Tüm Çalışanlar İçin Sağlık Platformu, 6 Aralık’ta başlayaan asgari ücret görüşmelerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
“Geçinemediğimiz ortada”
Platform adına basın metnini okuyan Özge Turan, pandeminin ekonomik krizle birleşmesiyle birlikte milyonlarca işçi emekçinin işsiz kaldığını ifade ederek şunları belirtti:
“Milyonlarca işçi-emekçi arkadaşımız ise ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneğği gibi uygulamalarla hak gasplarına uğradı. Ayrıca her şeye her gün zam geldiği için dün aldıklarımızı alamayacak hale geldik. Birçoğumuz için beslenme ihtiyacı karşılanamayacak hale gelmiştir. Geçinemediğimiz ortadadır. Şu anda bir çoğumuzun yaptığı ancak hayatta kalma, günü kurtarma mücadelesidir.”
“İşçilere açlık ve hastalık ikilemi dayatıldı”
Pandemi sürecinin sermaye için devletin de eliyle fırsata çevrildiğinin altını çizen Turan, “Kazanılmış haklarımız tek tek tırpanlanmaya başlamıştır. Daha önce KHK ve güvenlik soruşturmaları ile yüz binlerce kişi adaletsizce işsizliğe mahkum edilmiş, aileleri ile birlikte ölüme terk edilmişlerdir. Bugün ise neredeyse güvenceli çalışmanın hiçbir olanağı kalmamıştır. Her gün çıkarılan torba yasalarla ucuz iş gücü ve güvencesiz çalıştırılmanın cennetini sermayedarlar için yaratmayı başarmışlardır. İşçi güvenliği ve sağlığı yok sayılmış, pandemi koşullarında işçilere açlık ve hastalık ikilemi dayatılmıştır. Bununla beraber her gün birçok işçi-emekçi arkadaşımızı iş cinayetlerinde kaybetmeye devam ediyoruz” dedi.
“Krizin yükünü bizim omuzlarımıza yıkmak istiyorlar”
Sermaye iktidarının ve AKP-MHP rejiminin gündeminde olan ‘acı reçete’ye değinen Turan şunları ifade etti:
“Devlet ağzı; yeni yüksek vergiler ve düşük ücretle ekonomik krizin yükünün patronların değil bizim omuzlarımıza yıkılmak istendiğini doğrudan söylemiştir. Neredeyse ülkenin sermayeye peşkeş çekilmemiş fabrikası, toprağı, suyu kalmamıştır. Bizlerden kesilen paralar ile kurulan ‘İşsizlik Fonu’ bile biz işçiler için değil sermayenin çıkarları için teşvik adı altında kullanılmıştır. Bunlar da yetmezmiş gibi Cengizler’den, Sabancılar’dan milyarlarca lira vergi silinmiştir. Bizlere ise verginin tüm yükünü yükleyip ve üstüne bir de düşük ücret politikasıyla ekonomik krizi fatura etmeye çalışıyorlar.”
“İnsanca yaşamaya yeten asgari ücret ve güvenceli çalışma!”
Asgari ücret görüşmelerinin bu şekilde kapatılamayacağını vurgulayan Turan platformun taleplerini şu şekilde sıraladı:
“1.İnsanca yaşamaya yetecek asgari ücret ve güvenceli çalışma istiyoruz!
2.Asgari ücret AGİ hariç net olarak hesaplansın, vergi dışı bırakılsın, yoksulluk sınırına vergi dilimi kaldırılsın!
3.İşsizler için en az asgari ücret kadar geçim ücreti bağlansın.
4.Asgari ücret görüşmeleri halka açık yürütülsün!
5.Ücretsiz izin kaldırılsın, güvenceli çalışma sağlansın!
6.Düşük ücret yüksek vergi politikasından vazgeçilsin ve vergiler sermayedarlar için artırılsın. Kârlarına kâr katanlar krizin faturasını ödesin!”
21 Aralık’ta saat 19.00’da Mecidiyeköy meydanda yapılacak eylemin çağrısıyla açıklama sona erdi.
Sinbo direnişçisi: Mücadelemiz ortak
Sinbo direnişçileri adına söz alan Hüsne Kuralay ücretsiz izin saldırısına karşı 20 gündür sürdürdükleri direnişe değinerek şunları ifade etti:
“Çadırımızdan çıktık geldik. Mücadeleyi büyüten, işçilerin birliği ve sınıf dayanışmasıdır. Mücadelemiz ortaktır. İnsanca yaşama yetecek vergiden muaf asgari ücret istiyoruz. Ücretsiz izin kaldırılsın.”
Açıklama sloganlarla sona erdi.
Kızıl Bayrak / İstanbul
