İnfaz yasasından çocuk mahpuslara ‘odasını temizleme’ mecburiyeti çıktı.
Haftalardır konuşulan yasa teklifinin yürürlüğe girmesiyle, adli suçlardan mahkûm binlerce kişi tahliye edildi, son tutuklanan gazetecilerden Rawin Sterk, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Hülya Kılıç da dahil gazetecilere ise aksine daha fazla ceza...
Fırtına dinince, yasa teklifindeki, hem çocuğun üstün yararına hem de insanlık onuruna aykırı başka bir maddenin daha geçtiğini fark ettim: Cezaevindeki disiplin cezalarının düzenlendiği maddeye, adli-siyasi tüm çocuk mahpuslar için yaşam alanını temizlememek suçu da eklenmişti.
Yani, bulunduğu hücreyi ya da koğuşu temizlemeyen çocuğa, bu cezalar üst üste biriktiğinde izin erteleme, telefon hakkından men veya ailesiyle görüşememe gibi çeşitli disiplin cezaları verilmesinin yolu açıldı.
Cezaevi temizliğinde çocuk emeği sömürüsünü ve cezaevi idaresinin çocuk mahpuslar üzerindeki baskısını artıracak yasa maddesinin gerekçesi şöyle:
“5275 sayılı Kanunun 46’ncı maddesinde yapılan değişiklikle, çocuk hükümlüler hakkında disiplin cezası gerektiren eylemlerin arasına yenileri eklenmektedir. Düzenlemeyle, çocuk hükümlülerin kurum disiplinini bozacak eylemlerden kaçınması ile caydırıcılığın sağlanması ve çocukların daha fazla eğitim ve iyileştirme faaliyetlerine katılması amaçlanmaktadır.”
Yasa yapıcı, temizlik yapmanın nasıl bir ‘iyileştirme faaliyeti’ olduğu açıklamıyor ama çocuğun iyiliğini düşündüğünü ileri sürüyor.
Gerçekte ise zaten yetişkinlerin bulaşığını, çamaşırını yıkama gibi birçok angarya işe koşulan çocuk mahpuslar, şimdi bir de koğuşlarında temizlik yapmaya mecbur kalacak, hatta cezaevi idaresi koğuşun ‘yeterince temiz’ olmadığına karar verirse disiplin cezasına hükmedebilecek.
Bavuldaki anılara da denetim
Hâlihazırda yetişkinlerden iki kat fazla ezilen çocuk mahpusların payına, ‘tahliye’ reklamıyla çıkartılan yeni yasadan, yeni baskılar düştü.
Sadece bu da değil, çocuğun belki yastığının altında sakladığı hatıralarına da yaptırım geldi. Daha önceden kanunda bulunan “Suç örgütlerine ait her türlü yayın, bez afiş, pankart, resim, sembol, işaret ve benzeri eşyayı kurumun herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek” maddesine, bir de ‘bulundurmak’ ibaresi eklendi.
Yani, çocuk sadece duvarına astığı değil, bavulunda katlı duran afişten de cezaya tabi olacak. (Devlet bu düzenlemeyle, ‘akıl kontrolüne’ bir adım daha yaklaştı.)
Aynı maddeye eklenen başka bir disiplin suçu da “Arkadaşlarının verilen görevleri yapmasına engel olmak”. Böylece sadece kendisine verilen angaryayı reddetmekten değil, arkadaşının reddetmesinden de sorumlu tutulacak. Bu maddeyle de çocuğun hakkını aramasının önüne bir engel daha konuldu.
Başka bir disiplin suçu da “Cezaevinde güvenlik amacıyla oluşturulan teknik, mekanik veya elektronik cihaz ya da sistemleri kasten etkisiz veya çalışamaz hale getirmek yahut amacı dışında kullanmak”. Yani kazara kırılan her kamera çocuğu yeni bir ceza olarak dönecek.
Tıpkı gazeteciler gibi siyasi nedenlerle hapsedilmiş çocuklara yönelik infaz eşitsizliğinde ise bir değişiklik yok, hapiste kalmaya devam edecekler…
BirGün / 21.04.20