Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa şubeleri, Urfa 1 ve 2 No’lu T Tipi Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerine dair rapor hazırladı.
Rapor, İHD Şube binasında yapılan basın toplantısıyla açıklandı. Raporu okuyan ÖHD Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Ayşe Şehriban Demirel, kurumlar olarak tüm çaba ve ikazlarına rağmen cezaevlerinde aynı sorunların ısrarla devam ettirildiğini söyledi.
Sürgün, klima ve vantilatörlere el koyma
Her 2 cezaevinde de tutukluların ağır hak ihlallerine maruz kaldığını ifade eden Demirel, şunları söyledi:
“Son süreçte Urfa 2 Nolu T Tipi’nde İdari Gözlem Kurullarının (İGK) keyfi kararları ile koşullu salıverilme noktasında tahliye tarihi gelen 3 mahpusun koşullu salıverilme talebinin reddedildi. Pandemi ile getirilen sevklerin durdurulması ve kişilerin sevk talebinin de ret edildiği bu süreçte mahpusların ve ailelerinin zor durumda kalacağı şekilde kişilerin taleplerinin dışında başka cezaevlerine sürgün edildiği öğrenildi.”
Bölgenin en sıcak kentlerinden biri olan Urfa’da yaz sıcaklığı sebebiyle serinleme sorunun tespit edildiğine dikkat çeken Demirel, Urfa 1 Nolu T Tipi Cezaevi’nde klima ve vantilatörlere el konulduğunu belirtti.
Hak ihlalleri had safhada
Siyasi tutukluların “ayrımcılık yasağı” ve “eşitlik ilkesine” aykırı bir şekilde görüntülü konuşma haklarının ihlal edildiğini ifade eden Demirel, hak ihlallerini şöyle sıraladı:
“Cezaevi idaresi tarafından mahpusların iletişim olanakları kısıtlanmaya devam ediyor. Mahpusların Yeni Yaşam, Evrensel gazeteleri ile bazı kitap ve dergileri alamadıkları ve idarenin keyfi olarak buna izin vermediği belirlendi. Cezaevi idaresine yazılan dilekçelerin cevapsız bırakıldığı ya da geç cevap verildiği, idarenin sorunları çözmeye yönelik diyaloğa kapalı olduğu, idarenin mahpuslara karşı tahrik edici bir tavır takındığı öğrenildi. Cezaevi tarafından verilen yemeklerin sağlıksız, lezzetsiz ve yetersiz olduğu, hijyen koşullarının sağlanmadığı, cezaevi idaresi tarafından haftada 2-3 kez keyfi olarak koğuş araması yapıldığı, aramalar sırasında zaruri eşyaların alındığı, bu aramaların kötü muameleye dönüştüğü kaydedildi. Mahpusların spor dışında etkinliklere çıkamadıkları, sporun da diğer koğuşlar ile ortak yapılamadığı belirlendi. Okuma-yazma bilmeyen Suriyeli mahpuslar için kurs açılmadığı ve kitap okumaya zorlandıkları öğrenilen durumlar arasında. Hastane sevklerinin kötü koşullarda yapıldığı, gidiş gelişlerde kötü muamele ile karşılaştıkları ve sevk esnasında üst aramalarının onur kırıcı şekilde yapıldığı, kronik rahatsızlığı ile diş/göz problemi olan mahpusların hastane sevklerinde sorun yaşadıkları, sürüncemede bırakıldıkları bu nedenle sağlık sorunlarının artığı kaydedildi.”
“Hasta tutsakların tedavileri yapılmıyor”
Hasta tutuklulara ve onların yaşadıklarına da değinen Demirel, tutukluların sağlık haklarının ihlal edildiğini, gerekli tedavi ve sevklerinin sağlanmadığını belirtti. Cezaevinde kendi yaşamlarını idame ettiremeyecek durumda olan ağır hasta tutukluların durumuna dikkat çeken Demirel şunları ifade etti:
“Yüzde 94 engelli ve vertigo rahatsızlığı olan Emin Güler, dişleri olmadığı için sıvı ile beslenen tedavisi yapılmayan Celal Ercan, ağır KOAH hastası olan Bazo Yılmaz, ağır fıtık hastası ve bağırsakları dışarıda olan korse takması gereken Fevzi Arslan’ın tedavileri yapılmıyor ve cezaevinde yaşamını idame ettiremedikleri halde hukuka ve tıp etiğine aykırı bir şekilde hazırlanan raporlar ile tahliye edilmemektedir.”
Yaşanan hak ihlallerinin Türkiye’nin kendi yasa ve kanunlarına da aykırı olduğunu vurgulayan Demirel, cezaevlerinde inceleme yapan kurumlar olarak ağır hasta tutuklular, cezaevinin fiziki koşulları ve tutuklulara dönük hak ihlalleri hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması gerektiği tespitini yaptıklarını söyledi.