Sedat Peker’in son ifşaatları, burjuva siyasetteki çürümenin/kokuşmanın sanılanın da ötesinde olduğunu gözler önüne serdi. “Yerli/milli” safsatalarıyla kafa bulandırmaya çalışan, herkese ahlak dersi veren AKP-MHP rejiminin merkezi olan sarayın üst düzey memurlarından birinin “p...nklik yaptığı” iddia edildi.
Adına “Külliye” denen 1200 odalı bu lüks ve sefahat sarayında üst düzey memur olan Korkmaz Karaca 7 yıl Deniz Baykal’ın danışmanlığını yaptıktan sonra AKP şefi Tayyip Erdoğan’ın “gözdeleri” arasına girmeye muvaffak olmuş. Sedat Peker’in ifşaatları bu hızlı sıçramanın sırrını gözler önüne serdi.
Bu dinci-faşist rejim, üst düzey devlet görevlileri arasında “kadın tacirliği yapanları” istihdam ediyor. Din istismarcısı AKP ile şoven/ırkçı MHP rejiminin üslubu, kullandığı araçlar, perde arkasında çevirdiği kirli oyunlar ve Korkmaz Karaca gibilerini baş tacı etmesi ancak “lağım siyaseti” olarak tanımlanabilir. Çürüyen düzen, çeteleşen devlet gerçeğine “sağcı-dinci-muhafazakar” diye anılan kişi ve partilerin ahlaksızlığın dip çukurunda oldukları gerçeği de eklenmiş oldu.
Düzenin birçok adamıyla fotoğrafları olan Korkmaz Karaca’nın doğum gününü videoyla kutlayanlar arasında kapitalistler, siyasetçiler, kokuşmuş rejimin farklı sıfatlarla anılan adamları da var. Korkmaz Karaca ile sadece AKP şeflerinin değil Ali Ağaoğlu, Metin Feyzioğlu, Muharrem İnce, Mehmet Ağar ve daha birçok kişinin de yakın ilişki içinde olduğu ortaya çıktı.
Dönemin CHP şefi Deniz Baykal’a “kaset kumpası” kurarak Tayyip Erdoğan AKP’sine büyük hizmetlerde bulunan bu kişi, “sarayın seçkinleri” arasına alınarak taltif edilmiş. İddiaya göre Tayyip Erdoğan’a Deniz Baykal’ınkine benzer bir kutu dolusu kaset armağan etmiş. Bu “büyük hizmetlerin” ödülü de büyük olmuş. Korkmaz Karaca Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politika Kurulu üyesi ve AK Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı yapılmıştır. Bu arada birçok şirkette yönetim kurulu üyesi olması, Korkmaz Karaca’nın başka kirli/akçalı işler çevirdiğini de gözler önüne seriyor. Zira sarayda üst düzey görevli olan birinin şirketlerin yönetim kurulu üyesi olmasının başka bir izahı yoktur.
Bu kişi halen T. Erdoğan’ın sarayında üst düzey mevkide oturuyor. Korkmaz Karaca’yı “sarayın gözdeleri” arasına alan AKP şefi ortalığa saçılan pisliklere rağmen pişkinlikle işine devam ediyor. Belirtmek gerekiyor ki Korkmaz Karaca bu kokuşmuş rejimin piyonlarından biridir. Ancak işgal ettiği mevki, sarayı rejiminin niteliğini gözler önüne serecek niteliktedir.
Bu arada AKP’ye hizmet eden, her sıkıştığında Tayyip Erdoğan’ın yardımına koşan Deniz Baykal’ın halen CHP milletvekili olması, lağım siyasetinin düzen soluna da bulaştığına işaret ediyor. Zira adı skandallarla anılan, şu veya bu sebepten dolayı dinci-faşist rejime, özellikle de Tayyip Erdoğan’a birçok hizmette bulunan Deniz Baykal partiden ihraç edilmediği gibi, sağlığı elvermediği halde halen CHP milletvekilidir.
Sarayda simgelenen sermaye iktidarındaki çürümenin “lağım siyaseti” düzeyine düşmesi, tesadüf değil. Bunun bir nedeni dinci-faşist rejimin düşkünlüğü ve ahlaksızlığı olsa da, bir diğer temel nedeni ise, Türkiye kapitalizmindeki çürüme ve kokuşmanın vardığı boyuttur. Her sınıf kendine yakışan siyaseti yapar; burjuvazi, sisteminin bekası için iktidarı “lağım siyaseti” yapanlara teslim etmiştir.