Osmaniye T Tipi 2 Nolu Hapishanesi’nde ayakta sayım dayatmasıyla 8 Ağustos’ta tutsaklara saldırıldı. Tutsak yakınlarının başvuruları üzerine İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Hapishaneler Komisyonu tutsaklarla görüşerek hapishanedeki hak ihlallerini raporlaştırdı.
Ayakta sayım dayatmasıyla gerçekleşen saldırılar
Ayakta sayım dayatması ve sonrasında yaşanan saldırıya dair raporda ilk olarak tutsak Sabri Kaya’nın anlatımına yer verildi. Tutsak Kaya 8 Ağustos’ta gerçekleşen saldırıyı şu ifadelerle anlattı:
“08.08.2019 tarihinde sabah sayımında Cezaevi 1.2. ve 3. müdürü ile yanında yaklaşık 40 kişilik bir gardiyan grubu ile koğuşa geldiler. ‘Ayakta sayım vereceksiniz’ dediler. ‘Biz bunu kabul etmiyoruz’ dedik. Biz bunu der demez başgardiyan ‘saldırın’ dedi. O sırada gardiyanlar koğuşun içine girerek herkesi darp etmeye çalışıp koğuştan dışarı çıkarmaya çalıştılar. Yerde botlarıyla arkadaşların yüzlerini, karınlarını tekmelediler. Yere düşenleri yerde vurarak sürüklediler. Beni koğuştan çıkardılar. Beni koğuştan avluya çıkardıklarında gardiyanın biri beni tekmelemeye başladı, o sırada başka bir gardiyan ‘ona dokunma o hasta başımıza bela olur’ dedi. Ancak, bu arada yediğim dayaktan sersemleştiğim için bir anda yere düştüm. Sonra kendime geldim.”
Tehdit ve ayakta sayım dayatması devam etti
Ayakta sayım dayatmasının sonraki günlerde de devam ettiğini aktaran Sabri Kaya şunları ifade etti:
“Bir sonraki gün önce gelip küfredip bağırıp çağırdılar. Sonra kamera ve robocop elbiseleri ile geldiler. Yine ‘ayakta sayım verin’ dediler. Biz kabul etmeyince hepimizi kameraya aldılar ve isimlerimizi aldılar. Tutanak tutacaklarını söylediler. Daha sonraki günlerde de bu şekilde kamera ile geldiler. Her seferinde başgardiyan kameralar gittikten sonra ‘şu bayram bir geçsin, sizinle görüşeceğiz’ deyip bizleri tehdit etti. Şu anda ne olacağını bilmiyoruz. Bayram görüşlerimiz bittikten sonra bir karşı işkence ve darp yapacakları kesindir. Baş gardiyan ve müdür sürekli bize ‘yasa var ayakta sayım yapacaksınız, yapmasanız biz gerekeni yaparız, istediğiniz yere şikayet edin’ deyip bizi tehdit ediyorlar.”
Tedavi engelleniyor, havalandırmalar tel kafesle kapalı
İHD gönüllü avukatlarının görüştüğü tutsak Akar İkbal, ayakta sayım saldırısıyla beraber, Nusaybin’de sokağa çıkma yasakları sırasında kolundan yaralandığını tedavi edilmediğini dile getirdi. Sol kolu yaralı olduğu ve boynuna askıyla bağlı olduğu için kelepçelenmediğini belirten İkbal, diğer kolu jandarmaya kelepçeli bir şekilde muayene edildiğini, doktorun ise ‘neyin var’ sorusunu sormaktan başka bir şey yapmadığıunı ifade etti. Bununla birlikte İkbal, sol kulağı duymayan, verem hastası Abdullah Topaloğlu ve 75 yaşındaki ağır kalp hastası Hakkı Erdoğan’ın durumlarına dikkat çekti.
Raporda Veysi Baltaş, Mehmet İpek, M. Şirin Arat, Mehmet Faruk Ergin, İbrahim Halil Karataş ve İbrahim Sütçü’nün anlatımlarıyla, hapishanede sadece ayakta sayım dayatmasında değil, sürekli olarak gardiyanların psikolojik saldırılarının, bazen de fiziki saldırılarının olduğu aktarıldı. İbrahim Sütçü havalandırmalarının üzerine çekilen tel kafeslere dikkat çekerken, bu tel kafeslerin kendilerine yapılan psikolojik işkence olduğunu ifade etti.
Tespitler ve çözüm çağrıları
Tutsakların anlatımından sonra İHD Adana Şubesi Hapishaneler Komisyonu’nun, hapishanedeki hak ihlalleri tespitleri şöyle sıralandı:
“1-Mahpusların haftalık 1 saatlik spor yapma dışında diğer tüm sosyal aktivitelerden mahrum bırakıldığı,
2-Koğuş avlularının üst tarafının tel örgü ile kaplanmış olmasının mahpusların psikolojileri üzerinde olumsuz etki yarattığı,
3-Hasta mahpusların tedavilerinin yapılmadığı, hastaneye sevklerde muayenelerin kelepçeli yapıldığı ve hastanede muayene olan hasta mahpuslara, tedavi süreçleri ile ilgili bilgi vermediği,
4-Özellikle cezaevi doktoru hakkında tüm mahpusların ortak şikayetlerinin bulunduğu ve insancıl bir yaklaşım sergilemediği hususunun açıkça iddia edildiği,
5-Cezaevi personeli infaz koruma memurlarının ideolojik bir bakış açısı ile mahpuslara ayrımcılık yaptığı ve hakaret ettiği iddia edildiği,
6-Mahpuslar ile cezaevi idaresi arasında iletişimin bulunmaması nedeniyle sorunların çözülemediği,
7-Cezaevi savcılığının yaşanan hak ihlallerine müdahil olmaması ve cezaevi idaresi üzerinde bir denetim mekanizmasının bulunmamasının keyfiyetçiliğe neden olması,
8-Koğuş mevcudiyetleri ve bugüne kadar ki uygulamalarda herhangi bir sorun çıkmaması göz önünde bulundurulduğunda, ayakta sayım yapılmasını gerektirecek bir neden bulunmamasına rağmen, bu konuda idarenin ısrarcı olması,
9-Cezaevi idaresinin, ayakta sayım ile ilgili mahpusların görüşünü alma ve diyalog mekanizmaları denemek yerine, şiddet, darp, kötü muamele ile disiplin sağlama gibi usul ve yasaya aykırı yöntemlere başvurması,
10-Darp ve kötü muameleye maruz kalan mahpusların yaralarının tespiti ve tedavisi için sağlık raporu alınmamış olması,
11-Günlük yayın yapan ve yasallığı tartışmasız olan Evrensel ve Yeni Yaşam gazetesi gibi gazetelerin mahpuslara verilmemesi, bu yasağın hukuki ve kanuni dayanağının bulunmaması, hususları gerek tarafımızca tespit edilen hususlar gerekse mahpusların iddialarıdır.”
Yaşanan hak ihlalleri üzerine etkin bir soruşturma yapılması önerilen raporun sonuç bölümünde, hak ihlallerinin son bulması için Adalet Bakanlığı ve Cezaevi Genel Müdürlüğü tarafından çözüm üretilmesi istendi. Ayrıca, 8 Ağustos’ta saldırıya uğrayan mahpusların adli tıp raporlarının alınması ve Osmaniye Hapishanesi’nde uzun süredir devam eden hak ihlallerinin tespiti için aynı kurumlara çağrı yapıldı.