Dokuz Eylül Üniversitesi’nde içinde Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasının olduğu 10’a yakın sağlık örgütünün, ek ödemelerdeki adaletsizliği ve döner sermaye kesintilerinin son bulması talepli eylemleri gerekçe gösterilerek birçok sağlık emekçisine soruşturma açılmıştı. Soruşturmalar sürerken, SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur, Buca DEÜ Eğitim ve Aile Sağlığı Merkezine 6 aylığına geçici görev adı altında sürgün edilmişti.
Ramis Sağlam'ın Evrensel'de yer alan haberine göre DEÜ Rektörlüğünün, sürgün kararının iptal edilmesi amaçlı açılan yürütmenin durdurulması davası, İzmir 2. İdare Mahkemesi'nin 22.10.2020 günlü, E:2020/1135 sayılı kararı ile reddedilmişti. Ret kararı üzerine İzmir Bölge İdare Mahkemesi’ne taşınmıştı. 5. İdari Dava Dairesi'ne görünen Uğur’un davasıyla ilgili görüştüğümüz sendika Avukatı Hasan Hüseyin Evin, 5. İdari Dava Dairesi’nin 1 Aralık 2020 tarihli 2020/388 sayılı “yürütmeyi durdurma” kararının çok açık bir şekilde idarenin “sürgün kararının” mahkûm edilmesi anlamına geldiğini söyledi. Evin kararla ilgili olarak “Mahkeme Heyetinin ‘oybirliğiyle’ verdiği kararında açıkça ifade edildiği gibi Uğur davasında da sendikal hakların altı bir kere daha çizilerek güvence altına alındığı belirtilmiştir.” dedi.
Sendikal haklar teyit edildi
Dava Dairesi kararında 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendika Yasası’nın, İşyeri Temsilcisinin güvence altına alınmasının altını bir kere daha çizdi. Kararın son bölümünde Sendika Temsilcisi Günseli Uğur’un “görev yeri değişikliğinin sebebinin açık ve kesin bir şekilde dava konusu işlemde belirtilmediği, bu haliyle sendikanın iş yeri temsilcisi olan davacının görevinden ve görev yerinden uzaklaştırılması sonucuna sebep olan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” denildi. Avukat Evin, yürütmenin durdurulması kararının adeta bir sendikal metin niteliği taşıdığını söyleyerek, “Karardaki şu bölümün özellikle altı çizilmesi gerekiyor. ‘Davacının görev yerinden uzaklaşmasına sebep olan dava konusu işlemin uygulanması halinde Yasa ile güvence altına alınan sendika temsilciliğini yürütmesini fiilen imkânsız hale getireceği gibi kendisine ek bir mali külfete de sebep olacağından telafisi imkânsız zararlar doğuracağı’ ifadeleri itiraz noktamızı oluşturmaktaydı” dedi.
Dayanışmanın kazanımı
Sendikal faaliyetleri nedeniyle sürgün edilen SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur, karar sonrasında gazetemize yaptığı açıklamada sürgün sonrası yapılan eylem ve etkinliklerin önemine vurgu yaptı. Uğur, “Temsilcisi olduğum SES, üyesi olduğum Türk Hemşireler Derneği ve başta Tabip Odası olmak üzere birçok kurum sürgünün durdurulması için yoğun çaba göstermişlerdi. Bu süreçte #günselihemşireyalnızdeğildir sosyal medya hashtagi ile konu gündemde tutulmuştu. Bu karar mücadelenin, dayanışmanın kazanımıdır” diye konuştu.