İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle yazılı açıklama yaptı. Açıklamanın başında şu ifadeler kullanıldı:
“2001 yılından bu yana 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü olarak kabul ediliyor ve bugün, milyonlarca mültecinin yaşadığı zorluklara dikkat çekmek, birlikte çözüm yolları keşfetmek ve herkes için insan hakları şiarıyla dayanışmayı, insan hakları mücadelesini güçlendirmek için önemli bir fırsat. Dünyanın pek çok yerinden; silahlı çatışma bölgelerinden daha güvenli bölgelere geçiş, ekonomik yetersizlikler, politik olarak ülkelerinde tehdit altında olma, çevresel sorunlar ve doğal afetler (iklim mültecileri) vb. nedeniyle milyonlarca insan yer değiştirmek zorunda kalıyor ve ne yazık ki her yıl bu sayı daha da artıyor. İnsanların yaşamlarını, özgürlüklerini tehdit eden savaşlar, ekonomik adaletsizlik, gelir dağılımındaki ve en temel haklara erişimdeki eşitsizliğin yaygınlaşması, küresel ısınma ve doğal afetlerle birlikte iklim değişikliği nedeniyle bu göçlerin artması kaçınılmaz hale gelmektedir. İnsan hakları Savucuları olarak; insan hakları değerlerinin korunmasının ve geliştirilmesinin dünyadaki mülteci/sığınmacı/göçmen sayılarını en aza indireceğini ve dünya barışının korunmasına hizmet edeceğini ifade etmek isteriz.”
Mültecilerin dünyada yaşadığı sorunları aktaran açıklamada sorunların çözümü için şu talepler sıralandı:
“1-Türkiye 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi sınırlama çekincesini kaldırmalı ve sözleşmede tanımlı haklardan tüm grupların eşit bir biçimde faydalanmasını sağlamalıdır;
2-Ağır hak ihlallerinin yaşandığı Geri Gönderme Merkezlerinde yaşanan hak ihlallerine derhal son verilmesi ve bu merkezlerin sivil toplum kuruluşlarının denetimine açılması acil bir talep olmakla birlikte, esas çözüm için, sorunun kaynağı olan idari gözetim ve geri gönderme merkezleri uygulaması kaldırılmalıdır.
3-Geri göndermeme ilkesi uluslararası hukuka uygun bir biçimde uygulanmalıdır. Hakkında kesinleşmiş yargı kararı olmadan, sadece suç isnadına dayanılarak ve geri gönderme yasağı bakımından değerlendirme yapılmadan, geri gönderme kararı verilmesi uygulamasına son verilmelidir.
4-Mültecilere insanca yaşama olanakları sağlanmalı; güvenceli ve eşit ücretli iş, ücretsiz sağlık, eğitim ve barınma olanakları düzenlenmelidir.
5-Bir arada yaşamı destekleyici çalışmaları yürütmeli ve toplumun ırkçı ve nefret söylemlerini engelleyici bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır;
6-Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki Geri Kabul Anlaşması iptal edilmeli, Türkiye’ye geri göndermeler son bulmalıdır.
7-Mültecilerin siyasi pazarlık konusu yapılmasına son verilmelidir;
8-Göç İdaresi genel Müdürlüğü, Mülteciler alanında çalışan sivil toplum kurumlarıyla iş birliği yapmalı ve şeffaflık sağlanmalı, bilgiler kamuoyu ile paylaşılmalıdır;
9-Uluslararası hukukun dışına çıkan tüm işlem ve eylemlerin izlenmesi ve raporlaması yapılmalı, sorumluları açığa çıkarılmalıdır.
10-Uluslararası koruma başvurularının alınması ve değerlendirilmesi sırasında, Göç İdaresinin yapısal eksikliklerinden kaynaklı sorunlar ve özellikle LGBTİ+lar, vicdani retçiler ve İslam inancında olmayanların, Göç İdaresi görevlilerinin resmi ideolojiyle çelişen konulardaki olumsuz tutumlarına dair yakınmaları da dikkate alınarak, BMMYK’nın Türkiye’de yeniden aktif faaliyete geçmesi sağlanmalıdır.
11-İkamet, kimlik, çalışma hakki, adli makamlara erişim, uluslararası koruma başvurusu gibi konularda mültecilere ana dillerinde ücretsiz hizmet sağlayacak, İl Göç İdaresi kontrolünde, yeterli sayıda danışma merkezleri açılmalıdır.
12-Toplumsal cinsiyet temelli şiddetin uluslararası korumayı gerektirdiğinden hareketle İstanbul Sözleşmesi mülteci kadın+’lar için eksiksiz uygulanmalıdır.
13-Başta kadın, çocuk, engelliler olmak üzere mültecilere ücretsiz hukuki destek yaygınlaştırılmalıdır.
14-İnsan kaçakçılığının ve göç yollarında yaşanan ölümlerin son bulması için sınır geçirgenliği artırılmalı, tüm sınırlar mültecilere açılmalıdır.”