14 yaşındayken ailesinin baskısı ile kendisinden yaşça büyük H. ile evlendirilen, 15 yaşında çocuk sahibi olan S. evliliği boyunca şiddet gördü, iki kez öldürülmeye çalışıldı ve nasıl olduğunu hatırlamadığını söylediği bir şekilde balkondan düşerek 1 yıl boyunca felçli kaldı, yüzde 71 engelli oldu.
Cumhuriyet’ten Tuğba Özer’in haberine göre, 28 yıllık evliliğini, aldatılmaya, yediği dayaklara ve ölüm tehditlerine dayanamayarak noktalayan S., boşanmakla da kurtulamadı. Uzaklaştırma kararı bulunmasına rağmen eski eşi tarafından sürekli tehdit edilen kadının çalışması, kendisine yeni bir hayat kurması engellendi.
Son olarak, S.’nin evine silahla giderek tehdit etmesiyle açılan davada hapis cezasına çarptırılan eski koca H., 3 ay 20 gün ceza aldı ve şu anda cezaevinde.
H.’nin cezaevinden yaptığı uzlaştırmaya gitme talepleri nedeniyle her tebligatta adres bilgisi eski eşine verildiği için sürekli adres değiştirmek zorunda kalan S., “Devlet benim gibi durumda olan kadınların adresini niye ifşa ediyor? Bu şahıs cezaevinden çıktığında ben yine adres değiştirmek zorundayım. Benim gibi kadınların kişisel bilgilerinin gizlenmesini istiyorum” dedi.
“Telefon kullanmama, evden çıkmama karışırdı"
Evliliği boyunca fiziksel şiddetin yanında psikolojik şiddet de gördüğünü ve hep baskı altında yaşadığını söyleyen S., “Telefon kullanmam dahi yasaktı. Para vermez, dışarı çıkmamı istemezdi. Sürekli onu aldattığımı düşünüyordu ve beni bu suçlama ile baskılıyordu. Ben de psikolojik olarak artık çöktüğüm için boyun eğiyordum, evden bile çıkmıyordum. Sürekli kendimi ona ispatlamak zorundaydım” diye konuştu.
İki kez öldürmeye çalıştı
S., H’nin kendisini iki kez öldürmeye çalıştığını da belirterek, “Yatakta yattığımız bir gece birden boğazımı sıkmaya başladı. Elinden son anda kurtuldum. İkinci teşebbüsünde ise bir gece kapıya gelerek ‘hadi gezmeye gidelim’ dedi. Daha sonra arkadaşı beni telefonla arayarak, ‘yenge sakın ama sakın onunla bir yere gitme. Seni kayalıklardan aşağı atmayı planlıyor' dedi. ‘Kim vurduya gidecek’ demiş benim için arkadaşlarına. Ben de gitmedim bunları duyunca. ‘Neden beni öldürmek istiyorsun’ diye sordum, tek bir şey söylemedi” dedi.
Polis: Kendini güvenli bir yere at
S., 2014 yılında eşine boşanma davası açtı. Bu süreçte tehditlerin artması üzerine de birçok kez uzaklaştırma kararı aldırdı ama tehditler hiç sonlanmadı.
Boşanma davası sürerken H.’nin yine evine gelerek tehdit etmesi üzerine yaşadığı bir olayı şöyle anlatıyor:
“Uzaklaştırma kararı alınmasına rağmen evin kapısına gelmeye devam etti. Polisi aradım yine o günlerden birinde, karakola gittik. İfademiz alındıktan sonra o serbest bırakıldı. Bana da gidebilirsin dediler. Dedim ki ben nasıl gideceğim? Taksiye binip gidebileceğimi söylediler. ‘Onu çıkarttınız yine eve gelecek ben ne yapacağım’ dedim ama dinletemedim.
Nitekim devam etti. Başka bir gün işe giderken otobüse bindim ve taksiyle beni takip ettiğini fark ettim. Polisi aradığımda ‘Kendini güvenli bir yere at’ yanıtını aldım. Bir şekilde onu atlatıp iş yerime gittim. Polisler oraya geldi. Durumu müdürüme anlatınca sen biraz istirahat et dedi. Daha sonra da işten çıkarıldım.
Tekrar evime gelip tehdit ettiğinde yine polisleri aradım. Geldiler ve bu sefer ona ‘bir daha yaparsan seni içeri alırız’ deyip gittiler.
‘Tehdit ettiğini itiraf ettiğinde bile iyi hal uygulandı
Öte yandan eski koca H’ye, “Yanında birini görürsem, evlenmeye kalkarsan seni öldürürüm. Ben seni daha boşamadım, Allah katında evliyiz, dikkat et”, “Namusuma leke sürersen seni yaşatmam, bir başkası ile görüşürsen boğazını keserim, bu evlilik mezarda biter” gibi tehditleri nedeniyle birçok dava açıldı.
Açılan davalarda H.’ye her defasında iyi hal indirimi uygulanırken verilen hapis cezaları da para cezasına çevrildi.
H., S.’yi tehdit ettiğini mahkemede itiraf ettiğinde dahi iyi hal indirimi alabildi.
“Çare benim öldürülmem mi?”
“Şu anda içerde olduğunu bildiğim için biraz rahatım ama o çıktıktan sonra ben her zamanki gibi kendimi eve kapatacağım” diyen S., “Korkularım hala devam ediyor. Kapı çarpar ben uyanırım, derin bir uykum yok. Sürekli o korkularla yaşıyorum. O çıktıktan sonra benim için hayat bitti. Yolda giderken sürekli geriyi kontrol etmek zorundayım. Çare arıyorum kendime. Çare ne? Bu adam cezaevinden çıktıktan sonra benim öldürülmem mi?” diye sordu.
“Koruma masraflarını karşılaman lazım”
“Her uzaklaştırma kararımda koruma var ama o koruma yok” diyen S., Neden koruma verilmiyor diye sorduğunda masrafları karşılamasının istendiğini şöyle anlattı:
"Polisler bana, ‘Yemesini, içmesini benzinini, her şeyini karşılayacaksın’ dediler. Ben bunları karşılayamadığım için koruma sağlanmadı. Ben her karakola gittiğimde, “Devlet bana koruma verdi. Niye korumuyorsunuz’ dedim. Cevap olarak ‘Hanımefendi devlet her şeyi karşılayamaz’ dediler.”
“Kadından masraf talep etmek kanuna aykırıdır”
Avukat Selin Nakıpoğlu koruma talep eden kadınların benzer söylemlerle karşılaştıklarını sıklıkla duyduklarını belirterek, “Tedbir talep eden şiddete maruz kalmış olan kadın hiçbir masrafı karşılamak zorunda değildir.
6284 sayılı yasa madde 20 gereği verilen tedbir kararlarının icra ve infazı için yapılan işlemlerden yargılama giderleri, harç, posta gideri ve benzeri hiçbir ad altında masraf alınmaz.
6284’ün etkinliğini azaltmak için ortaya çıkmış bir fiili durumdur, kanuna aykırıdır. Masraf vb. talep eden memur görevi suistimal suçunu işlemiş olur. Kadınların, 6284 sayılı yasaya ulaşmalarını engellemek için yapılan bu talepler hukuka aykırıdır. Kadınlar böyle bir durum ile karşılaşırsa yasal yollara başvursunlar” şeklinde konuştu.