Kapitalizmde çocuklar sömürünün, şiddetin, eşitsizliğin ilk muhatabı oluyorlar. Burjuvazinin ve tuzu kuru kesimlerin sözcüleri, Türkiye’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle yılda bir kez de olsa dile getirebiliyorlar bu gerçeği. Komünistler ise çocuklara sömürüsüz, sınıfsız, sınırsız, özgür ve eşit bir dünya bırakmak için yükleniyorlar her yeni güne. Bundan 103 yıl önce gerçekleşen Ekim Devrimi böylesi bir dünyaya doğru yolculukta büyük bir dönüm noktası olmuştu. Devrimin ardından kurulan işçi iktidarı, toplumsal alanda çok kısa bir sürede büyük gelişmeler kat etti. SSCB’de, çocukların çocuk gibi yaşayabildikleri bir toplumda atılan belli başlı önemli adımlar şunlardı:
-
Sovyetlerde 14 yaşın altındaki çocukların çalışması yasaklanmıştır.
-
Kreşler, çocuk bakımevleri gibi kurumlar aracılığıyla çocuğun bakımı toplumsallaştırılmıştır.
-
14 yaşına kadar tüm çocuklar ücretsiz beslenme hakkına sahipti.
-
Sovyetler’de çocuk sağlığı, hamilelik ve doğum sonrası dönemde anne bakımı ile başlatılarak ele alınmıştı. Annelik bakımı yenidoğanın her türlü ihtiyacının karşılanması ve iyiliğinin sağlanması açısından oldukça önemli görülüyordu. Doğum sonrası ilk 1 ya da 2 haftalık süredeki annelik bakımı kurumsal olarak üstlenilmekteydi. Lohusalık dönemlerinin neredeyse tamamı hastanede geçiriliyordu.
-
Annelik ve çocuk bakımı Sovyet bütçesinin ilk ödeme kalemi olarak kabul ediliyordu.
-
Tüm kreşlerde enfeksiyonlara karşı özel önlemler alınıyordu. Kreşlerdeki çocukların evleri iki haftada bir düzenli olarak ziyaret ediliyordu. Yani kreşler sadece çocuğun kreşte geçirdiği zamanlar için değil, çocukların genel olarak izlenmesi ve korunması için özel bir sorumluluk yüklenmişti.
-
Devrim sonrasının ilk adımı her çocuğa ilkokul eğitimi sağlanmasıydı. Yine bu eğitimin kız-erkek karma olması ve herkese öğrenim hakkı tanınması temel alındı.
-
Kreş ve çocuk yuvalarının yanı sıra okul çocukları için bütün gün süren eğitim kurumları, hafta sonu ve okul sonrası için çocuk kulüpleri, çocukların boş zamanlarını spor ve kültürel faaliyetlerle değerlendirecekleri merkezler, okul tatilleri için çocuk kampları, çocuklar için danışma merkezleri vb. de hayata geçirildi.
-
Çocukların anne-baba tarafından “bedenen terbiyesi”, yani dayak yasaklanmıştır.
-
SSCB'de doğan her çocuğa 3 yaşına kadar ücretsiz olarak süt veriliyordu. Bu nedenle çocuğunu alıp süthanelere gelen vatandaşlar hiçbir ücret ödemeden bu imkandan yararlanabiliyorlardı.
-
Talep eden her aileye tamamen ücretsiz okul öncesi eğitim ve yuva hizmetleri sunuluyordu…