Aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 10’uncu duruşması, 5'inci gününde Sincan Hapishanesi Kampüsü’ndeki salonda görülmeye devam etti.
Duruşma HDP Milletvekili ve Tevgera Jinên Azad (TJA) Aktivisti Ayla Akat Ata’nın avukatı Çiğdem Kozan’ın savunmasıyla başladı. Kozan, savunmasında ifade özgürlüğünün önemine vurgu yaptı. AİHM’in Aksoy/Türkiye kararını hatırlatan Kozan, aynı durumun Kobanê Davası’nda da görüldüğünü belirterek, dava nedeniyle yargılananların silahlı bir çağrı yapmadığını vurguladı. Kozan, müvekkilinin silahlı bir çağrı yapmadığını, siyasi tartışmalarda fikir beyanında bulunduğunu belirterek düşünceyi ifade etme hakkının ihlal edildiğini söyledi.
2019 konuşması 2014’le ilişkilendirildi
Müvekkilinin açıklamalarının 6-8 Ekim 2014’teki protestolarla illiyet bağının olmadığını belirten Kozan, Ata’nın 2019 yılında yaptığı konuşmasının da dosyaya konulduğunu hatırlatarak “2019’da yapılan bir açıklama nasıl olur da 2014’teki bir eylemle ilişkilendirilir” diye sordu. Dosya kapsamında HDP’nin tweetinin şiddete çağrı olarak değerlendirildiğini hatırlatan Kozan, tweetin dayanışma çağrısı olarak yapıldığına dikkati çekti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Demirtaş kararıyla tweet ve şiddet arasında bir bağ bulunmadığının tekrar teyit edildiğini belirten Kozan, Kobanê halkıyla dayanışma için birçok kurumun ve kişilerin çağrı yaptığını hatırlattı.
IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim protestolarından önce farklı tarihlerde halkın farklı kentlerde protesto ve eylemler yaptığını anımsatan Kozan, HDP’nin çağrısından önce de eylemlerin olduğunu hatırlattı. Halkın HDP çağrısından önce de Kobanê’yle dayanışma içinde olduğunu vurgulayan Kozan, Erdoğan’ın “Kobanê düştü, düşecek” açıklamasının ardından şiddet olaylarının başladığını söyledi.
“Düşman ceza hukuku”
AİHM’in Türkiye’yi sık sık mahkûm ettiğini belirten Kozan, mahkeme heyetine “Bunun nedeni sizin gibi kararlar veren hakimlerdir” dedi. AİHM’in HDP’li vekillere yönelik davalarda hak ihlali kararı verdiğini hatırlatan Kozan, Türkiye’de HDP’lilere yönelik düşman ceza hukukunun yürürlükte olduğunu ifade etti. Kozan, savcılığın “Önce tutuklayalım sonra delil buluruz” diyerek hareket ettiğini belirterek “Masumiyet karinesi değil, suçlu karinesi yürürlükte” dedi.
Beğendiği Tweet de dosyada
Davadaki delillerin çarptırtıldığını belirten Kozan, Ata’nın 2012’de operasyon bölgesine yaptığı ziyaretin iddianamede 2015 yılından sonra yapılmış gibi gösterildiğini söyledi. Emniyetin Twitter araştırmasında Ata’nın paylaşmadığı bir tweeti sadece beğendiği için dosyaya eklendiğine dikkat çeken Kozan, “Emniyet bu cesareti, dosya savcısından alıyor” dedi. Kozan, iddianamenin savcılık tarafından değil emniyet tarafından hazırlandığı için hukuki bir boyutu olmadığını söyledi.
***
Kozan’ın ardından Av. Özgür Erol söz aldı. Mahkeme heyetinin daha önce “KCK hakkında ne düşünüyorsun?” diye soru yönelttiğini belirten Erol, siyasi olarak merak edilen konuların hukukun konusu olarak yansıtıldığını söyledi. Erdoğan’ın Kobane olaylarını seçim malzemesi haline getirdiğini belirten Erol, “Bir Kobanî protokolü oluşturularak HDP’nin olmadığı bir politika oluşturmaya çalışılıyor” dedi.
“Gizli tanık ifadelerindeki imla hataları bile aynı”
Ardından Avukat Kenan Maçoğlu, gizli tanık Hermes ve Atlas’ın konuşmalarının birebir kopyala-yapıştır olduğuna dikkat çekti. Maçoğlu, ifadelerdeki imla hatalarının da aynı olduğunu belirterek dava sürecini kumpas olarak nitelendirdi. Türkiye’deki terör dosyalarındaki soruşturmaları savcıların değil TEM’in yürüttüğüne dikkat çeken Maçoğlu, gizli tanık ifadelerinin avukatlar ve SEBGİS kaydı olmadan alındığını vurguladı. Yargılan tüm HDP’lilerin ifadelerinin alınmadığını belirten Maçoğlu, mahkemenin ara kararlardan dönülmesini talep etti. Maçoğlu, dosyanın fiziki evraklarının avukatlara verilmesini talep ederken dava sürecinin UYAP sistemine işlenmediğini söyledi.
Nazmi Gür: Bizi hangi usule uygun yargılanıyoruz?
Önceki dönem HDP MYK üyesi Nazmi Gür, savcının mütalaasının hukuk dışı olduğunu belirterek mahkeme heyetinin yürüttüğü davanın hukuksuz olduğunu söyledi. Gür, yargılanma sürecinin sona ermesinin ardından aklanacaklarını ifade ederek “Beraat edeceğiz” dedi. Gür, uygulanan usulün CMK’ya uygun olmadığını belirterek “Biz hangi usule uygun yargılanıyoruz?” diye sordu.
Duruşmaya yarın devam edilecek.