Metin Lokumcu’nun ailesi ve dostları Metin Lokumcu’nun öldürülmesiyle ilgili davanın 24 Aralık günü görülecek duruşmasına gitmeme kararı aldıklarını açıkladı. Evrensel’de yer alan habere göre açıklamada kararın hem pandemi sürecinin düşünülerek hem davanın görülüp görülmeyeceğindeki belirsizlik hem de davanın Hopa dışına kaçırılma teşebbüsünün hukuksuzluğunun görünür kılınması amacıyla alındığı belirtildi.
Metin Lokumcu’nun ailesi ve dostları yaptıkları açıklamada, Hopa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin duruşma gününü 24 Aralık olarak ilan ettiğini ve ardından “güvenlik” gerekçesiyle başka şehre naklini istediğini belirterek “Adalet Bakanlığından cevap yazısı geldi gelecek belirsizliği içinde günler günleri takip etti. Artık duruşmaya 3 gün var. Bu süreçte ne bakanlık ne de mahkemeden bilgi alabildik. Gerek davamızın Hopa’dan kaçırılma teşebbüsünün, gerek se 24 Aralık’ta duruşmanın yapılıp yapılmayacağı konusundaki belirsizliğin, tam da bu nedenle yani Metin Lokumcu’nun sadece arkadaşları değil, Lokumcu’nun şahsında bu davanın simgeledikleriyle dayanışma göstermek isteyen tüm dostlarımızın katkısını ve katılımını engellemek için yapıldığını elbette biliyoruz” dedi.
'Hiç başlamadan ertelenmesi kuvvetle muhtemel'
Davanın, hukuk kurallarına da uygun olarak Metin Lokumcu’nun öldürüldüğü yerde, Hopa’da devam etmesi gerektiği vurgulanan açıklamada şöyle denildi: “Biliyoruz ki davanın görüleceği yer kesinleşmediği sürece, Hopa’daki duruşmanın bu gerekçeyle doğrudan, hiç başlamadan ertelenmesi kuvvetle muhtemel. Düşündük taşındık, hem salgın günlerinde olduğumuz günlerde ülkenin değişik şehirlerinden gelecek, aile büyüklerimiz ve tüm dostlarımızı düşünerek, hem mahkemeye ilişkin bu belirsizlik sonlanmadan, o şehirden bu şehire, o mahkemeden bu mahkemeye sürüklenmeye itirazımızın ve bu keyfiliğin, bu hukuksuzluğun görünür olması için duruşmaya gitmeme kararı verdik. 9 yıldır, savcılıktan idari yargıya, Anayasa Mahkemesinden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine çalmadığımız kapı, başvurmadığımız hukuki mekanizme bırakmadığımızı bilen dostlarımız, bu duruşma için aldığımız kararın da, adaletin sözde değil gerçekte tecellisi için atılmış bir adım olduğunu bilecek ve anlayacaktır.”