‘Hapishanelerde tedavi engelleme’ raporu

Marmara Kriz Koordinasyonu ve Açlık Grevi İzleme Heyeti’nin açlık grevi bitirilmesinden sonra geçen 6 günde tutsaklara yapılanları derledikleri rapor, ‘tedavi engelleme’ raporu olarak kayda geçti.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 31 Mayıs 2019
  • 13:52

Açlık grevi ve ölüm orucunun bitirildiği 26 Mayıs’ın hemen ardından kurulan Marmara Kriz Koordinasyonu ve Marmara Bölge Hapishanelerinde Açlık Grevi İzleme Heyeti eylem bitiminden 6 gün sonra bir kez daha Marmara Bölgesi hapishanelerinde yaşanan süreci raporlaştırarak kamuoyuna sundu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde saat 12.00’de yapılan basın toplantısıyla kamuoyuna sunulan raporda “İlk gün yapılan görüşmeler sonucu ulaşılan hastaneler ve hapishanelerde hiçbir hazırlık olmadığı gibi, yetkililerin, bakanlıktan bir talimat almadıkça hazırlık yapamayacakları ve bakanlıklardan da böyle bir talimat verilmediği öğrenildi” denildi. 

Bunun üzerine valiler ve bakanlık yetkilileri ile görüşme talepleri iletildiği belirtilen raporda, bu talebin genel olarak karşılanmadığı, karşılandığında ise yetkililerin sadece dinleyici oldukları ifade edildi.

“Sonraki günlerde de süreç yakından takip edilmiş, mahpuslara, yetkililere ve tedaviyi yapacak olan hekim ve hastanelere Tabip Odası tarafından hazırlanan tedavi ve beslenme protokolü ulaştırılmıştır” ifadelerini yer aldığı raporda tutsakların tıbbi takipleri, hastanelere sevkleri, tedavileri, beslenmeleri hazırlanan protokollere uygun gerçekleştirilmediği belirtildi.

Hastaneye sevklerin hapishane ring araçları ile yapıldığı vurgulanan raporda kelepçeli muayene dayatmasıyla tedavinin engellendiği ifade edildi.

Tedavi sürecinde engellemelerin yer aldığı rapor

Marmara Bölgesi hapishanelerinden biri olan Maltepe Hapishanesi’nde ilk günlerde tedavi sürecinin ancak görüşmeler ve basınçla başlatıldığı belirtilen raporda Maltepe Hapishanesi hakkında şu bilgi yer aldı:

“Dün 7 mahpusun kampüs içindeki hastaneye götürüldüğü, kan alımı sırasında mahpusların kelepçelenmek istendiği, itirazları ile vazgeçildiği aktarıldı. Mahpuslardan Eyüp Şeker’in bu muameleye tepki göstererek kan vermediği bildirildi. Tahlil sonuçları çıktıktan sonra mahpusların tekrar hastaneye götürüleceği bilgisi verildi. Aynı şekilde revirde EKG çekimleri yapılmış olduğu, revir doktorunun EKG çekimleri öncesinde Bemiks’in tablet şeklinde olan ilacı (ismi hatırlanmıyor) verdiği bildirildi. Kampüs hastanesindeki dahiliye doktorunun mahpuslarla hiçbir şekilde ilgilenmediği, grev sürecinde de aynı tavrı sergilediği aktarılmıştır.”

Silivri Hapishanesi’nde de ilk günler hastaneye götürmeme, götürdüklerinde ise kelepçeli muayene dayatmalarının yapıldığı, dahası il günlerde normal yemek çıkarıldığı belirtilen raporda “Cezaevi idaresinin açlık grevi bittikten sonra B vitamini vermediği, mahpusların bu güne kadar ellerindeki  B vitaminlerini günde 1 tablet olacak şekilde kullandıkları söylendi. (Saf  B1 alan mahpusların günde 4 tane kullandıkları aktarıldı.) Avukatlar cezaevi savcısıyla görüşemediklerini belirttiler. Bayram Karanfil ve Mehmet Salih Noyan’nın Servan Kaya’ya daha yakın bir odaya alındıkları belirtildi. Selçuk Kozağaçlı ile yapılan görüşmede cezaevi idaresinin mamayı para karşılığında verdiği öğrenilmiştir. İdarenin dilekçe karşılığında kendilerine aynı gün mama verdiklerini belirtmiştir” ifadeleri yer aldı.

Bolu Hapishanesi’nde diğer hapishanelerde gerçekleşen tedavi engellemesinin yapıldığı ifade edilerek sağlık durumu kötü olan tutsaklar şöyle sıralandı: Şoreş Ölçen, Savaş Barik, Feciyi Roni Temizyüz, Hüseyin Barsak

Tekirdağ Hapishanesi’nde ise diğer hapishanelere kıyasla daha olumlu bir süreç olduğu belirtilen raporda tedavi sürecindeki aksaklıklar aktarıldı.

Edirne Hapishanesi’nde idarenin verdiği yemeğin azlığı ve hastaneye sevklerde yaşan aksaklıklar belirtildi.

Raporda Düzce Hapishanesi’nde hastaneye götürülen tutsaklara ilk önce doktorun iki gün hastanede kalmalarını söylediği, ama komutanın doktorla konuşması sonrasında hapishanede ilaçla ‘tedavi’ kararıyla hapishaneye geri getirildiği belirtildi.

Kandıra Hapishanesi’nde de diğer hapishanelerdeki yaşananlara benzer tedavi engelleme durumunun olduğu raporda ayrıntılarıyla aktarıldı.

Bakırköy Hapishanesi’nde ise tedavi için gerekli olan EKG’lerin çekildiği, ancak sonuçların açıklanmasının bayramdan sonraya bırakıldığı belirtilen raporda, EKG sonuçlarının hemen açıklanması için basınç yaptıkları ifade edildi.

Gebze Hapishanesi’nde tutsaklar hastaneye götürülmüş ama doktorların yaklaşımının faşizanca olduğu belirtilen raporda, bazı tutsakların az serum aldıkları bazılarının ise doktorun tavrından kaynaklı serum almayı kabul etmedikleri ifade edildi.

Bandırma Hapishanesi’nde tutsakların hastaneye gidişi nöbetçi doktor yok gibi bahaneyle ilk gün engellendiği, sonrasında ise çok az tutsağın hastaneye sevk edildiği ve revire sevkleri yapıldığı ifade edildi.

Raporda aktarılanlara göre Ümraniye ve Bursa hapishanelerinde tedavilerin diğer hapishanelere kıyasla biraz daha olumlu bir şekilde devam ettiği görüldü.