Krizin bedelinin işçi ve emekçilere ödetilmesini protesto etmek için dün İzmir Karşıyaka’da eylem yapıldı.
İzmir’deki ilerici, demokrat, devrimci kurumlar, sendika ve siyasi partilerin çağrısı doğrultusunda “Krizin bedelini ödemeyeceğiz! İnsanca ve onurlu bir yaşam istiyoruz! Genel grev genel direniş” şiarı ile İş Bankası önünde saat 18.30’da bir araya gelindi. Oldukça coşkulu başlayan açıklama ajitasyon konuşmaları ve sloganlar ile devam etti.
Basın açıklamasını bileşenler adına Devrim Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL) temsilcisi okudu. Yapılan açıklamada, “Bir avuç asalağın daha fazla kâr etmesi için sömürü çarkları arasında ezilen, her geçen gün yoksullaşan, sefalete terk edilen milyonlarız. Sermaye sahiplerinin ve onların temsilcisi AKP iktidarının bekası için her türlü baskı ve hukuksuzlukla kendi yarattıkları krizi üstüne yıktıkları işçi ve emekçileriz. Bu kriz yeni değil. Yıllardır hayat pahalılığından, sosyal ve ekonomik yıkım politikalarından kaynaklı çalışma ve yaşam koşullarımız git gide kötüleşiyor. Ancak son dönemde kapitalist sistemin yarattığı kendi doğal sonuçlarından doların yükselmesi, emekçiler adına yaşamı katlanılamaz hale getirdi denilerek, dolarla maaş almayan ancak her türlü ihtiyacın dolarla birlikte yükseldiği bu süreçte ücretleri eriyen milyonların öfkesi sokağa taştı” dendi. Açıklamaya şu ifadelerle devam edildi:
“Bizler biliyoruz ki pandemi döneminde çarkların dönmesi uğruna yaşamlarımızı hiçe sayan iktidar ve küçük ortağı MHP, ekonomik krizi dün olduğu gibi bugün de emekçinin sırtına yüklemek istiyor. Kendileri saraylarında lüks ve şatafat içinde yaşayan, bizlere porsiyon küçültme öğütleri verenler, kardan zarar etmemek için işten atma saldırısına başvuranlar tahtlarının sallandığını görmektedirler. Bu yüzden grevlerimizi yasaklıyor, en ufak hak arama eylemlerine saldırıyor, yandaşları, katilleri, tecavüzcüleri cesaretlendirecek biçimde hukuku işletiyorlar. Burjuva muhalefeti ise tüm sorunlarımızı seçim sandığına gömerek bizleri sessizliğe itme çabasında. İstiyorlar ki uzunca bir süre daha krizi yüklenelim, çarklar dönsün, baskı ve şiddete katlanılsın.
“Ancak bu böyle gitmez! Pazarda, markette, faturalarda, benzinde, kiralarda yapılan zamlarla en temel ihtiyaçlara bile ulaşmakta zorlanan bizler bu gidişe DUR demek için bir araya geldik. Adaletsizliğe, baskıya, sömürüye, doğanın talanına, kadın cinayetlerine karşı sesimizi yükseltmeye geldik!”
Her zamankinden çok daha fazla yan yana gelmeye, birleşmeye ve örgütlenmeye ihtiyaç duyulduğu belirtilen açıklamada, “Öfkemizi fabrika tezgahlarından mahallelere, işyerlerinden meydanlara her alanda örgütlenerek büyütelim. Sendikalarımızı gerçek işlevini yürütmesi için zorlayalım. Biliyoruz ki böylesi bir cendereden ancak ‘Genel grev ve genel direniş’ ile çıkabiliriz. Hükümetleri düşürecek, düzenleri sarsacak, insan onuruna yaraşır bir yaşamı kuracak tek gerçek güç örgütlü bir toplumla mümkündür” vurgusu yapıldı. Devamında “bu gidişata dur diyebilmek için herkesi sokağa, eyleme ve örgütlenmeye” çağrısı yapılırken, mücadele talepleri de şöyle sıralandı:
*Yapılan zamlar geri alınsın!
*Krizin bedeli patronlara!
*Hükümet derhal istifa etsin!
*İnsanca yaşamaya yeten, vergiden muaf asgari ücret!
*Herkese iş ve gelir güvencesi sağlansın!
*İşten atmalar yasaklansın!
*Ücretsiz eğitim, barınma ve sağlık hakkı verilsin!
Açıklamada sık sık “Krizin faturası patronlara!”, “Sermayeye değil emekçiye bütçe!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Hükümet istifa!”, “İşçilerin birliği sermeyi yenecek!”, “Birleşe birleşe kazanacağız!” sloganları atıldı.
Kızıl Bayrak / İzmir