Okullar önlem alınmadan açılıyor

Sağlık meslek örgütleri ve eğitim emekçileri sendikaları, önlemlerin gereğince alınmamasının okulları salgının yeni merkezleri yapabileceğine, koronavirüsün genç nüfusa bulaşmasının ciddi oranda artacağına dikkat çekiyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 05 Eylül 2021
  • 19:26

Türkiye’de ilk koronavirüs vakasının ardından kapatılan ilk alanlardan biri tüm düzey ve kademede eğitim kurumları oldu. Kısmi açılışlara konu olsa da, bir türlü gerekli ve yeterli önlemlerin alınmadığı eğitim alanında bir buçuk yılda büyük bir aksama yaşandı. Uzun aranın sonrasında yarından itibaren ilk ve orta öğretim kurumları açılacak olsa da sorunlar büyük ölçüde yerli yerinde duruyor.

İki gün önce gerçekleştirilen Bilim Kurulu toplantısına Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve YÖK Başkanı Erol Özvar da katılım sağlamıştı. Okulların açılmasının hemen öncesinde gerçekleştirilen Bilim Kurulu toplantısı sonrası Mahmut Özer ve Erol Özvar’a yöneltilen soruların büyük kısmı yanıtsız kaldı. Birçok yerde başlayacak PCR zorunluluğu için test kapasitesinin durumu, yurtlarda kalacak olan öğrencilerin aşılı ve aşısız olarak nasıl ayrılacağı, genel olarak yurtlarda alınacak önlemlerin neler olacağı ve okullarda test kontrolünün kimler tarafından sağlanacağı gibi soru işaretlerinin hiçbiri giderilemedi.

AKP şefi Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı 2021 yılı Öğretmen Atama Töreni’nde yaptığı konuşmada “Artık çocuklarımızı okullarından uzak bırakma lüksümüz de kalmadı” diyerek yüz yüze eğitimde ısrarcı olacaklarını ifade etti ancak iktidar cephesinden yansıyanlar eğitim alanında neredeyse hiçbir önlem alınmadığına işaret ediyor. 

Okullarda aşısız öğrenci ve öğretim görevlisine PCR testi yaptırma ve maske-dezenfektan bulundurma zorunluluğu dışında alınacak önlemlere dair hiçbir açıklama getirilmedi. MEB hijyenik ortam sağlamak için öğrenci başına düşen bütçeyi 20 TL gibi cüzi bir rakam olarak açıklarken, alınan önlemlerden ziyade alınmayan önlemlerin listesi uzuyor. 

Öte yandan, koronavirüsten kaynaklı eğitime geç başlatılan çocukların da eklenmesi ile birlikte devlet okullarında sınıf kontenjanları 40-50 kişiyi buluyor. Bu yoğunluğun yanı sıra, kış koşullarında sınıfları düzenli havalandırmaya uygun sistemlerin debüyük ölçüde eksik olduğu belirtiliyor. Sınıf mevcutları düşürülmüyor, yeni derslikler açılmıyor. 

TTB gibi sağlık meslek örgütleri ve eğitim emekçileri sendikaları, önlemlerin gereğince alınmamasının okulları salgının yeni merkezleri yapabileceğine, koronavirüsün genç nüfusa bulaşmasının ciddi oranda artacağına dikkat çekiyor. 

Yaz süreci boyunca sendikaların, bilim insanlarının ve veli derneklerinin tüm açıklamalarını görmezden gelen sermaye devleti, düzen çarklarının kesintisiz bir şekilde dönebilmesi için toplum sağlığını tehlikeye atan uygulamaları hayata geçirmekten geri durmuyor.