Sinan yoldaşa, Sinan abiye!
Uzun süreden beridir sık sık görüşür olmuştuk. Örgütlü çalışmalarımızda, anti-faşist çalışmalarda ve normal sosyal yaşamımızda... Senin hastalığını öğrendiğim andan itibaren içime bir korku yayıldı, seni fiziken kaybedebileceğimiz korkusu. Sen bizi tam böyle büyük bir aile olmuşken bırakıp gitmemeliydin. Bu ölümün suçlusu TC’nin cezaevleridir.
Mücadelenin senin gibi ömrünü bu yolda geçirenlere çok ihtiyacı olduğunu, hep eksikliğini hissedeceğimizi bilesin.
Biliyorsun, ben seni hep bu ailenin bir ferdi olarak gördüm, tüm devrimcileri gördüğüm gibi. Anti-faşist mücadeleye kattığın bu büyük değerli emeğin için, seninle bu konuda gurur duyduğumuzu bilesin. Sanırım bunu hep hissetmişsindir.
Biliyorsun, mücadele ederken hep engellerle karşılaşırız. Seni uğurlarken yanında, arkanda yürümek istediğimi de çok iyi biliyorsundur. Emperyalizmin ve faşist Türk devletinin baskıları sonucu benim cezaevinde olduğumu biliyordun. Seninle vedalaşamadan, geleneklerimize göre toprağa verirken yanında olmadan ayrılmak çok zor.
Tüm yoldaşlarını ve halkımızı selamlıyorum.
Senin gibi devrimciler ölümsüzdür.
Sizleri mücadelemizde yaşatacağız.
Hepimizin başı sağ olsun.
Wuppertal’dan siper yoldaşın