AKP-MHP rejimi, pandemi döneminde de din istismarı ve gerici ideolojiyle özellikle çocukları kuşatma politikalarından geri adım atmıyor. MEB’in “seçmeli ders” adı altında dini içerikli ders dayatması bu sene de yaşandı.
Öğrenciler bu sene de okula başladığında, ders programlarında hiçbir seçim yapma imkanı olmadan, okul idaresi tarafından dayatılan din dersleriyle karşılaştı. Öğrenciler seçmese de ders programlarında “Kur’an-ı Kerim”, “Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler” gibi dini içerikli dersler yer aldı.
Farklı ulus, mezhep ve dinden halkları yok sayan dinci-gerici faşist AKP-MHP rejimi, tüm topluma İslam dinini ve Sünni mezhebini dayatarak, müfredat yoluyla da toplumu ideolojik kuşatma altına almaya çalışmaktadır.
AKP-MHP iktidarı, MEB eliyle okullarda “resmi” biçimde hayata geçirdiği dinsel-gerici ideolojisini, yoksul semtlerde, kenar mahallelerde türlü yolla hayata geçirmektedir. Bodrum katlarında, pencereleri kapalı bir vaziyette, tabelası dahi olmayan, son yıllarda mantar gibi türeyen, önemli bir kısmı yatılı “sıbyan mektepleri”nde küçücük çocuklar, istismarcı “hocalardan” ders almaktadır. Yoksul ailelerin çoğunun mecburiyetten gönderdiği böylesi yerlerde, küçücük çocuklar her türlü istismara maruz kalmaktadır.
Sermaye devletinin dümenini tutan tüm iktidarlar gibi AKP-MHP rejimi gençliği kendi ideolojisiyle eğitip donatmak için her yolu kullanmaktadır. Din istismarcısı rejim, devletin “resmi” kurumlarında gençliğe şırınga ettiği dinci-gerici ideolojiyi, camilerin kurslarında, sıbyan mekteplerinde tamamlamaktadır.
Bu dinci-gerici kuşatmayı yok etmenin yegâne yolu, faşist AKP-MHP iktidarına karşı örgütlü mücadeleyi yükseltmektir. Çocukların eşit, parasız, bilimsel, laik ve anadilinde eğitim görmesi ancak bu şekilde mümkün olacaktır.