Gelir gider dengesinin sürekli bozulmasıyla hızla çöküşe doğru ilerleyen, milyonlarca emekçinin primlerinin toplandığı sosyal güvenlik sisteminin yönetimindeki akıl almaz uygulamalar Sayıştay raporlarına yansıdı.
Tahsil edilmeyen, zaman aşımına uğrayan alacaklar, icra ile alınan malların satışından alacağın sadece binde 43’ünün tahsili, alımlarda kurulan rant zinciri gibi çok sayıda tespitte bulunuldu.
BirGün'den Nurcan Gökdemir'in haberine göre Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 2019 yılı hesaplarında yapılan denetimlere ilişkin Sayıştay raporunda kötü yönetim örneği çok sayıda bulgu yer aldı. 41 milyarlık açıkla kapatılan 2019 yılında, 7 milyar TL’yi bulan binlerce adet tahsilat bürokratik hatalardan dolayı emanet hesaplarına alınmak zorunda kalındı.
Yapılan inceleme sonucunda, milyarlarca liralık tahsilat, kurum ya da işyeri ile sicil eşleştirmesi yapılmadığı, tahsilat kaydında kesinti listesi boş olduğu, sicil gönderilmediği için Hazine ve Maliye Bakanlığı adına emanet hesaplarında bekliyor. Raporda, bu durumun ödemeyi yapan kurum ya da kuruluşların borçlarının kapatılmamasına neden olduğu bildirildi.
Rapora yansıyan diğer tespitlerden bazıları ise şöyle:
* Kamu kurumları tarafından SGK’ye ödenmesi gereken 4.8 milyar TL’lik faturalı alacak tahsil edilememiştir.
* Kurum alacaklarının bir kısmı süresi içinde takip edilmemesi nedeniyle zamanaşımına uğramıştır.
* 2015-2019 yılları arasında toplam 68.9 milyar TL alacak için icra süreci başlatıldı, alacakların yüzde 31,48’i tahsil edilmiştir. 2015-2019 yılları arasında haczedilen toplam 521 bin 251 adet menkul maldan sadece 10 bin 886’sı, 305 bin 239 adet gayrimenkulden de sadece bin 328’i satıldı. Satışlar sonucunda icra alacağının binde 43’ü oranındaki 297 milyon lira gelir elde edilebildi.
* Türkiye Varlık Fonu’na aktarılan TPAO’daki hisselere karşılık kar payı alınmadı.
* SGK tarafından Türksat A.Ş’den e-Devlet ile ilgili bilgi ve iletişim teknolojileri hizmetleri kapsamında olmayan hizmet alımları (Alo 170 İletişim Merkezi) Kamu İhale Kanunu’na tabi olmadan yapıldı ve kapsam dahilinde yapılan alımlarda ise hizmet doğrudan Türksat A.Ş. yerine alt yükleniciler tarafından yerine getirildi.
* Emek İnşaat ve TOKİ ile imzalanan protokoller kapsamında yaptırılan binaların kullanılmaya başlanmış olmasına rağmen eksiklikler hâlâ tamamlanmadı. Geçici kabul tarihleri 2012, 2013, 2014, 2015 olan 20 binada eksiklikler bulunmaktadır.
* Milli Emlak Genel Müdürlüğü ile 2013 yılından beri devam eden trampa işlemleri sonucunda kurum ihtiyaçlarında kullanılamayacak, satış kabiliyeti olmayan taşınmazlar alındı. Trampa işlemleri sonucunda 56.4 milyon TL’lik fark ortaya çıktı, bu farkın daha da artacağı görünmektedir. Kurum ile Milli Emlak Genel Müdürlüğü arasında yapılan yazışmalardan bu farkın da taşınmaz trampası ile kapatılmasının öngörüldüğü tespit edildi.
* Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devir edilen veya devir işlemleri devam eden taşınmazlara karşılık olarak alınan taşınmazların bir kısmının sanayi depolama alanı, belediye hizmet alanı, park, yol, emniyet alanı, spor tesis alanı gibi kurumun hizmetleri dışındaki amaçlara ayrıldığı, satış kabiliyetlerinin bulunmadığı ve kurum ihtiyaçlarında kullanılamayacak durumda bulundukları görüldü.
* Prim borcuna karşılık, satılmak amacıyla alınan taşınmazlar satılıp nakde dönüştürülmedi. SGK, 30.10.2019 tarihinde 855.3 milyon TL tutarında prim borcunu silerek 840 taşınmaz edindi. Bu taşınmazlardan yalnızca 140’ı satıldı ve 38.4 milyon TL temin edildi. 2012 yılından bu yana takipli borçlara karşılık satın alınan taşınmazlardan, yüzde 4,4'ü satıldı. En son satış işleminin 30.03.2018 yılında yapıldığı ve bir taraftan da takipli alacaklara karşı taşınmaz alınmaya devam edilmesi nedeniyle sayısı 2 bin 43’e ulaşan taşınmazların yönetimi ve idare edilmesinde ciddi sorunlar yaşanıyor.
* Gerekli şartları taşımayan işverenlere İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında destek ödemesi yapıldı.
Bakanlıklardan yansıyanlar
Öte yandan, AKP-MHP rejiminin pekiştirdiği yağma, talan, yolsuzluk düzeni, Sayıştay’ın bakanlıklarla ilgili raporlarına da yansıdı. BirGün’ün derlediği 4 bakanlıkla ilgili belgeler düzendeki çürümeyi gözler önüne seriyor:
1-Sağlık Bakanlığı: Şehir hastaneleri rant kapısı
Rant kapısı olarak nitelendirilen şehir hastaneleriyle kamunun milyonlarca lirasının çöpe atıldığına dikkat çekildi. “Yap- kirala – devret” modeliyle yaptırılan hastanelerde şirket tarafından temin edilmesi gereken tıbbi malzemelerin temin edilmediği belirtildi. Bakanlık ise aksayan işler için şirketlere yaptırım uygulamadı.
2-Eğitim Bakanlığı: Personel liyakatsız, Fatih projesi batık
Taşımalı eğitimden FATİH Projesi’ndeki başarısızlığa, görevlendirmelerdeki liyakatsizlikten destekleme kurslarının işlevsizliğine pek çok sorun sıralandı. “Asrın projesi” olarak lanse edilen FATİH’in atıl kaldığı, bakanlık atamalarının yüzde 70’inin liyakatsiz olduğu ve 138 bine ulaşan öğretmen açığının plansızlık nedeniyle kapatılamadığı kaydedildi.
3-Aile Bakanlığı: 118 bin kişiye usulsüz yardım
Bakanlık bütçesinden sisteme kayıtlı engelli raporu olmayan 95 bin 917 kişiye, raporu olan ancak gerekli şartları taşımayan 22 bin kişiye engelli aylığı ödendiği ortaya çıktı. Engellilere destek amacıyla yapılan ödemelerdeki sorunlara ilişkin şu tespit yapıldı: “Kayıtlı evi, arabası, arsası olanlara engelli evde bakım ödemesi yapıldığı görülmüştür.”
4-Gençlik ve Spor Bakanlığı: Aladağ katliamından ders çıkarmadı
Yangın algılama sistemi olmayan ve yangına dayanıklı kapısı bulunmayan konutların yurt binası olarak kullanıldığı ortaya çıktı. Öğrenci yurtlarının tehlikeye davetiye çıkardığının belirtildiği raporlarda yurtların fiziki ve teknik altyapısının uygunsuz olduğu ve konut veya işyeri olarak planlanan ve yapılan binaların yurt binası olarak kullanıldığı tespit edildi.