İstanbul Pendik Ahmet Yesevi Mahallesi’nde yatılı hizmet veren Özel Türev Gülnazlı Engelli Bakım Merkezi’nde engellilere yönelik kötü muamele iddiaları devam ediyor. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen olayda bakım merkezinde çalışan bir bakıcının sopayla engelli çocuğu dövdüğü iddia edildi. Çocuğun çığlık sesleriyle uyanan mahalleli olaya müdahil oldu. Çocuğu bakıcının elinden aldıklarını iddia eden mahallelinin anlattıkları şiddetin boyutunu ortaya koydu. Çocuğun kafasında yara izi olduğunu söyleyen bir mahalle sakini, o anda çocuğun “Bizim elimizi kolumuzu bağlıyor, bizi mescide kilitliyorlar, sürekli dövüyorlar. Abla siz bilmiyorsunuz bunlar bize daha neler yapıyor” dediğini aktardı.
Yaşananları Evrensel'den Elif Ekin Saltık’a anlatan mahalleli bu tip olayların ilk defa yaşanmadığını, engellilerin her gün darbedildiğini ama yetkililerin kurumu denetlemediğini iddia etti.
“Abla siz bilmiyorsunuz, bize daha neler yapıyorlar”
Geçtiğimiz hafta yaşanan olaya şahit olan Nadire Tektaş, “Gece üç-dört sularıydı. Bir çığlık duydum. ‘Ne olur vurma, vurma abi’ diye feryat eden bir çocuğun sesiydi. O çığlık sesi ile uyandım. Camdan baktım. Bakım merkezinin bakıcısının bir çocuğu sopa ile darbettiğini gördüm. Sokağa çıktık. Bakıcıya tepki gösterdik, çocuğu elinden aldık. Çocuğun kafasına vurmuştu, yarası vardı. Çocuğun hali, yalvarışı, yakarışı hâlâ gözümün önünde gitmiyor” dedi. Çocuğu sakinleştirmeye çalıştıklarını söyleyen Nadire Tektaş, “Darbedilen çocuk bize orada yaşananları da anlattı. ‘Bizim elimizi kolumuzu bağlıyor, bizi mescide kilitliyorlar, sürekli dövüyorlar. Abla siz bilmiyorsunuz bunlar bize daha neler yapıyorlar’ dedi. Annesinin, ablasının numarasını verdi. Gayet aklı başında bir çocuktu, epilepsi hastası olduğunu söyledi. Bunlar yaşanırken bekçiler geldi, polise haber verdiler. Polis çocuğu onlara tekrar teslim etmeye çalıştı. Çocuk darbedildiği için ambulans geldi, çocuğu götürdü. Sonrasında çocuğa ne oldu akıbetini bilmiyoruz. Kaç gündür çocuğu da görmüyorum” diye konuştu.
“Bir buçuk senedir bu çığlıkları fuyuyoruz”
Daha önce de çocukların oradan kaçtığını gördüğünü aktaran Nadire Tektaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çocukların çığlık sesleri sürekli geliyor. O çocukların orada şiddet gördüklerini duyuyorduk. Gece gündüz sesleri geliyordu. O gün ben de çocukların şiddete uğradığına şahit oldum. Mahalle sakinleri daha önce gidip kurumun kapısına görüşmek istemişler, uyarmışlar. Ben CİMER'e aynı gece şikayette bulundum olumlu ya da olumsuz bir dönüş olmadı. Biz şikayet ediyoruz ama denetleme olmuyor. Eğer olsaydı o çocuklar hâlâ şiddet görmezdi. Bu olaylar bir buçuk yıldır devam ediyor. Bir buçuk senedir o çığlıkları duyuyoruz.”
“Kollarında morluk ve ısırık izi vardı”
Mahalleli Berivan Fırat, tanık olduğu başka bir kötü muameleyi şöyle anlattı:
“Hastaneden döndüğüm bir gün birkaç kişi kurum önünde toplanmıştı. Sordum, ne oldu diye. Engelli bakım merkezinden bir çocuğun kaçtığını ve kollarında darp izi ve morluklar olduğunu söylediler. Ne yaptınız çocuğa diye sorunca, kurum müdürü geldi müdahale etti. Polise haber vermeden çocuğu tekrar yurda geri götürdüler. Siz düşünün 14-15 yaşındaki bir çocuk kollarında morluk ve ısırık izleri vardı. Sol kolunda da derin bir kesik vardı, bildiğiniz et parçası yoktu. Çocuğa ne olduğunu sorduğumuzda, bakıcılarından şiddet gördüğünü, bakıcıların diğer engelli çocuklara kendisini dövdürdüğünü söyledi. 'Babam bana para gönderiyor, paramı elimden alıyorlar, bizi dövüyorlar, mescide kilitlediler' dedi o çocuk da.”
‘İmdat bizi kurtarın’
Sürekli çığlık sesi duyduklarını söyleyen mahalleliler çocukların ‘imdat bizi kurtarın’ diye bağırdıklarına şahit olmaktan rahatsız. Mahalleli, bir şey yapamadıkları için vicdanen rahatsızlık duyuyor. Gerekli denetimlerin bir an önce yapılmasını istiyor.
Bakım merkezi: İddialar doğru değil
Özel Türev Gülnazlı Engelli Bakım Merkezinden adını vermek istemeyen bir yetkili iddiaların doğru olmadığını söyleyerek, “Böyle bir olayın yaşanması imkansız. Her yerde kameralar var. Kameralardan her gün izliyorum, böyle bir olay yaşansa personelle ilgili gerekli işlemleri başlatırdım. Bu çocuk karantina döneminde olduğumuz için ailesini göremiyor. Çocuklar ailelerini göremedikleri için aile özlemi duyuyorlar ve ailelerin yanına gitmek istiyorlar. O nedenle çocuklar bu şekilde konuşmalar yapıyorlar” dedi.