Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnsiyatif’nin içinde olduğu 25 Kurum Göçmenlerin Ulusötesi Mücadele Günü dolayısıyla Kadıköy Süreyya Operası önünde ırkçılığa ve sömürüye karşı eylem gerçekleştirdi. "Sınırsız, sınıfsız, sürgünsüz ve sömürüsüz bir dünya" pankartın açıldığı eylemde sık sık "Yaşasın halkların kardeşliği" ve “Sınırsız, sınıfsız, sömürüsüz bir dünya” “Irkçılık öldürür, dayanışma yaşatır” sloganları atıldı.
Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi adına açıklamayı okuyan Deniz Şensöz “Göçmenlerin Ulusötesi Mücadele Günü olan bugün Türkiye’de mültecilere ve göçmenlere yönelik ırkçı saldırıların ve baskıların giderek arttığı bir dönem olduğunu” ifade etti.
Şenöz, binlerce mülteci ve göçmenin kitlesel biçimde ölüme sürüklendiğini, AB ile pazarlıkta koz olarak kullanıldığını, yalan haberlerle sınırlara itildiği ve sınırlarda gaz bombalarıyla karşılandığını belirterek “Türkiye ve AB arasındaki Geri Kabul Anlaşması derhal sonlandırılmalı ve hem Türkiye hükümeti hem de Avrupa ülkeleri mültecilerin iltica hakkını koşulsuz biçimde tanımalıdır” dedi.
Öte yandan göçmenlere dönük ırkçı saldırıların da arttığının altını çizen Şenöz şunları ifade etti:
“Irkçılığın yaygınlaşmasındaki asıl sorumlunun, hükümetin göçmenleri kendi kaderlerine terk eden ikiyüzlü politikaları olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Hükümet Türkiye’de yaşayan milyonlarca göçmen ve mülteciye herhangi bir kalıcı yasal statü tanımayarak bu kesimlerin temel sosyal haklardan faydalanmasını engelleyerek onları kendi kaderlerine terk ediyor. Dahası, hükümet sözcüleri göçmenler için on milyarlarca dolar harcandığı yalanını her fırsatta tekrarlamaktan geri kalmıyorlar. Düzen siyasetçileri ise tüm bu sorunları görmezden gelmekle kalmıyor, Türkiyeli işçilerin günlük hayatta yaşadıkları sorunların mesuliyetini göçmenlere ve mültecilere yükleyerek, göçmenlere yönelik ırkçılığı kışkırtmaktan geri durmuyorlar.”
Açıklamada, mültecilerin emek sömürüsünün en yoğun olduğu alanlarda çok düşük ücretlerle ve güvencesiz çalıştırıldığını, pandemi döneminde ise işini kaybeden göçmenlerin kayıtsız çalıştırıldığı için kısa çalışma ödeneği ya da işsizlik maaşından yararlanamayarak fiilen açlıktan ölüme terkedildiği ifade edildi.
Basın açıklamasında son olarak şunlar ifade edildi:
“*Savaştan kaçarak Türkiye sınırına sığınan göçmenler için sınırlar açılmalı, göçmenlerin yaşam ve sığınma hakkına saygı gösterilmelidir.
*Türkiye, Cenevre Mülteci Sözleşmesi’ne koyduğu sınırlamayı kaldırmalı, zulümden kaçan herkese mültecilik statüsü tanınmalıdır.
*Avrupa devletleri, Türkiye’yi sınır bekçisi olarak tutma politikasına son vermeli ve kapılarını göçmenler için açmalıdır.
*Göçmenleri Türkiye’ye hapseden AB-Türkiye arasındaki geri kabul anlaşması iptal edilmelidir.
*Göçmenlerin pazarlık aracı olarak kullanılmasına son verilmeli, hükümet göçmenleri güvensiz geçiş yollarına yönlendirmekten vazgeçmelidir.
*Tüm göçmenlerin beslenme, barınma, sağlık, eğitim, çalışma, serbest dolaşım ve yerleşim hakları tanınmalı, insani ihtiyaçları derhal karşılanmalıdır.
*Hiç kimse nedensiz göçmez, bütün sınırlar açılmalıdır.”
Kızıl Bayrak / İstanbul