Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), resmi olarak ilk Covid-19 vakasının açıklandığı 11 Mart 2020'de itibaren Pandeminin 1. yılında “Pandemi güvencesiz çalışmanın insanlığı yok edebileceğini gösterdi!” başlığıyla bir rapor açıkladı.
“Pandemi en çok da işçileri, kamu emekçilerini, özellikle de kadın işçileri, işsizleri, düşük gelirlileri ya da geliri olmayanları, küçük esnafı ve bazı küçük sermayeli işyerlerini etkiledi” denilen raporda büyük sermayenin salgını fırsata çevirdiği belirtildi.
Salgın sürecinde emekçiler tarafından kazanılmış hakların budanmaya çalışıldığı söylenen raporda taleplerinin insanlığın talebi olduğu ifade edilerek “Sağlığa erişemediği için binlerce insan evinde öldü” denildi.
Raporda yaşlıların ilk gözden çıkarılanlar olduğu, huzurevlerinin mezarlığa döndüğü belirtilerek, emekçilerin girdi ve meta olarak görüldüğü vurgulanarak, sermayenin pandemiyi fırsata çevirmek için yasal boşluk ve açıkları kullandığı ifade edildi.
Pandemi sürecinde işçi sağlığı ve iş güvenliği tümüyle yok sayıldı
“Pandemi işçi sağlığı ve güvenliği konusunda yasaların işçiler, emekçiler aleyhine olduğunu, yasal boşluk ya da açıkların sermaye tarafından kullanıldığını gösterdi” denilen raporun devamında pandeminin sosyal koruma ve sosyal güvencelerin yetersizliklerini ortaya çıkardığı, sağlıkta sınıfsal ve zengin-yoksul ülke eşitsizliğinin derinleştiği dile getirilerek şirketlerin aşı patent hakkından feragat etmesi istendi.
Raporda ev içi şiddetin pandemi sürecinde yaygınlaştığı ve ilk işten atılanların kadınlar olduğu belirtilerek “Esnek ve güvencesizlik insanlığı yok oluşla karşı karşıya bıraktı” denildi.
Raporun devamında yer alan ara başlıklar şöyle:
-Türkiye salgına siyasi ve ekonomik krizde yakalandı.
-Vaka, ölüm ve aşıda şeffaf politika yürütülmedi.
-İktidar kodları değiştirdi, verilere ulaşımı engelledi.
-İktidar algı yönetimi stratejisini esas aldı.
-Kitle bağışıklığı stratejisi izlendi.
-Sınıfsal ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği derinleşti.
-6 milyon 200 bin işçi gelir ve iş kaybına uğradı.
-KESK ve Meslek Örgütlerinin talepleri dikkate alınmadı.
-Aykırı tek bir sesin çıkmasına tahammül edilmedi.
KÇÖ ile ölüm gösterildi sıtmaya razı edilmeye çalışıldı.
-Kod-29 ile çıkarılanlar işsizlik maaşı dahi alamadı.
Pandemi tedbirleri önerileri
Tedbir adı altında emekçiler için saldırı bahanesi olan uygulamaların teşhir edildiği raporda gerçek anlamda tedbir talepleri şöyle sıralandı:
“*En kısa sürede güvenilir ve nitelikli aşı temini ve aşılanma,
*Biliminin yol göstericiliğinde şeffaf salgın yönetimi,
*Halkın pandemi nedeniyle uğradığı mağduriyetlerin giderilmesi, ekonomik olarak desteklenmesi,
*Sağlık hizmetlerine ulaşımın önündeki kamu-özel ayrımı olmaksızın para başta olmak üzere tüm engellerin kaldırılması,
*Sağlıkta dönüşüm programı yerine halkçı-kamucu bir sağlık program
Hayata geçirilmeli. Eğitime İlişkin ise;
*Eğitime ek bütçe oluşturulmalı, sağlıklı ve güvenli bir eğitim için ihtiyaç duyulan kadro atamaları yapılmalıdır.
*Eğitim emekçilerinin iki doz aşılanması süreci hızla tamamlanmalıdır.
*Seyreltilmiş sınıf uygulamasını ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılmamalıdır.
*Maske ve hijyen malzemeleri konusunda sürekli ek takviyelerin yapılacağı bir düzenleme mutlaka planlanmalıdır.
*Kalabalık okullarda, öğretmenler odası sayısının artırılması konusunda çalışma yürütülmelidir.
*Kalabalık okullarda öğrenci ve öğretmen tuvalet sayılarının artırılması için çalışma yapılmalıdır.
*Okullarda bir sağlık görevlisine gereksinme bulunmaktadır, bu ihtiyaca dönük çalışma yürütülmelidir.
*Okullarda uygulanması gereken tedbirleri düzenli olarak denetleyecek ve eksikliklerin giderilmesi için çalışma yürütecek görevlendirmeler yapılmalıdır.
*Eğitim bileşenlerinin sağlıklı ulaşımı için valilikler ve yerel yönetimlerle birlikte kapsamlı bir planlama hızla hayata geçirilmelidir.
*Alınan önlemlerin kapsamı genişledikçe okullarımız kademeli olarak açılmalı, yaşamın tüm alanları kademeli bir şekilde normalleşme kapsamına alınmalıdır.”