‘Asgari ücret temennisi’ konusunda ortaklaştılar

DİSK, Türk-İş, Hak-İş ‘asgari ücret temennisi’ konusunda ortaklaştılar. Dolayısıyla bu temennilerin bir işe yaramayacağı aşikardır. AKP-MHP rejimini işçi sınıfının meşru mücadelesiyle köşeye sıkıştırmadan, asgari ücretin sefalet ücreti düzeyinde kalmasının önüne geçilemez.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 04 Aralık 2020
  • 17:46

Halen aylık brüt 2 bin 943 lira, net 2 bin 324 lira 71 kuruş olan asgari ücretin 2021 yılı için belirlenme süreci başladı. Bugün yapılan ilk toplantı öncesinde ortak bir açıklama yapan üç İşçi Konfederasyonu (DİSK, Türk-İş, Hak-İş) talep ettikleri asgari ücret konusunda anlaştıklarını açıkladılar.

“Üç İşçi Konfederasyonu 'insan onuruna yaraşır bir asgari ücret' belirlenmesi taleplerini bir araya gelerek ortaklaştırmıştır” denilen açıklamada şu ifadeler de yer aldı;

“Asgari ücret bir pazarlık ücreti değildir. İşçinin ailesiyle insanca yaşamasını sağlayacak gelirdir. Asgari ücretin belirlenmesi müzakerelerinde göz önünde tutulması gereken öncelikli husus, çalışanların karşı karşıya bulundukları geçim koşullarıdır. Çalışanlar, yaşanılan ekonomik sıkıntıların nedeni değil mağdurudur ve 'ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum' gerekçesiyle asgari ücretin düşük belirlenmesi kabul edilemez. Türkiye'nin rekabet şartlarını düşük ücret politikasıyla sağlamak doğrultusunda bir anlayışı olmamalıdır...”

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na çağrıda bulunan üç konfederasyon, taleplerini/temennilerini dört madde halinde sıraladı:

“* Asgari ücretin saptanmasında Anayasa'da yer alan "geçim şartları" yaklaşımına öncelikle uyulmalıdır. Günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre işçinin ve ailesinin insanca yaşamasını mümkün kılacak ve insanlık onuruyla bağdaşacak asgari ücret belirlenmelidir. İçinde yaşadığımız salgın koşullarının yarattığı gelir kaybı ve gider artışları da dikkate alınmalıdır.

* Asgari ücret, Asgari Geçim İndirimi (AGİ) hariç ve net olarak açıklanmalıdır. Bu ücretten yapılacak vergi, sosyal güvenlik vb. kesintiler net tutarın üzerine ilave edilmeli ve yıl boyunca asgari ücret, açıklanan bu net ücretin altına düşmemelidir.

* Ücretlerin asgari ücrete tekabül eden kısmı vergiden muaf olmalıdır. Ayrıca ücretliler için damga vergisi uygulaması kaldırılmalıdır. Asgari ücret sonrası ilk vergi basamağı için uygulanacak oran yüzde 10 olmalıdır.

* Asgari ücret, herhangi bir ayırım yapılmadan yine ulusal düzeyde tek olarak ve yıllık belirlenmelidir. İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınmalıdır.”

Üç konfederasyonunun talepleri/temennileri kısmen de olsa işçilerin beklentilerini karşılayabilir. “İnsanca yaşamaya yeten, vergiden muaf asgari ücret” talebine yakın şeyler söylüyorlar. Söylemenin, istemenin, temenni etmenin sendika şefleri için zor bir tarafı yok. Sorun taleplerin nasıl kazanılacağı noktasında düğümleniyor. İşçi sınıfının en basit hak kazanımlarının bile ancak sınıf mücadelesiyle mümkün olduğu dikkate alındığında, temennilerin bir işe yaramayacağı kolayca anlaşılır.

İsteklerini/temennilerini dile getiren üç konfederasyon mücadelenin sözünü bile etmiyor. Hak-İş AKP’nin aparatlarından biridir. Türk-İş’in şefleri sarayın dalkavuklarıdır. Bu ikisi daha dün sermeyenin ve sermaye rejiminin şefleriyle kol kola girip, saflarını pervasızca ortaya koydular. DİSK şefleri ise bu iki konfederasyonla anlaşarak, bir anlamda onların dümen suyuna kapılarak mücadele yolunu seçmeye istekli olmadığını bir kez daha göstermiştir. Dolayısıyla bu temennilerin bir işe yaramayacağı aşikardır. AKP-MHP rejimini işçi sınıfının meşru mücadelesiyle köşeye sıkıştırmadan, asgari ücretin sefalet ücreti düzeyinde kalmasının önüne geçilemez.