İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu düzenlenen basın toplantısında “Hapishanelerde meydana gelen ölümlere son verilsin, sorumlular yargılansın” dedi.
Toplantıda yapılan açıklamada hapishanelerde mahpus ölümleri üzerine şunlar söylendi:
“2023 yılı başından bu yana tespit edebildiğimiz kadarıyla hapishanelerde 2’si kadın olmak üzere 13 mahpus yaşamını kaybetmiştir. 4 mahpus hastalıkları nedeniyle vefat etmiş, 3 mahpus ateşli silah ile öldürülmüş, 6 mahpus da şüpheli şekilde yaşamlarını yitirmiştir. İHD’nin belirlemelerine göre tespit edilebildiği kadarıyla 2022 yılı içerisinde çeşitli cezaevlerinde en az 78 mahpus yaşamını yitirdi ve 25’i şüpheli şekilde yaşamlarını yitirmişlerdir.”
Deprem ve sonrasında ihlal edilen yaşam hakkı ihlali örnekleriyle mahpus ölümlerinin aktarıldığı açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı:
“Hapishanelerde yaşanan tüm bu ölümlerin önlenebilir ölümler olduğunu açıktır. Mahpusların yaşam hakkının korunması yükümlülüğünün kendilerini denetim altında tutan kamu idaresinin sorumluluğunda olduğu bir kez daha hatırlatarak bu yükümlülüğün insan onuruna yakışır bir şekilde yerine getirilmesini talep ediyoruz.
-Birleşmiş Milletler (BM) Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi”nin 10. Maddesinde belirtilen, “Özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişiler insani muamele ve insanın doğuştan kazandığı insan onuruna saygılı davranış görme hakkına sahiptir” hükmü,
-BM Mahpusların Islahı İçin Temel Prensipler”in 1. maddesinde; “Bütün mahpuslara doğuştan sahip oldukları insanlık onurunun ve değerin gerektirdiği saygıyla muamele yapılır” hükmü,
-AİHS’in 3. maddesi uyarınca, “insan onuruyla bağdaşan koşullarda alıkonmasını, tedbirin infazına yönelik yol ve yöntemin kişiyi, alıkonmanın doğasında kaçınılmaz olarak bulunan sıkıntı düzeyini aşacak yoğunlukta ıstırap ve zorluğa maruz bırakmamasını, infazın pratik gerekliliklerini dikkate alarak, diğer şeylerin yanı sıra kişiye gerekli tıbbi yardımı sağlamak suretiyle, sağlık ve refahının yeterince sağlandığını güvence altına almakla yükümlüdür, hükmü,
-Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin “Ceza İnfaz Alanındaki Tavsiye Kararları”nın 72/1. maddesinde “tüm mahpuslara insanca davranılması” ve hapishanelerin “insan onuruna saygı gösterme zorunluluğunu kabul eden etik koşullar çerçevesinde” yönetilmesini gerektiği hükmü,
-Anayasa’nın başlangıç bölümünde “her vatandaşın onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirmeye doğuştan hak sahibi olduğu”, 17. maddesinde “kimsenin insan haysiyetiyle bağdaşmayan muameleye tabi tutulamayacağı” hükmü,
-Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 2. maddesi “Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz” hükmü belirtilmiştir.
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve kendi iç hukukundaki emredici nitelikteki kanun hükümleri gereğince özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin insan olmaktan kaynaklı haklarının korunması devletin sorumluluğundadır. Ancak devlet bu sorumluluğu yerine getirmediği gibi failleri de korumaya devam etmektedir.
İnsan Hakları Derneği olarak hapishanelerde yaşanan işkence ve kötü muamele uygulamalarına son verilmesini, işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden görevliler hakkında şeffaf soruşturma süreçlerinin yürütülmesini ve cezasızlık politikasından vazgeçilmesini, Ceza İnfaz Kurumlarının sivil toplum örgütleri ve ilgili meslek örgütlerinin denetimine açılmasını talep ederiz.”