İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi katliamın 6 . yıl dönümünde “Suruç Katliamı’nı ve 33 düş yolcusunu unutma, unutturma!” başlığıyla yazılı bir açıklama yaptı.
Katliamın anlatıldığı açıklamada saldırının devlet organizasyonu olduğu vurgulanarak şunlar ifade edildi:
“Olaydan hemen sonra açılan soruşturmada gizlilik kararı alınmış, avukatların gelişmeleri takibine imkân verilmemişti. Buna rağmen, dava avukatları dosyaya sundukları dilekçelerle katillere ve bağlantılarına dair bilgileri savcılık dikkatine sunmuş, bu kişilerin başka katliamlar planladıklarına dair verilere dikkat çekmiş, savcılığın önlem almasını istemiş, ancak savcılık 'somut delil yok' gerekçesi ile bu dilekçeleri sumen altı etmişti. 3 ay geçmeden 10 Ekim’de Ankara Gar katliamı yaşanmış, iddiaların gerçeği yansıttığı acı bir şekilde kanıtlanmıştı. Nitekim, 18 ay sonra hazırlanan iddianamede katliamın failleri olarak canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz, 10 Ekim Katliamı’nda da rol alan Yunus Durmaz, Halil İbrahim Durgun, Yakup Şahin, IŞİD’in sorumlularından Deniz Büyükçelebi ve IŞİD Emiri İlhami Bali gösterilmişti. Alagöz, Durmaz ve Durgun hayatta olmadığından Büyükçelebi ve Balı’nın ise Suriye’de bulunduğu iddiası ile davanın yargılanabilecek tek sanığı Yakup Şahin gösterilmiş, iddianamede devlet bağlantılarına ise hiç yer verilmemişti.”
Açıklamanın devamında şunlar belirtildi:
“Nitekim, olay günü Amara Kültür Merkezi civarında görevli ekibin sorumlusu komiser, katliamdan yaklaşık 2 yıl sonra Çağlayan adliyesinde alınan ifadesi sırasında ailelerden özür dilemiş ve canlı bomba olarak polis kayıtlarında aranan bir şahsın yakalanmadan bu saldırıyı gerçekleştirmesinde emniyetin kasta işaret eden zaaflarını ve kimlerin sorumluluğu olduğunu anlatmış, olayda Adıyaman, Antep, Urfa istihbarat birimlerinin ve MİT’in sorumluluğuna dikkat çekmiş, sorumluları ekip ekip, isim isim saymıştı.
Sanık polis bu ifadeleri verirken hâkimin sık sık “kısa kes “uyarısı yapması, sonrasında davada anlamlı bir gelişme olmayacağına işaretti, öyle de oldu.”
Açıklamanın sonunda ise davanın 20. duruşması üzerine vurgu yapılarak şunlar söylendi:
“Davanın 20. duruşması 29 Eylül'de yapılacak. Tüm suçlular cezalandırılana, adalet sağlanana kadar bizler de bu davanın takipçisi olacağız. Suruç Katliamını ve 33 düş yolcusunu unutmayacağız, unutturmayacağız!”
Kızıl Bayrak / İstanbul