AKP-MHP rejimi son dönemde ilkel-gerici zihniyetini topluma dayatmaya dönük icraatlarına ağrılık vermeye başladı. Bunun en belirgin örneği yaz mevsiminde düzenlenen konser ve festivallerin çoğunun uyduruk gerekçelerle yasaklanmasıdır. Yasaklarda şeriatçı oluşumların etkisinin olduğu da birçok kez haberlere yansımıştı. Hem rejimin “yağma, talan, rüşvet” çarkından beslenen hem topluma şeriatçılık taslayan bir takım tarikat ve cemaatlerin talepleri valiler tarafından “emir” kabul edilip etkinlikler yasaklandı.
Bu yasakların sadece şeriatçı örgütlerin talepleriyle değil, mafyatik rejimin suçlarını dinsel gericilikle örtme telaşıyla da bağlantısı olduğu görülüyor. AKP şefinin yine ortalığa çıkıp histerik konuşmalar yapması, etrafa saldırması, kendisine biat etmeyen muhaliflere tehditler savurması, seçimlere hazırlığın bu türden kaba söylemlerle yapılacağına işaret ediyor. Şimdi buna gericiliğin sokaklara salınması da ekleniyor.
İstanbul Saraçhane Parkı’nda Yesevi Alperenler Ocağı Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği’ne bağlı Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu’nun düzenlediği “Büyük Aile Buluşması” adı altında LGBTİ+ karşıtı bir yürüyüş yapılması, rejimin gerici saldırganlığa yeni bir boyut katmaya hazırlandığına işaret ediyor.
Hem yürüyüşü organize eden ırkçı-şeriatçı oluşumların saray rejimiyle olan ilişkileri hem “nefret suçu” kapsamında olan bir eyleme İstanbul valiliğinin izin vermesi, olayın saray rejimiyle birlikte organize edildiğine işaret ediyor. Burada “aileyi koruma” söyleminin sahtekarlıktan başka bir anlam taşımadığı aşikar. Rejim hem ilkel gerici zihniyetini topluma dayatıyor hem seçim süreçlerinde daha belirgin hale gelen “kutuplaştırma” politikasını derinleştiriyor.
Mitingde konuşan Abdurrahman Uzun adlı gerici bir yazar şunları söyledi:
“Bu coğrafyayı ayakta tutan şey ailemizdir, kırmızı çizgimiz ailedir. Bunun üzerinden taarruz ediyorlar bize. Bugün Saraçhane’de bu işin fitili ateşlendi, önümüzdeki günlerde Türkiye’nin dört bir yanında bu topluluklar toplanacak.”
Bu ifadelerden anlaşıldığı üzere rejim bu tür gerici gösterileri ülke sathına yaymaya çalışacak. Zira gerici-faşist rejim, tüm kurumlarıyla yolsuzluk ve rüşvet batağında yüzerken, yoksulluk ve sefalet emekçi ailelerin çocuklarının sağlığını tehdit eder boyuta ulaşmışken, şeriatçı gösterilerle gerici zihniyetini topluma dayatmaya devam ediyor.
Nefret suçu niteliğinde olan gösteriye “Büyük aile buluşması” denmesi kaba sahtekarlıktan başka bir şey ifade etmiyor. Zira bu şeriatçı oluşumların yurtlarında çocuklara tecavüz neredeyse “sıradan vaka” haline gelmişken, o yurtlarda cinayetler işlenirken, gençler intihara sürüklenirken, kız çocukları kaba ihmalden dolayı yanarken seslerini çıkarmadılar. O kepazeliklere tepki göstermeyenlerin birdenbire “Aileyi koruma” damarlarının kabarması dikkat çekicidir.
Görünen o ki, bu gerici tarikatlar ve örgütler için esas mesele aile ya da başka “manevi değerler” değil, rejimin çöküşe yaklaşması ve yağma, talan, rüşvet çarkından aldıkları payın kesilme ihtimalinin giderek yükselmesidir.