Eğitim Sen, 2021 yılı Merkezi Bütçe Kanun Tasarısı görüşmeleri TBMM’de görüşülmeye devam ederken yazılı açıklama yayımlayarak bütçeye ilişkin taleplerini açıkladı. 2021 Merkezi Yönetim Bütçesinde en büyük payın güvenlik harcamalarına gittiğini belirten açıklamada yatırım bütçesinde de en büyük payın iktidara yakın inşaat gruplarına gittiği ifade ediliyor.
Açıklamada bütçe sürecine okullar ve üniversitelerimizde eğitim bileşenlerinin, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin ve veli örgütlerinin katılmadığının altı çizilerek “2021 bütçesi, tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi, toplumsal cinsiyete duyarlı olmayan; kamu hizmetleri alanında yaşanan tek tipleştirme, kutuplaştırma, piyasalaştırma, ticarileşme ve okul türleri açısından ayrımcı uygulamalara paralel bir anlayış ile hazırlanmıştır” denildi. MEB bütçesinin salgın koşullarında temel ve zorunlu ihtiyaçları görmezden geldiğinin altı çizilen açıklamada, “Bütçe gerekçesinde pandemi koşullarında eğitimin nicel ve nitel durumuna ilişkin hiçbir değerlendirmeye rastlanılmamıştır. MEB bütçesi eğitimin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak” denildi.
Eğitimin yükü velilerin sırtında
Eğitime ayrılan kaynakların sadece rakamda kaldığı, doğrudan eğitim hizmetine yönelik bütçelerde gerçek anlamda artış yapılmadığını vurgulayan açıklamada “Her fırsatta eğitime en çok payı kendilerinin ayırdığını iddia eden AKP hükümetleri döneminde, eğitim bütçesinin milli gelire oranı OECD ortalaması olan yüzde 6’nın hala çok altındadır. Geçtiğimiz 18 yıl içinde MEB bütçesinin milli gelire oranı çok az artmış olmasına rağmen, belirlenen rakamlar ihtiyacın çok altında kalmış ve eğitim harcamalarının esas yükü, büyük ölçüde velilerin sırtına yüklenmiştir” denildi.
Eğitim hizmetlerinin piyasa kurallarına göre düzenlendiği vurgulanan açıklamada, “2021 MEB bütçesinin bizlere gösterdiği en açık gerçek, eğitimde yaşanan yoğun tek tipleştirici, ayrımcı ve piyasacı sürecin artarak devam edeceği, eğitimin niteliğinin düşeceği, yetersiz uzaktan eğitim uygulamaları nedeniyle eşitsizliklerin derinleşeceği ve velilerin kendi bütçelerinden yapacağı eğitim harcamalarının belirgin bir şekilde artacağıdır” diye belirtildi.
Yapılacak harcamalarda piyasa kurallarının değil, toplumsal yararın gözetilmesi gerektiğinin altı çizilen açıklamada, Eğitim Sen'in 2021 MEB bütçesine ilişkin talepleri şu şekilde sıralandı:
“MEB bütçesinin milli gelire oranı en az iki kat arttırılmalı, başlangıç olarak OECD ortalamasına ( yüzde 6) çıkarılmalıdır.
- Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması uygulamasına derhal son verilmeli, eğitime yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.
- Eğitim kurumlarının bütün ihtiyaçları salgın koşullarına göre yeniden güncellenmeli, bu ihtiyaçlar için ek bütçe oluşturulmalı, bütün okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.
- Öğretmen ve öğrencilere eğitim için gerekli teknik destek (bilgisayar, tablet, internet vb.) ücretsiz olarak temin edilmelidir.
- MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay mutlak anlamda arttırılmalı, eğitimi ticarileştirmeyi hedefleyen özel sektör, dini vakıf ve cemaatlerle yapılan ya da yapılacak olan her türlü ortak proje ve protokol iptal edilmelidir.
- Tüm eğitim ve bilim emekçilerine insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalıdır.
- Eğitim ve bilim emekçilerinin satın alma gücünde ve ücretlerinde yaşanan kaybın giderilmesi için ek zam yapılmalıdır.
- Tüm eğitim ve bilim emekçilerinin ek göstergeleri 3600'e çıkarılmalıdır.
- Vergi diliminden kaynaklı kayıplarımıza son verilerek, ücretli çalışanlar için gelir vergisi oranı sabitlenmelidir.
- Ek ödemelerin tamamı temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalı, ek ders saat ücreti hesaplanırken bir öğretmenin aylık maaş tutarı esas alınmalı ve gelir vergisinden muaf tutulmalıdır.
- Eğitim-öğretime hazırlık ödeneğinin, ayrımsız bütün eğitim ve bilim emekçilerine bir maaş tutarında ve yılda iki kez ödenmesi sağlanmalıdır.
- Sözleşmeli/ücretli öğretmenlik gibi her türlü güvencesiz istihdam uygulamalarına esnek, kuralsız ve angarya çalışmaya son verilmeli, sözleşmeli öğretmenlerin tamamı kadroya geçirilmelidir.
- 2021 yılında aile ve çocuk yardımı başta olmak üzere, sosyal yardımlar sembolik olarak belirlenmekten çıkarılmalı, ihtiyaç kadar artış yapılmalıdır.
- Öğretmen, akademik personel, memur ve yardımcı hizmetli açıkları kapatılmalıdır.”