gidenleri didik didik ararken, katil, polislerin gözetiminde alana girmişti.

Sermaye devletinin saldırıdaki rolünü yargılama süreci de gözler önüne seriyor. Katliamın ardından sadece iki polis hakkında dava açıldı. İki polisin ilk duruşmaları ise saldırıdan 4 yıl sonra gerçekleşti ve ikinci duruşma 7 ay sonraya ertelendi. Olayın üzerinden 6 yıl geçti ve duruşmalar hala da devam ediyor. Suruç’ta yaşamını yitirenlerin aileleri mahkeme salonlarında oyalamaya tabi tutuluyorlar. Bu arada katliamın ardından Suruç gazilerine ve Suruç şehitlerinin ailelerine yönelik baskı, tehdit, gözaltı ve tutuklama saldırıları gerçekleşti. Sermaye devleti, adeta gözü dönmüşçesine gözaltı ve tutuklama saldırılarını hayata geçirirken, Suruç davasının avukatlarını dahi tutuklayabildi.

Suruç Katliamı ne ilkti ne de son oldu…

Suruç Katliamı sermaye devletinin hayata geçirdiği katliamlardan yalnızca biriydi. 7 Haziran 2015’te yapılan genel seçimler öncesi, seçim hazırlıklarının yoğunlaştığı 3 ay içinde HDP’ye yönelik “7’si silahlı, 5’i bombalı, 4’ü kundaklama biçiminde 176 saldırı” (İHD Raporu’ndan) gerçekleştirildi. Seçimlerden iki gün önce, 5 Haziran 2015’te Diyarbakır İstasyon Meydanı’ndaki HDP mitingine yönelik iki ayrı bombalı saldırıda 5 kişi yaşamını yitirirken, onlarca kişi de yaralandı. Oy kaybı yaşadığı o dönemde, toplumda korku imparatorluğu yaratarak tek başına iktidar olma hevesi içinde olan AKP, 7 Haziran seçimlerinde yine de istediği sonucu alamadı. Bunun ardından “çözüm sürecini” sonlandırdı ve Kürt halkına yönelik kirli ve kanlı savaşı tekrar tırmandırdı.

Suruç Katliamı’ndan yalnızca üç ay sonra, 10 Ekim 2015’te bu kez Ankara’da, yine IŞİD taşeronluğuyla Gar Katliamı gerçekleştirildi. Gar Katliamı’nda 105 kişi yaşamını yitirirken, yüzlerce insan da yaralandı.

Önceki senelerde olduğu gibi, bu sene de Suruç Katliamı’nın yıldönümü öncesinde başta Suruç Aileleri İnisiyatifi olmak üzere gençlik örgütlerinin birçok ilde gerçekleştirmek istediği faaliyet ve eylemlere polislerin azgınca saldırması, birçok kişiyi işkenceyle gözaltına alması, Suruç Katliamı’nın asıl failinin kim/kimler olduğunu bir kez daha açıkça gösteriyor.

Suruç’un hesabı sorulacak!

AKP-MHP iktidarı, geçen 6 sene içinde birçok katliam hayata geçirdi. Kürt halkı başta olmak üzere toplumun büyük bir kesimine yönelik baskı ve zorbalığı tırmandırdı. İlericilere, sola, devrimcilere yönelik baskı, gözaltı ve tutuklama saldırısı hiç hız kesmedi.

İktidarını ancak zor yoluyla ayakta tutabilen dinci-faşist rejim, gelinen yerde toplumdaki meşruiyetini kaybetmiştir. Oluşan her eylemli sürece, yeni bir Gezi’nin oluşabilmesi korkusuyla bakan iktidar, miladını çoktan doldurmuştur. Kirli savaş politikaları ile dışarda hezimet üstüne hezimet yaşanırken, içeride iktidar içi klik çatışmalarının şiddetlenmesiyle, iktidarın ne denli çürüdüğü, mafyalaştığı yakın zamanda ortaya saçılan ifşaatlarla gözler önüne serildi. Çürümüş düzenin dümeninde yer alan mafyalaşmış AKP-MHP iktidarı artık yıkılmayı beklemektedir. Son olarak İzmir HDP il binasına yönelik gerçekleştirilen saldırı ve Deniz Poyraz’ın katledilmesi, iktidarın yeniden katliam politikalarını devreye soktuğunun göstergesidir.

Yeni Suruçlar, yeni Ankara katliamlarının önüne geçilebilmesinin yegane yolu, çürümüş düzen ve çeteleşmiş devletten hesap sormaktan, mücadeleyi büyütmekten geçmektedir.

Suruç’un faili sermaye devleti!

Katliamların hesabı er geç sorulacaktır!

P. Sevra